10. "Çıkmaz Sokak"

2K 362 100
                                    


Selam.

Öncelikle birkaç güne kadar bir yeni bölüm daha geleceğini bildirmek istiyorum. Motivasyon için sizden bolca yorum rica ediyorum.

Madrigal~ Yaşayamam Bu Benle


Keyifle okuyun.

Saatler geçmişti

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Saatler geçmişti. Yaşadığımız şehir geride kalalı çok oluyordu. Su ve Berika, acıktıkları için birkaç kez söylenseler de Cihangir dediğini yapmış, şimdiye kadar geldiğimiz yol boyunca hiç durmamıştı. Karşımda oturan Can’ın normal halini bilmiyordum ama bence hala normaline dönebilmiş değildi. Çünkü gözleri sıkça boşluğa dalarken, aklından geçenlerin onu hüzünlendirdiğini yüzüne yansıyan ifadeden anlaşılıyordu. Su ise sık sık uyumuştu. Uyanık olduğu zamanlarda Can ile sohbet etmiş olmasına rağmen bizimle tek kelime bile konuşmamıştı. Nedeni açıktı; o, ne yazık ki kibirli bir kızdı ve bizi dengi olarak görmüyordu. Onun penceresinden, bizimle konuşacağı hiçbir konu olamazdı ama  hayat onu fena halde köşeye sıkıştırmıştı. Bu ara en çok bizimle konuşmak zorundaydı. Diğer yandan Yekta bu konuda bizim kadar şanssız değildi. Çünkü sık sık Asır ile sohbet ettiklerini; maçtan, dövüşten ve derslerden konuştuklarını duymuştum. Cihangir konuşmaya hiç katılmamıştı ama onun nedeninin Su’nun ki ile aynı olmadığını biliyordum.

Cihangir’in kimsenin bilmediği başka bir derdi vardı.

Onunla yeniden göz göze gelmemek için başımı tekrar çevirmemiştim. Sanki çevirdiğim an onun beni izleyen gözleriyle karşılaşacaktım. Bunu düşünmek bana müthiş bir gerginlik armağan etmişti. O gerginliği bir parça yenebildiğimde başımı cama yasladım ve gözlerimi kapatmayı denedim. Yol boyu akıp giden tekerleklerin verdiği titreşim şanslıydım ki gerçeklikle aramdaki bağı koparmayı başardı.

Gözlerimi açtığımda karlarla kaplı dar bir orman yolundan ilerliyorduk. Akşam olmak üzereydi ve yağan kar hızını giderek arttırıyordu.

Asır’ın “Ne kadar kaldı?” diye sorduğunu duydum. “Kar daha fazla bastırırsa yolda kalırız.”

“Navigasyon önünde.” Bu cevabı elbette ki Cihangir vermişti.

“On iki dakika.” dedi Yekta. “Bir aksilik çıkmazsa on iki dakika sonra oradayız.”

Neyse ki bir aksilik çıkmadı ve çok da dik olmayan bir rampayı buz tuttuğu için güçlükle geçtikten sonra seyrek ağaçlı bir ormana ulaştık. Ahşap dağ evi, hemen ormanın girişindeydi ve neredeyse kardan görünmüyordu. Evin varlığından haberdar olmayan birinin bulması neredeyse imkansızdı. Cihangir aracı, evin yan kısmına park ettikten sonra “Beyler.” dedi. “Bagajda yakacaklar var, biz onları taşıyacağız.” Kıpırdadığını hissettim. Sanırım bu taraf dönmüştü. “İçeride tüp var, kızlar da yemek pişirir.”

OYNA YA DA ÖL 🎭 Where stories live. Discover now