26."Nasıl Yaparsın!"

1.6K 256 128
                                    

Selam.

Bu ara rahatsızım. Tüm gün hastanede olduğum için uzun bir bölümle gelemedim ama telafi olarak birkaç güne kadar yeni bir bölüm yayınlayacağım.

Özlediniz mi?

Keyifle okuyun.

Birinin evi olmak

Oops! Bu görüntü içerik kurallarımıza uymuyor. Yayımlamaya devam etmek için görüntüyü kaldırmayı ya da başka bir görüntü yüklemeyi deneyin.


Birinin evi olmak. Birine ev olmak. Etrafımız bunca tehlike ve  imkansızlıkla doluyken nasıl olacaktı? Gözlerimi kapattım. Kulaklarımda izi kalan sözcüklerini tekrar ve tekrar hissederken, tenimdeki sıcaklığı acımı silmek için çırpınıyordu.

“Nasıl olacak?” diye fısıldadım, biraz zaman sonra.

Beni daha sıkı tuttu. “Olacak.” Daha da sıkı tuttu. “Olduracağız.”

Alnını benimkinden ayırıp, gözlerime öyle güzel baktı ki ne etrafımızdaki tehlikeler ne de imkansızlıklar kafamın içinde sesini çıkarabildi. “Cihangir.”

“Söyle.”

Gülümseye çalışan dudaklarım gözyaşlarıma kafa tuttu. “Geldiğin için teşekkür ederim.”

Kaşlarını yavaşça çattı. “Bana teşekkür etmende bir sakınca görmüyorum ama bunun için etme. Sana gelmek senin için yaptığım bir şey değil.”

Gülümsemeyi başardım. “O zaman gidelim.”

Ve o da gülümsedi. “Sanırım doğru kararlar alan bir kıza karşı zaafım var.”

Eli, kolum boyunca kayıp elime ulaştı. Parmakları parmaklarımın arasında geçerken, kalbim cam kırıklarından arınıp, onun için heyecanlanmaya başladı. “Galiba benim de…” Bunu söylerken gözlerine bakamazdım. Bu yüzden gözlerimi kaçırdım. “Güzel, ela gözlere sahip bir çocuğa…”

Evi gerçekten gözlerden uzaktı. Cihangir ve ben… Gözlerden uzak ve küçücük bir evin içindeydik. Daha içeri girdiğim ilk anda hammaddesi Cihan’in kokusu olan huzur kokusu yüzüme çarpmıştı. Hem şehre çok yakın hem de ev ve insan kalabalığından uzaktaydık. Benim için kapıyı açtığı andan itibaren salonun içindeydim ve evin tüm ayrıntılarını görebiliyordum. Bir yanı fazla kullanılmaktan aşınmış kahverengi l koltuğu, çoğu yıpranmış kitapları barındıran dar, ceviz kitaplığı, asimetrik ve kabarık krem halıyı barındıran salon, yalnızca bir odaya ev sahipliği yapıyordu. Cihangir’in uyuduğu odaya…

“İncelemeye oturarak devam etmek ister misin?”

Sorusuyla birlikte bir süredir durduğum kapı ağzından içeri adım attım. Ayakkabılarımı çıkarıp, hemen kapının yanındaki gömme ayakkabılığa bıraktıktan sonra koltuğa ulaştım ve aşınmış köşeyi es geçerek uzun kısmına oturdum.

OYNA YA DA ÖL 🎭 Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin