25. "Acın, Acım"

2.4K 373 223
                                    

Selam.

Bu bölüm fırtına öncesi sessizlikti ama o sessizliği seveceksiniz :)

Okuyan herkes oy ve yorum bırakırsa çok sevinirim.

Mustafa Ceceli~ Simsiyah
Sermest ~ Yağmur

Keyifle okuyun.

Kafamın içinde arsız bir melodi dönüyordu

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.


Kafamın içinde arsız bir melodi dönüyordu. Hiç durmadan… Durmadan dönüyordu.

Yağmur aniden ve gürültüyle yağmaya başladığında, dudaklarım, kendisini esir alan dudaklarla birlikte durdu. Birbirimizin dudaklarında nefes nefes dinlenirken, esas dinlenmesi gereken deli gibi atan kalbimdi.

“Bu… İnanılmazdı.” Dudaklarından çıkan kelimeler ağzımın içine yuvarlandı. Nefesini sevmiştim. Beni öperken tenimde dolaşan parmaklarını sevmiştim. Olağanüstü hissettirmiş ve asıl inanılmaz olan buydu. “Lalin...”  Baş ve işaret parmağıyla tuttuğu çenemi yukarı kaldırdığında, dudaklarımızın temasını tamamen kopardı. Bunun hoşuma gittiğini söyleyemezdim. Gözleri gözlerimde dolaşırken, “Bana ne yaptığının farkında mısın?” diye sordu.

Yapamayacağımı sandım ama gülümsemeyi başardım. “Açıklaman gerekecek.”

O da gülümsedi. İşte bu kalbime inen son darbeydi. “Nasıl bir açıklama istersin?” Bakışları yön değiştirerek dudaklarıma kaydı. “Aklımdan bir şeyler var.”

Sözleri beni daha fazla gülümsemeye itmişti ama bakışlarımın masadakilere kaymasıyla yapamadım. Fark ettiğinde başını omzuna çevirdi ama baktığım yere bakmadı.

“Burada olmasını istememiştim.” Elini çenemden ayırdı, saçımı kulağımın arkasına koyarken, “Tutamadım kendimi.” dedi derinden gelen erkeksi sesiyle. “Bil bakalım sebebi kim?”

Yükselen fren sesiyle irkildim. Cihangir sessiz kalmamı işaret ederek cama yaklaştı. Sonra hızla yanıma geldi, elimi tuttu ve bizi odadan çıkardı.

“Cihangir!” diye fısıldadım peşinden basamakları inerken. “Yakalanacağız!”

Merdivenleri tamamladık ama ön kapı yerine arka tarafa ilerledik. “Sakin ol.” Merdivenin altındaki odaya girdiğimiz sol duvardaki giyinme dolabına yöneldi ve kapaklarını açtı. “İşte, çıkışımız.” Askıdaki kıyafetleri yana kaydırdığında karşımızda gizli bir bölme çıktı. “Buradan çık, üç yüz metre ileride bir nehire ulaşacaksın. Seni oradan alacağım.”

“Sen!”

Parmakları kollarımı sardı. Beni kendine çektiğinde dudaklarını bu kez alnıma bastırdı. “Nehrin kenarında benim kızı bekliyor olacağım.”

OYNA YA DA ÖL 🎭 Where stories live. Discover now