23. "Bittiğini Mi Sanmıştınız?"

2.2K 361 469
                                    

Selam.

Final tadında nefis bir bölüm oldu. Lütfen oy ve yorum bırakmayı unutmayın, olur mu?

Duman~ Öyle Dertli

Pinhani~ Ne Güzel Güldün

Keyifle okuyun.

Ne söylenmesi ve nasıl hissedilmesi gerektiğini bilmediğimiz anlar vardır

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

Ne söylenmesi ve nasıl hissedilmesi gerektiğini bilmediğimiz anlar vardır. O anlardan birindeydim.

Genç bir kız ölmüştü. Ailesi ölümünü herkesten saklamıştı. O kız, hayatlarımızın kökten değiştiği o gün ölmüştü ve biz, o gece neler olup bittiğini kesinlikle hatırlamıyorduk.

"Ama bu çok acımasızca." diyebildim yalnızca. "Her nasıl olduysa, birinin karşısına aniden kaybının fotoğrafını çıkarmamız acımasızlık."

Biraz geri çekildi ama hala çok yakındık ve hala sıcak dokunuşu ensemi sarıyordu. "Bize yapılan acımasızlık değil mi? Hak ettiğini düşünüyor musun?"

"Hayır ama..."

"Ama yok Lalin." dedi kesin bir ses tonuyla. "İyi olmadan başkalarının iyiliğini düşünemezsin."

Haksız olduğunu düşünmüyordum ama yine de biraz sonra Serel'in bizim yüzümüzden çekeceği acı içime batıyordu. "Tamam."

"Dışarıda beklemek ister misin? Şahit olmak zorunda değilsin."

"Berika'nın beni merak ettiğini söylemiştin. Yanına gid-"

"Yalan söyledim." diye böldü. "Berika fotoğrafın olduğu odada saklanıyor. Diğerleri de öyle... Hepsi şahit olmak istedi."

Bu benimle de ilgiliydi. Ben de yapabilirdim. Yapmak zorundaydım. Çünkü daha kötülerini yaşamıştım ve yaşayacaklarım en kötüsü olabilirdi. "Tamam, ben de geleceğim."

Önce eli ayrıldı tenimden. Sonra da yavaşça geri çekildi ve yukarıyı işaret etti. "İkinci kat, soldan üçüncü oda. Birazdan Serel ile birlikte orada olacağım."

Birkez daha "Tamam." dedim ama merdivenlere yöneldiğim an beni duraksatmak için eli bileğimi sardı. Az önceki kadar sert bakmıyordu. "Tekrar ediyorum, şahit olmak zorunda değilsin. Sana her şeyi anlatırım."

Üzgünce gülümserken, "Her şeyi mi?" diye sordum. "Gerçekten her şeyi anlatır mısın bana?"

"Doğrusunu istersen..." Baş parmağı nazikçe bileğimin iç kısmında daireler çizmeye başladı. "Anlatmak istediğim söylenemez." Parmağı nabzımın üzerinde durdu, oraya yoğun bir baskı uyguladı. Parmak ucuna vuran nabzımı onunla birlikte hissederken, gözlerinde yaldızlar dolaşıyordu. Bana tepeden tırnağa baktı. "Ama bana zorla anlattıracaksın. Hem de kılını bile kıpırdatmadan."

OYNA YA DA ÖL 🎭 Where stories live. Discover now