13.BÖLÜM

11 3 0
                                    

GÖKTUĞ’DAN…
Arayan kişi babamdı. Bugün sabah söyledikleri gelmişti aklıma. Hayatımı zehir zembereğe çeviren o sözler… Bu sözleri babamın ağzından duymak zor geliyordu bana. Söylediği şeyleri zalimliği her şeyimi yok etmişti. Beni tehdit etmişti. Ya annemi seçecektim ya da sevdiğim kadını. Ama bu seçim düşündüğünüz gibi bir seçim değildi.

Bugün sabah kavga ettiğimizde öğrenmiştim ne yapmak istediğini. Beni öldürmek istediğini düşünürdüm hep. Aslında öldürmek istemiyormuş beni. Ahmet Bey ile oğlu için yaptığımız şeyden dolayı bana acı çektirmek istiyordu. Bunu nasıl yapacağını da söylemişti.

Kavgamızın sebebi belliydi. Nefret ve öfke… Hem anneme hem de bana yaşattıklarıydı. Babamın iş ortaklığı teklif eden bir arkadaşı yemeğe gelmişti. O gidene kadar mutlu aile rolü yapmıştık yine. Bu durumdan o kadar sıkılmıştım ki! Ona o kadar öfkeliydim ki! Nefret iliklerime kadar işlediği için onunla önce ağız dalaşı yaptık.

Daha sonra babam “ Senin bana o gün yaptığın şeyin bedeli bu yaşattıklarımdan daha ağır olacak. Sadece bir seçim hakkı olacak Göktuğ! Anladın mı, sadece bir tane! Neden biliyor musun? Sen e lanet kızın şirketimi iflasın eşiğine getirmeniz yüzünden! Şimdi ya anneni seçip bu evde kalacaksın ya da o kızı seçip anneni dayaklarımdan kurtaramayacaksın! Hangisi?” diye bağırdı. Demek ki bunu planlamıştı.

Ben çalan telefonla zamanın dolduğunu anlamıştım. Seçimim belliydi. Gizem’e gülümseyerek “Ben bunu cevaplamalıyım sevgilim.” Dedim. Halen ağlayan Gizem kafasını sallayınca arabadan indim. “Ne istiyorsun?” dedim sinirle. Arkadan babamın kahkahası duyuldu. “Cevabını Evladım!” dedi bana sadistçe.

Arkamdaki arabaya baktım. Gözlerimi kapattım. Kalbime hançer gibi batan bu seçimi nasıl söyleyeceğimi düşündüm tekrar. Sevdiğim Kız oradan bana bakarken gözlerimi kaçırdım ve “Annemi seçiyorum. Annemle beraber o evde olacağım!” dedim.

ADAMIN KALBİ YANIYORDU, CAYIR CAYIRDI YÜREĞİNDEKİ YEŞEREN AŞK ORMANI… BU ORMAN BU ACIYA DAYANAMAYACAKTI. YÜZÜ YOKTU SEVGİLİSİNE BAKMAYA. ONU TEKRAR SEVEBİLMEYE, GÜZEL GÜLÜŞÜNÜ GÖRMEYE MECALİ YOKTU. KALBİ YORULMUŞTU DAHA ŞİMDİDEN. HALBUKİ

NELER YAŞAYACAKTI DAHA! HİÇBİRİNDEN HABERİ OLMADAN DURMAK İSTİYORDU KALBİ. AMA DAHA KİMSE ŞAH MAT DEĞİLDİ. KADER DAHA YENİ OYNUYORDU ACIMASIZ KOZUNU…

Sevgilim dediğim dokunmaya kıyamadığım bu kızı seçemezdim. Gizem bensiz mutlu olabilirdi ama annem… Annem bensiz mutlu olamazdı. Çünkü o adam ona her gün şiddet uygulamak için hep fırsat kollardı. Eğer beni evden çıkarırsa bu fırsatı elde edecekti.

Ama bunu demek bile kalbime dayanılmaz acı vermişti. Dayanamıyordum. Onu küçüklüğümden beri seviyordum. Daha yeni kavuşmuşken şimdi ayrılmam gerekiyordu yine. Kalbim acıyor, gözlerim doluyordu. Kırılmıştım bir ayna gibi. Bir daha yapıştırılmayacak bir biçimde kırılmıştım. Geri dönemeyeceğim bir yola girmiş gibiydim. Girişinde ölüm yazan bu yola bilerek girmiştim.

Telefondan nefret ettiğim o insanın sesi geldi yine. “Ben de öyle düşünmüştüm. O zaman sana bu seçimde başarılar! Çünkü bunun belki yüz mislini çekeceksin bu evde.” Dedi gülerek. Zevk alıyordu acımdan. Eğleniyordu benimle.

Öfkeme hakim olmak isterken telefon kapandı. Ben de kendimi toparlayıp arabaya geldim. Kalbime bir hançer, bir bıçak batmış gibiydi. Arabada duruyordu. Ona anlatsa mıydım? Ne diyebilirdim ki? Kim buna inanırdı ki? Bir insanın babası nasıl ona kötü bir şey olmasını isterdi ki? Ama benim babam isterdi.

Zaten beni hiç sevmemişti ki! Sevdiğini toplum içinde söylemişti defalarca ama… Bir kez saçımı okşamış mıydı acaba? Bir kez benimle övünmüş müydü acaba? Gurur duymamıştı hiçbir zaman. Hep beni dövmek istemişti, bana zarar vermek istemişti. Benim babam da böyleydi. Ama anneme ve Gizem’e bir şey yapmamalıydı.

KIRIK AŞK (TAMAMLANDI) Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon