Bölüm 3: Olmayan Ailenin Yeri

2K 90 1
                                    

Yaren'den...

Gözlerimi bulanan midemle açtım. Yatağımda dikleşip bulantının geçmesini beklerken daha çok bulanan midemle birlikte hızlıca klozete koştum ve son anda yetişip kusmaya başladım. Son zamanlarda doğru düzgün bir şey yemediğim için sadece safra kusuyordum. Sonunda ayağa kalkabildiğimde ağzıma bolca su doldurup çalkalamıştım. Yediğime içtiğime dikkat etmezsem olacak buydu tabi. Yerdeki çantamdan telefonumu çıkarıp saate baktım, 01:33.

Tabiki akşam yemeği diye bir şey kalmamıştı. Muhtemelen herkes uyumuştu o yüzden rahatça mutfağa gidip atıştıracak bir şeyler alabilirdim. Yavaşça kapımı açıp mutfağa gittim. Dolabı açtığımda ilk ne yiyeceğimi bilemedim. Sonrasında kenardaki üçgen peynirlerden ve alttaki çeri domateslerden alıp küçük bir dürüm yapmaya karar verdim. Ekmek almak için döndüğümde gördüğüm silüet ile ağzımdan 'hiihh' diye bir nida çıktı ve aynı anda elim kalbime gitti. Deli gibi çarpıyordu. Kapıda dikilip çatık kaşlarla bana bakan kişi ise Yavuz abiydi.

Üzerinde takım elbise vardı, galiba yeni gelmişti. Bende hala elim kalbimde ona bakıyordum. Kaşları biraz daha çatılınca hemen gözlerimi yere indirdim. Sonrasında da sesi mutfakta hafif bir yankı yaptı.

"Gece gece ne yapıyorsun sen burada?" dediğinde yutkunma ihtiyacı hissettim. Zira bu ailede abilerimden fazlaca çekiniyordum.

"Ben şey, acıktım biraz o yüzden ekmek arası bir şeyler alıyordum. Hemen odama dönücem geri."

"İyi hızlı ol ortalıkta çok dolanma."

dediğinde içimde bir yer sızlasa da elimi çabuk tutup ekmek arası yaptıktan sonra eşyaları eski yerine koyup odama koşmuştum. O sürede ise Yavuz abimin tek yaptığı sandalyeye oturup telefonuna bakmaktı. Bana ortalıkta fazla dolaşmamam dışında hiçbir şey söylememişti. Gerçi benimle normalde muhatap bile olmazdı o yüzden bu sefer dediğine biraz sevinebilirdim belki?
Kimi kandırıyorum ki. Her türlü canımı yakıyordu. Bu şekilde daha nereye kadar devam edecekti hayatım orası ise meçhuldü tabi. Hızlıca ekmek arasını yiyip bir bardak su içtikten sonra yatağıma geri döndüm. Yarın okul vardı.


*****

Yazardan...

Genç adam elindeki sigarayı yanındaki küllüğe bastırırken ayaklandı. Ard arda içtiği 6. sigaraydı. Balkonun tırabzanlarına yaklaşıp ayaklarının altındaki manzarayı izlerken aklı bugün yolda giderken gördüğü kızdaydı.

Kahverengi saçları ve kehribara yakın ela gözlerle aklını başından almıştı. Onu gördüğünde ağzı açık kalmıştı çünkü rahmetli annesine yüzü ve duruşu çok benziyordu. Bu benzerlik yüzünden bir an nutku tutulmuştu. Sonrasında gözden kaybolmadan önce fotoğrafını çekebilmeyi akıl edebilmişti. Bu kızın kim olduğunu öğrenmek istemişti. Fotoğrafı en yakın arkadaşına göndermişti kim olduğunu bulsun diye. Meriç bu konularda baya iyi bir adamdı. Uçan da kaçan da onun radarından kurtulamazdı.

Genç adam balkondaki adımlarını odasına yönlendirip üzerini değiştirdikten sonra yatağa yatmıştı. Yarın kızın kim olduğunu örenmiş olacaktı ve ne yapacağına da o zaman karar verecekti.

*****

Yaren'den

Alarmın sesiyle başlayan günüm aynı sıkıcılıkla ilerlemeye başlıyordu. Kalk, üzerini giy, kahvaltı et, okula git, eve dön, yemek ye ve uyu. Hayatımın 18 yaşındaki bir kıza göre olan fazlaca sıkıcılığı arada sırada rahatsız etse de artık alıştığım için çoğunlukla dert etmiyordum. Bir yerden sonra insan her şeye alışmıyor muydu zaten. Bende alışmıştım.

Hiçliğin Kıyısındayen Where stories live. Discover now