Bölüm 6: Farkında Olmamanın Kara Gölgesi

1.9K 93 9
                                    


Yaren'den...


Yemeklerimizi yemiş ve etrafı da Meriç ve Timur birlikte topladıktan sonra öylece oturuyorduk. Kimseden çıt çıkmıyordu ki Meriçin sesi duyuldu.

"Maşallah sohbetinize de doyum olmuyor. Neyse, Timur sen buradaysan ben bir Safir'imin yanına gideyim. Bugün konuştuk ama kesmedi beni gidip bir gülcemalini görmem lazım." dediğinde Timur'dan hafif bir kıkırtı duyuldu.

"Aman aman hemen git. Bir gün görmezsen ölürsün mazallah sonra uğraş dur."

"Dalga geçme lan. Seni de görücem ben hele bir sevgilin olsun da."

"Tamam lan tamam git. Kartal amcaya da benden selam söyle. Bir ara babam yemeğe bekliyor ailecek."

"Aleykümselam. Sana da tekrar geçmiş olsun Yaren. Dikkat et kendine."

"Teşekkür ederim, sende dikkat et kendine. Hoşçakal."

"Hadi Allah'a emanet." dedikten sonra odadan çıkmıştı.

Bir tek Timur ve ben kalmıştık ve ister istemez heyecanlanmıştım. Sonuç olarak Timur yakışıklı, hatta baya yakışıklı, bir adamdı ve çok da nazikti. Aslında hoşuma gitmişti.

"Sıkıldın mı?" dediğinde gözlerim mavilerine döndü.

"Yani, pek değil. Alışkınım ben öyle sessiz ortamlara. Kolay kolay sıkılmam." dediğimde kesinlikle yalan söylüyordum.

Sessizlikten gına gelmişti ama bunu ona söyleyecek kadar cesareti bulamadım. Benim için çok fazla şey yapmıştı. Bir de can sıkıntımla ilgilenmesine gerek yoktu.

"Ben pek alışkın değilim ama, biraz sohbet edelim mi?"

"Bilmem, yani ne konuşucaz ki?"

"Mesela, heh hastaneye giriş yaptırırken 18 yaşında olduğunu gördüm. Yanılmıyorsam bu sene lise son sınıfsın. Ne olmak istiyorsun?"

"Bilmem. Hiç düşünmedim."

"Ne kadar da çok 'bilmem' diyorsun."

"Afedersin."

"Bunda affedilecek bir şey yok sadece garibime gitti. Bugüne kadar hiç mi aklına gelmedi ileride ne olmak istediğin?"

"Yani arada ne olsam diye aklıma gelirdi aslında ama benden ne olur bilemedim." derken sesim yavaş yavaş kısılmıştı.

Aklıma Sedef abla ve Yakut'un bununla ilgili konuşmaları gelmişti. Sedef abla her zaman Yakut'a yol gösterirdi. Bana da yol göstermesini çok isterdim ama maalesef bu sadece bir istek olarak kalacaktı belliki.

"O zaman birlikte düşünelim. Yapmaktan en çok hoşlandığın şeyi söyle." dediğinde ister istemez ufakça bir tebessüm oturdu dudaklarıma.

"Resim yapmayı çok severim. Öyle ahım şahım bir yeteneğim yok belki ama beni huzurla dolduracak şeyler çizebiliyorum." dediğimde onun da dudaklarında ufak bir tebessüm oluştu.

"Bende çok severim. İnsanın huzur bulması için yeni yerlere gitmeye ya da yeni şeyler almaya ihtiyacı yok aslında. Kendine bir kağıt ve bir kalemle bir dünya yaratabilirsin. Ama çoğu insan bunun farkında değil. Herneyse bak buradan yola çıkarak ressam olabilirsin mesela."

"Güzel meslek ama para kazanamam." dediğimde kurşun yemiş gibi bir ifade oluştu yüzünde.

"Sakın bana sanat para için yapılır deme. Öyle birine benzemiyorsun."

"Hayır, tabiki sanat para için yapılmaz ama benim para da kazanmam lazım. Kendime bakabilmem ve ihtiyaçlarımı giderebilmem için para kazanabilmem lazım ama sadece resim yaparak para kazanamam." dediğimde ifadesi durgunlaştı.

Hiçliğin Kıyısındayen Where stories live. Discover now