4.Bölüm (Olaylı Gece)

9.4K 442 54
                                    

      Gidişat hakkındaki yorumlarınızı merak ettim👉🏻

Yorgunluk ile yattığım yerden doğruldum ve üstümde koca bir yük gibi duran yorganı yere savurdum.
Dün, gece yarısı eve gelmiştim ve üç dört saatlik uyku ile tekrar hastaneye geçmem gerekiyordu. Sabah erken saatte ameliyatım vardı çünkü.

Geç kalmamak için hızlıca hareket edip arabamla hastaneye geçtim.

Ameliyathane ve hasta hazırlanırken bende odama geçip hazırlandım. Hastam içeri alınırken  steril şekilde içeri geçip ameliyata başladım.
Üç saatin sonunda sorunsuz şekilde biten operasyon ile hastamı kapatmaları için asistanlarıma bırakıp çıktım.

Hastanın  durumu hakkında yakınlarını bilgilendirip kendimi kafeteryaya attım. Kendime gelmem için bir şeyler atıştırmam ve kahve içmem gerekti.
Bugünler oldukça yoğundu. Bu yoğunluk hem fiziksel hemde ruhendi. Hangisi önde geliyor diye sorarsanızda ruhen derdim. Ortaya çıkan ailem beni bu konuda oldukça yoruyordu. Ne düşünmem gerekiyor, ne yapmam gerekiyor hiç bilmiyordum bu konuda.

Kısa sürede kahvem ve yiyeceklerimi alıp boş bir masaya geçtim. Kahvemden birkaç yudum alıp tam yemeğime yönelecektim ki cebimdeki acil alarm çalması ile koşturarak üst kata çıktım. Yoğun bakımın önünden hızla geçerken kime ne olduğunu merak ediyordum.
Acil durumlarda böyle haberleşirdik, cebimizdeki acil durum alarmları ile.

Beni gören Baran ve ailesi ,  diğer hasta yakınlarıda ayaklandı. Yoğun bakım ünitelerinin ortak girişi vardı.  Onları takmadan içeri geçtim. Geçen ameliyatına girdiğim küçük kızımız  Aren'in durumu kötüleşmişti bir anda.

Hızla ona müdahale ederken büyük bir telaşla bağırıp hemşirelere yapması gerekenleri söylüyordum. Kalp masajına devam ederken Aren pes etmeyerek normale döndü. Derince soluklanıp geri çekilirken kıpırdanmaya başladı. Umutla ona baktım. Yavaşça gözlerini araladı. Sonunda uyanmıştı!

Bu güzel haberi babasına haber vermek için onun yanından ayrıldım. Tüm değerlerini kontrol etmiştik ve normal odaya alınacaktı. Dört güne kalmaz da taburcu olabilirdi. Bu haberi Aren'in babası Tarık Beye verirken bir anda beni kendine çekip sıkıca sarıldı. Aniden olduğu için şaşkınca kalakalmıştım. Tarık Bey ne yaptığını anladığı an geri çekilip mahçup bir şekilde bana baktı. "Özür dilerim Ayla Hanım bir anlık sevinçle öyle şey oldu."

Tarık Beye sorun yok dercesine gülümsedim. "Tekrardan geçmiş olsun Tarık Bey. Oda numarasını hemşireler size iletecektir."

Sessizce başı ile beni onaylayan Tarık Bey'den uzaklaştım. O an Baran Bey ve ailesinin bana baktığını fark ettim. Kiminin gözlerinde hayranlık kiminin gözünde ise gurur vardı. Baran Bey'in ise o ilk günkü bakışları...

Oradan ayrılıp odama geçtim. Sabah saatlerinden beri yoğun tempoda çalışmak beni yormuştu. Dünkü nöbet ve erken saatte olan ameliyatım çakışmıştı. İşimi ne olursa olsun seviyordum.  Kalp Cerrahı.

Kalp; insanların yaşamsal faaliyetlerinin ana karakterlerinden. Hissettiğimiz heyecanın, aşkın, sevginin, hüznün, hayal kırıklığının.... gibi bir çok duygununda öyle. Varlığına her daim ihtiyaç duyduğumuz ve önem verdiğimiz kalbimiz.

Hani derler ya "Sen benim kalbime dokundun."
Ben bunu soyut bir şekilde değil somut bir şekilde yapıyordum. En sevdiğim de buydu işte mesleğimde; insanların kalbine dokunabilmek.

İyileştirdiğim hastaların kalbine dokunmuşken onların yakınlarının da kalbine dokunuyordum. Birbirlerine sevgiyle bağlı kalplerinin ayılmaması için  mücadele ediyordum.

27 Yıllık KayıpWhere stories live. Discover now