11. Bölüm (Küçük Ayla)

4K 272 10
                                    

Saatler süren ameliyat bitmişti artık. Dışarı çıkamıyordum ama.

Sorunsuz bitmişti ve hasta iyiydi ama yakınlarının ruhsal sorunları olduğunu düşünüyorum. Yoksa bu dışardaki böğüren ayıların , pardon ayılara hakaret edilmiş olur, başka açıklaması olamaz.

Meslek hayatımda hızlıca yüklesmiştim ve buda fazla dikkat çekmişti. Hesabım da hızla yükselmişti hastalarım da. Önemli kişileri zor kalp hastalıklarından kurtarmıştım bu nedenlerle tanınmıştım. Bunlardan dolayı biryerlerden sürekli bir tanıyan çıkıyordu.

Çoğu kişi hastane randevularını benden alamak istiyordu ve bu mümkün olmayınca  başıma gelenler oldukça fazlaydı. Bunlar bir süre azalmıştı veya şuanki gibi bir şey olay yaşamamıştım ve ne yapacağımı bilemiyordum.

Yanımdaki hemşire "Ayla Hocam isterseniz sizi yoğun bakım tarafından çıkartalım. Gerekli açıklamayı da başhekim yapsın. Yoksa bu adamların ne yapacağı belli olmaz."

Söylediklerinde haklıydı ve yapacak daha iyi bir şeyim yoktu şuan. "Haklısınız. Teşekkür ederim. Sizde benimle gelin isterseniz. Buradan kimse çıkmasın güvenlik şu adamları halletmeden."

Dediklerimi onaylayan hemşire tekrardan içeri geçerken bende ameliyathaneye bağlı olan yoğun bakım ünitesine doğru ilerleyip arka taraftan çıkıp odama ilerledim.

O an telaşla koşarak bana gelen abimleri ve annemleri gördüm. Kaşlarım derince çatıldı. Birisine bir şey mi olmuştu?

Emir abim en önden gelip hızlıca bana sarıldı bir anda. "Ayla'm, güzelim benim. Çok şükür iyisin."

"Ne oldu abim. Niye böyle telaşlısınız ki? İyiyim ben tabi ki. Gerçi size haber veremeden de çıktım. Endişelendirdiyesem kusura bakmayın."

Konuşurken bir yandan da gözlerimi Berat abi, annem ve babamın üzerinde dolandırdım. Onlarda telaşlı ve endişe ile bana bakıp beni süzüyorlardı. Bu kadar mı merak etmişlerdi ki? Sadece acilen buraya gelince haber verememiştim.

Abim geri çekilip iki elleri ile yüzümü kavrayıp tutup temasını kesmedi benden. "Tahmin ettik burada olduğunu ama sana ulaşamayınca teyit etmek için Sevimi arayalım dedik. O açınca da bağırışlar duyup senin içeriden de çıkamadağını söyleyince endişelendik." Sonrasına o adamları hatırlamış olacak ki ardıma , sakin olan koridora, bakıp geri bana döndü kaşları çatık. "Hem nerede o herifler? Sana bir şey yapmadılar değil mi?"

Kocaman gülümseyip yüzümdeki ellerini kavrayıp sıkıca tuttum. "Sakin ol abim. Ben arka taraftan çıktım. Güvenlik onlar ile ilgileniyor. Sen merak etme bende iyiyim."

O sıra babam.  Ah! Evet baba? Fark etmeden kendi içimden böyle seslenmeye başlamıştım ona. Daha dün, daha yavaş olacağım diye de söz vermiştim oysa ben kendime değil mi? Benim kararlılık seviyesi.

Bu beni rahatsız etmemişti ama. Peki ona böyle baba diye seslensem peki rahatsız olur muydu? Galiba bunu birsüre daha öğrenemeyecek, erteleyecektim. Her ikimiz  içinde erkendi. Annem ve abim konusunda bu farklı olsada diğerleri için zaman vardı. Ama alışmak içinde içimden ona öyle seslenebilirdim değil mi?

İste babam o sıra Emir abimi ensesinden tutup geri çerken söylenerek önüme geldi. "Çekil şuradan çakma şef. Bırak kızımı da bizde bakalım."

Abime hitap etme şekli ile biranda kıkırdadım.
Emir abim "Ya baba ne çakması. Kaç tane lokantam var benim sen biliyor musun? Gerçi bilsen böyle söyleyemezdin."

Babam bu sefer ensenine tokat attı. "Sus eşşek sıpası seni."
Abim bu sefer sessiz kalırken köşeye çekilip ensesini ovuşturdu. Babam sağlam geçirmişti demek  gelen sestende anlaşıldığı gibi.

27 Yıllık KayıpWhere stories live. Discover now