9. Bölüm (Mutfak Kölesi)

5.3K 357 18
                                    


Bu bölümde biraz Ayla'nın neşeli, sevecek tarafını göstermek istedim.

Yaşayamadığı çocukluğu yüzünden hala çocuk gibi davranan o Ayla'yı sizinle tanıştırayım dedim.

Yavaş yavaş ailesi ile bir bütün olsun istiyorum birde. Artık zamanla göreceğiz. Aslında sizin kadar bende bir bölüm sonrasını bilmiyorum mesela. Bölümler yayınlanmadan bir iki gün önce yazılıyor ancak. Bende sizinle göreceğim neler olacak bakalım

                                          İyi okumalar...

9.Bölüm (Mutfak Kölesi)

Sessizlik tüm eve hakimdi. Cem abiden sonra herkes çok durgundu. Onun o hali içimi burkmuştu. O çaresizlikle ağlayıp Şebnem annemin dizlerinin dibinde sızıp kalması acı vermişti bana. Bir insanı bu hale getiren herkesten, her nedenden nefret etmiştim. Kimse hak etmezdi bunları. Hayallerini elinden çalmıştı.

Afra bu aileyi rahat bırakmamıştı. Ne zaman fırsatını bulsa baltalayıp yaralamıştı onları. Ailesi olarak değil iş olarak görmüştü onları. Alacağı paralar için hiç yaptıklarını sorgulamamıştı. Para bu kadar güzel miydi? Uğruna insanlığını yok edeceğin kadar hemde. Afra da insanlık namına hiç bir şey göremiyordum. Cem abiyi bu hale getiren birisinde olmasını da beklemiyorum.

Koray ve Bülent baba Cem abiyi odasına çıkartmıştı. Şebnem annemde endişe ile oğlunun peşinden koşturup gitmişti. Bir anne olarak evladını böyle acı çekerken görmek zor olmalıydı.

Herkes yukarıya çıkmışken peşlerinden gidemedim. Gitmek istesemde ne yapıp ne diyeceğimi bilemezdim ben. Bir arada yaşasakta daha kimse kimseye alışmamıştı. Onları kendi hallerine bırakıp salona geri döndüm. Zaten az önce aşağı inen Berat abinin dediğine göre Cem abi sızıp kalmış geriye kalanlarda uyumak için  odalarına çekilmişler. Olanlardan sonra her şey normale dönmüştü yani.

Bir süre orada öylece otururken dalıp gittiğim yerden beni çalan zil kendime getirdi. Ayaklanıp dış kapıya yöneldim.

Açtığım kapı ile Emir abimin genişçe  gülümseyen suratı ile karşılaştım. Bende ona aynı şekilde karşılık vermeye çalıştım ve aralık kapıyı tamamen açıp ona yol verdim.

Hızlıca içeri adımlayıp fırsattan istifade yanağımdam makas alıp göz kırptı. Bu hareketine güldüm.

"Naber cimcime. Abisine kapıları da açarmış."

"Tabii. Ben abimi kapılarda karşılamak için bekliyordum bunca zaman."

"Ah! Beni sevdiğini biliyorum ama kendini bu kadar yıpratma güzelim. Ben her zaman buradayım. Abin kapını her daim çalıp seni yalnız bırakmayacak. Aynı zamanda sende her zaman benim kapımı çalabilirsin. Biliyorsun güzel kız kardeşlere zaafım var. Asla hayır diyemiyorum."

"Bunu öğrendiğim iyi oldu. Ben bu zaafı kullanırım."

Ceketini askıya asıp bana döndü. Eğlenip gülen suratı ile bana iyice yaklaşıp saçlarımın arasına derin bir öpücük bıraktı. Bu âni hareketi ile bir an gerildim. Evet kısa zamanda büyük mesafeler kat etmiştik onunla ama bu beni hiç rahatsız etmiyordu.

Sanki yılardır onun sevgisi benimle birlikteydi, varlığı yıllarca benimleydi.

"Kullan yavrum. Şikâyet edersem bu durumdan ne olayım."

"Hmm ne ol?" düşünür gibi yapıp parmağımı kaldırdım. "Bence benim mutfak kölem olabilirsin."

Söylediklerim ile şaşkınca kalırken gür bi kahkaha attı. "Mutfak kölen? Bak bunu ilk defa duyuyorum. O nasıl oluyormuş bakalım küçük hanım?"

27 Yıllık KayıpWhere stories live. Discover now