(23) Güvercin

17 2 0
                                    

Allahım gerçekten iğrenç bir manzara bu çünkü adam gerçekten kafasını kopartiyor gibi görünüyordu. Tamam ben de maske takardım ama bu çok fazla iğrenç şey.

Resmen tüm boynu, kulakları, ağzının içine, dişleri dudakları burnu saçları her şeyi söküp çıkardı ve ben gerçekten afallatan bir durum oldu. Karşımdaki maske sökme işi iğrenç olsa da maskenin altından genç yakışıklı, sert yüz hatlı 33 yaşlarında bir genç erkek çıktı.

"Ah, bu iğrenç şeyi takmayı hiç sevmiyorum." dedi farklı bir sesle konuşarak. Galiba maske de ses değiştirme sistemi de vardı.

Ben kocaman açtığım gözlerle ona bakarken o maskenin son kalıntılarından kurtulmaya çalışıyordu. Bu yaşlı bunak Güvercin değildi ve gerçekten çok ama çok yakışıklı bir erkekdi. Tabi Ezlah kadar yakışıklı değildi. Yine de gerçekten onunla yarışacak kadar yakışıklıydı.

Tüm kalıntılardan kurtulduktan sonra gözlerim yüzünden göbeğine kaydı. Ama göbekliydi bu adam? Yani bu kadar genç bir erkek göbekli olamaz. Bence bu işde farklı bir şeydi.

Yani o da bir maske olmalı değil mi?

"Ah, o da maske Kraliçem." dedi ve ben hemen yüzüne çıkardım bakışlarımı.

"Ben bir üzerimi değişip geleyim en iyisi. Böyle rahat değilim." dedi ve beni bir sürü soru işaretiyle bıraktı. Ayağa kalktı kapıya doğru yaklaştı ve kapıdan çıktı.

Bu konseye girişimden beri bir sürü şey görüyorum ve Güvercin hiç unutmayacağım şeyler listesine eklenmiş durumda şuan. Bu lanet yakışıklı adam bunca iğrenç işle mi uğraşıyor? Zaten yaşlı bir bunak kadınlara bu kadar düşkün olmamalı, en azından yaşıyla alakalı. Ama bu lanet genç adam düşkün olabilir. Ah, Tanrım. Neyin içine düştüm ben böyle? Beni niye kaçırdı bu lanet adam?

Ama ben hâlâ neden çözüp anlayamıyorum? Şok olmuş olmalıyım. Başka bir açıklaması olmaz. Sadece beklemediğim için afallamış olmalıyım.

20 dakika sonra kapı açıldı ve bakışlarımı o yöne doğru çevirdim. Güvercin üzerini değişmiş, sporcu vücuduna uygun takım elbise giyinerek gelmişti. Çok şık görünüyordu ve şimdi baktığımda ben bu adamı tanıdığımı anladım. İlk gördüğümde şaşkın olduğum için önem vermemiştim ama şimdi baktığımda, aslında bu adamın ünlü iş adamı Tarık Özer olduğunu ve inşaat şirketler zincirinin tek varisi olduğunu hatırladım.

Yani, kadın tüccarı, insan satan, organ mafyası, kaybolmuş tüm çocuk ve kadınların sorumlusu bu iğrenç Güvercin tanınmış ve ünlü bir iş adamıydı. Üstelik bir çok dergide fotoğrafları çıkmıştı ve onunla sohbet zamanı kadınlara ne kadara da kibar davranıyordu bu hayvan. Maske, insanda kaç tane maske olur?

"Kraliçem, umarım çok bekletmedim sizi?" diyerek bana doğru yürüdü ve yine kalktığı yer oturdu. "Size bir şey ikram etmemi ister misiniz? Ah benim ki de soru, tabi istersiniz. Kaç saattir yoldasınız." dedi ve "Atıf!" diye bağırması ile kapı açıldı. Kapıda Atıf göründü.

"Burun efendim." dedi saygıyla ve bakışları sadece yere bakıyordu.

"Akif, misafirimize hiç bir şey ikram etmedik. Ne istersiniz Kraliçem?" diyerke bu sefer bana çevirdi bakışlarını.

"Hiç bir şey." dedim sadece. Bu pis adamın hiç bir şeyini bedenime alamam. Hâlâ ona baktığımda midem bulanıyor. Yakışıklı olması fikrimi değiştirmemişti.

Gözlerime baktı ve kararlılığımı görerek başını salladı. Eliyle Atıfa çıkması için bir işaret verdi. Hâlâ gözlerini gözlerimden çekmeden o da bana bakmaya devam etti, tıpkı benim ona baktığım gibi, meydan okurcasına.

YER ALTI AYDINLIĞI Where stories live. Discover now