5. Bölüm

10 3 23
                                    

Bizimkiler barışmışlardı dün gece. Serkan amca benden özür diledi babamdan da dilemiş artık aileler barıştığından nişan konusu hemen açıldı. Üç gün sonrasına nişan olacak. Neden bu kadar acele ediyorlar anlamıyorum. Hazırlıklar tam olmaz. Bu gün nişan için bana takım Ruhe'ye de elbise alacaklardı. Ben olamayacaktım çünkü provalarım devam ediyor. Bir hafta sonrasına tamam deselerdi işlerim tamamen bitecek ve onları yalnız bırakmayacak olurdum ama istedikleri nişanı üç gün sonra yapmak düğünü de nişandan iki hafta sonra yapmak. Neyin acelesi bu? Serkan amcaya zerre güvenmedim o asla özür dileyecek biri değil. Bu işte bir şeyler var ama daha çözemedim. Hem Ruhe neden babasıyla konulup ikna etti ki? Beni neden bu kadar benimsedi? Yakında ne oluyorsa ortaya çıkacaktır.

"Akel kendine gel! Girişi kaçırdın!"

"Çok özür dilerim." şarkıyı başa sardılar bu sefer düzgünce girişi yaptım ve devam ettim. Erken çıktık bu gün. Saat altıydı ve eve gittim direkt. Duş alıp yatağıma geçtim. Geçtiğim gibi de geri kalktım çünkü annemler aşağıda bana seslendiler.

"Oğlum takımını denemen lazım." bana uzattığı takımı alıp odama çıktım ve giydim. İyi tam oluyordu.

"Oldu anne."

"Bakayım bir oğluma." baştan aşağıya süzdü ve gözleri doldu.

"Anne!"

"Ne var! Oğlum evleniyor duygulanmaz mıyım? Hakan baksana ne de güzel yakışmış oğluma."

"Çok yakışmış hem de. Sonunda düzgünce biriyle tanıştın. Tam üzerine göre almış annen."

"Sağol baba. Ne oluyorsa sizin sayenizde oluyor. Ben artık odama gidebilir miyim? Gerçekten çok yorgunum."

"Git git. İyice dinlen. Yarın hazırlıklarla ilgilenebilecek misin?"

"Kayıt yarın olacak baba. Keşke biraz daha geç yapılsaydı."

"Keşke ama konuşuldu karar verildi. Yarın erken çıkmaya çalış kızı yalnız bırakma. Biz halletsek de o buna kırılabilir. Yüzükleri birlikte seçin hiç değilse."

"Elimden geleni yaparım baba. Ertesi gün olacak nişan değil mi?"

"Ne ilgilisin ama(!)! Evet ertesi gün olacak. Her şey tamam sayılır salonu tuttuk davetiyeler de hazır zaten. Anlaşılan görmedin masanın üzerindeydi odanda. Davet edeceğin arkadaşlarını davet edersin."

"Tamam baba yarın davetiyeleri veririm. Kaç tane bıraktınız?"

"Yirmi dört tane. Grubundaki herkese yeterli."

"Aslında bir tane de Şahin bey ve Barış için olsa çok iyi olurdu."

"E sen sözlünü ara eğer fazladan kaldıysa sana iki tane ayırsın."

"Tamam baba. Ben gidip sorayım sonra da uyuyayım."

Odama girip üstümü değiştirdim ve Ruhe'yi aradım.

"Alo?"

"Umarım rahatsız etmiyorumdur."

"Saçmalama ne rahatsız etmesi. Nasılsın?"

"İyiyim sen nasılsın? Pek yanında olamıyorum umarım bana kızgın değilsindir."

"Aslında yanımda olman daha güzel olurdu ama sen de söylemiştin biraz daha ileriye alalım diye o yüzden istesem de sana kızamam."

"Anlayışın için teşekkür ederim Ruhe."

"Rica ederim. Sen ne diyecektin?"

"Annemler yirmi dört davetiye almışlar da benim için eğer sizde fazla kaldıysa iki tane daha isteyecektim."

Okyanustan Bir FısıltıWhere stories live. Discover now