İzmir'e varış

12 3 15
                                    

"Hadi benim arabaya geçelim. Sizinki yeterince yol geldi."

"Devrem önce anlatmam gerekenler var."

"Söyle bakalım."

"Bak beni manyak falan sanabilirsin."

"Değil misin?"

"Devrem durum ciddi."

"Seni ciddiyete alamıyorduk şuna bak! Anlat hadi."

"Ruhe."

"O kim?"

"Karım."

"Tamam devam et."

"O bir denizkızı. Üzerinde deney yapmak istiyorlar ve gelirken onu kaçırdılar. Onu kurtarmak için bir depo dolusu insanı öldürdüm." bana baktı baktı baktı ve kahkaha atmaya başladı. Bildiğimiz yıkıla yıkıla kahkaha armaya başladı ve birdenbire ciddileşti.

"Oğlum sen benimle dalga mı geçiyorsun?"

"Lan neden dalga geçeyim? Hem de seninle?"

"O zaman git bir psikoloğa görün."

"Doğruyu söylüyorum. Bana inanmak zorundasın ona zarar verecekler." derince bana baktı.

"Bi bu kalmıştı. Bana kanıt göster."

"Kanıtım maalesef yok. Tekrar denizkızına dönüşebilir ama bu ona acı veriyor. Telefonumda resimleri vardı aslında ama o da yanımda değil."

"Boşver bu kadar ciddiysen doğru söylüyorsundur. E hanımına haber Verde gidelim artık. Sende günler sonra uyursun hem."

"Nereden anladın?"

"Boşa kardeş demiyorsun ya bana. Hadi geçin siz ve silahlarını burada bırak ben arabayı yok edeceğim. Kanıt kalmasın."

"Sağ ol devrem. Hakkını asla ödeyemem."

"Saçmalamayı bırak da hanımını arabadan çıkar. Eşyaların falan da varsa kalsın ikiniz çıkın sadece."

"Tamam kardeşim." hemen arka kapıyı açıp Ruhe'yi uyandırdım.

"Hâlâ gece... Bir şey mi oldu? Sen iyi misin?"

"Şş sakin ol iyiyim ben. Sana bahsettiğim arkadaşım geldi. Onun arabasına geçeceğiz." kolumdan tutup dışarı çıktı.

"Merhaba yenge."

"Merhaba. Yardımınız için ne kadar teşekkür etsek az kalır."

"Teşekküre gerek yok. Akel benim kardeşim gibidir. O da as yardım etmedi bana. Siz arabaya geçin bende geleceğim şimdi."

Arabaya geçtik birlikte sonra da bir patlama sesi.

"Bu da ne?" Ruhe hızla arkasına döndü. Devrem arabayı havaya mı uçurdu? Kanıtları yok etmek için mantıklı bir yoldu bu. Gelip öne geçti ve arabayı sürmeden bize döndü.

"Evet, şimdi bir denizkızısın doğru mu?"

"Evet. Maalesef."

"Olduğun hâli inkar etme. Pekala sizi evime götüreceğim daha güvende olabileceğiniz bir yer yok. Orada sizi bulamazlar şayet bulurlarsa da benim evime saldırmak ya da zorla girmek gibi bir şey yapamazlar. İçiniz rahat olsun. Biraz daha arabayla gideceğiz akşama orada oluruz. Akel sende uyu biraz olmuyor sürekli uyanık kalmayla ben geldiğimizde uyandırırım sizi zaten."

"Size nasıl teşekkür edeceğimi bilemiyorum."

"Akel benim kardeşim gibidir biraz baş belasıydı ama benim için çok değerlidir bunu yapmak benim için en büyük mutluluk olur zaten. Hadi siz dinlenin ve stressiz olun ben varken tek bir şey yapamazlar."

Okyanustan Bir FısıltıWhere stories live. Discover now