2. BÖLÜM KURTULUŞ

4.8K 343 375
                                    

Hava kararmış gece olmuştu. Biraz çadırda boş boş oturmuş, biraz Selo'nun yanında takılıp, şerefsiz planları hakkında bilgi toplamıştım. AyYıldız Timi kurtarma operasyonu başlasın.

Gece olduğu için tüm şerefsizler uyumuştu. Sadece askerlerin başına iki salak, Selo'nun başına iki salak ve kapıya bir salak koyuyorlardı. Devriye için ise  5 salak oluyordu, ama onlar genellikle bir köşede uyuyorlardı, güvenlik falan nanay yani.

Kıyafetlerim değiştirip, yüzüme de puşi bağladım. Çadırın arkasından kimseye görünmeden çıktım. Askerlerimin kaldığı yere kimseye görünmeden gittim, evet tahmin ettiğim gibi iki salakta uyuyordu. Sessizce yanlarından geçtim, beşinin de ellerini zincirle tavana bağlayıp, asma kilitle kilitlemişlerdi  korkaklar! Hepsi uyanıktı beni gördüklerinde, tam biri ağzını açacaktı ki işaret parmağımı dudaklarıma doğru götürüp, sessiz  kalın işareti yaptım. Sesimi değiştirerek, fazla ses çıkarmadan konuşmaya başladım.

"Sessiz olun, sizi kurtarmaya geldim." Sesim erkek gibi çıkmıştı. 

"Kimsin lan sen?" Dedi içlerinden biri,  yeşil gözlü kahverengi saçlıydı diğerlerine göre daha genç duruyordu. 1.85 boylarındaydı. 

"Bir dost." Deyip onlara yaklaştım. 

"Bir dost ne amına koyim?" Yine kim olduğumu soran kişiydi. Takmayıp, konuşmaya başladım.

 "Komutanınız kim ?" Kimseden tabii ki cevap çıkmadı, sadece şansımı denemiştim.

 Gözüm mavi gözlü, sarı saçlı, 1. 95 boylarında ki adama kaydı. Büyük ihtimalle o dur ona yaklaşıp, konuşmaya başladım.

 "Büyük olasılıkla komutan sensin, buradan 45 dakika boyunca kuzey batı yönünde gidin. 1 saat sonra sizi almak için helikopter gelecek. Arka tarafa tellerin deforme olduğu bir yer var, oradan çıkabilirsiniz. Silahlarınızı ve cephaneliğinizi birazdan getireceğim, şayet güvenmezseniz  Albay ile konuşabilirsiniz." 

Ne uzun konuştum la.  Elimdeki ince telle, asma kilidi açmaya çalışmaya başladım. Sanırım biraz şaşırdı. 30 saniye sonra falan, şaşkınlığı geçmiş olacak ki konuşmaya  başladı.

" Kimsin sen? Niye bize yardım ediyorsun? Albayı nereden tanıyorsun? Asker misin?" Soru yağmuruna tuttu.

 "Bir dost dedik ya, anlamıyor musun?" Hafif salaklık sezdim.

 Yine yeşil gözlü konuştu. Timin gevezesi herhalde. "Bir dost, bir dost diye tutturdu! İsim soy isim ver!"

 Kilidi açmıştım, Bir yana kayıp ela gözlü, kahverengi saçlı kişinin, yanında durdum. 1.90 rahat vardı, onunkini açmaya çalıştım. Yanımda yedek getirdiğim teli bileklerini ovuşturan, sarıya  verdim. O da geveze olanınkini açmaya başladı. Ve yine geveze konuştu. 

"Soru sorduk, cevap versene?!" Ne konuştu!

" Bir sus aq, ne konuştun vır vır! "Diye patladım. Geveze dışında, herkes güldü bu dediğime.

 Gevezenin yanındaki kahverengi gözlü, kahverengi saçlı, diğerlerine göre daha yaşlı duran, adam konuştu. "Lan oğlum ne geveze adamsın! Teröristten de azar yemedim, demezsin artık." La ben terörist değilim, la değilim. 

"Terörist değilim!" Kilit açma işlemi bitmişti. Sarıya baktığımda, o da gevezenin işini bitirmişti. Şimdiye kadar hiç konuşmayan, kıvırcık, kahverengi saçlınınkini açmaya başladı. Yaşlı duran adamınkine geçtim. Bu sefer kıvırcık konuştu. 

"Neysin o zaman? Hem açta yüzünü  görelim."  Yeter la anlamıyorlar! 

"Sizde hafif salaklık var mı? Adını söylemeyen biri, neden yüzünü açsın? Anlamıyor musunuz? Bir dost dedik ya!" Mallar herhalde, yaşlının da kilidini açtım. Sarıya baktığımda, o da bitirmişti. Sarı konuşmaya başladı.

ALEV AKAYHikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin