10. BÖLÜM KARARGAH

4.1K 425 523
                                    

25 dakika sonra varmıştık, ücreti ödeyip indim. Cebimden anahtarlarımı buldum, kapıyı açıp içeri girdim.

"Garip bir geceydi." 

Söylene söylene içeri girdim, kapıyı kilitledim. Odama çıktım, üstümü değiştirdim. Banyoya geçtim, elimi yüzümü yıkadım, dişlerimi fırçaladım, abdest aldım. Namaz kıldım, başım çok ağrıdığı için biraz masaj yaptım. Geçmemişti! Aşağı indim, ağrı kesici içtim, son kez kapıları ve pencereleri kontrol ettim. Odama geri çıktım, yatakta biraz debelendikten sonra nihayet uykuya daldım.

Sabah altıda kalktım, her zaman ki gibi gölgelerim, kabuslar benimleydi! Namazımı kıldım, üstümü değiştirdim, açma almak için dışarı çıktım. Canım sabah sabah açma çekmişti, rüyamda mı gördüm nedir? Ben mi hatırlamıyorum? Fırından, 4 açma alıp çıktım. Eve, doğru yürümeye başladım. Biri  hızlıca omzuma çarptı, hiç arkasını dönmeden koşmaya devam etti. Ardından, bir kadın sesi yükseldi.

"Hırsız var! Yetişin, çantamı çaldı! Polis yok mu!?"  7.30'da kapkaç, şerefsizler bir durmuyor!  Bana çarpan kapkaççının peşinden koşmaya başladım. Şerefsiz, Hüseyin Bolt gibi koşuyor! Alsınlar bunu Milli takıma, bizde rahatlayalım o da rahatlasın! Sonunda kolundan yakaladım, bıçak çekti. Ya sen daha yeni koşmayı öğrenmişsin, birde bıçak mı çekiyorsun?  Bileğini, ters çevirip bıçağı aldım.

"Bırak lan beni! Öldürürüm seni, leşini bile bulamazlar!" Zaten çubuk kraker gibi olan bedenini, yakalarından tutup havaya kaldırdım. Ayakları  yerden kesilmişti, yüzlerimiz karşı karşıya getirip konuştum.

"Ne yaparmışsın? Tekrar etsene!" Başlarda sakin konuşurken, sonlara doğru sesimi yükselttim. Yüzü korkulu bir hal almıştı, zaten soluk olan yüzü kireç kesildi. Yere indirdim, kadının çantasını aldım, kolundan sürükleyerek götürmeye başladım. İlerledikten sonra çantası çalınan kadını ve bir grup insan gördüm. Kadına doğru yaklaşıp çantasını verdim. Kadın, 27-28 yaşlarındaydı, kahverengi saçlı, kahverengi gözlü tatlı biriydi.

"Allah, senden razı olsun! Çok teşekkürler!" 

"Rica ederim." Bana gülümsedikten sonra kapkaççının, üstüne doğru atılmaya çalıştı. Tutmadım, parçalasın. Kalabalıktan uzaklaşıp, kenara geçtim, poşetten bir açma alıp, yiyerek izlemeye başladım. Eğlenceliydi. 

Birkaç kişi tutmaya çalıştı ama başarılı olamadı, 5 dakika sonra gelen Polis olaya el attı, ayırdılar. Kapkaççının, eli yüzü tırnak izleri içerisindeydi. Polisler, kadın ve insanlarla biraz konuştu, birkaç kişi beni gösterdi. 3-4 dakika sonra Polis benim yanıma geldi.

"Hanımefendi, hırsızı siz yakalamışsınız doğrumu?"

"Evet."

"Karakol'a gelip ifade vermeniz gerekiyor, birde kimliğiniz gerekiyor."  Aklıma kapkaççının bıçağı geldi onu verdim. Polis, sorgulayan gözlerle bana baktı.

"Hırsızın." Bıçağı aldı. Kimliği çıkarıp verdim, elindeki cihaza kimlik bilgilerimi girdi.

"İfadeyi, burada versem?"

"Maalesef, gelmeniz gerekiyor." 

"Hadi be, peki madem." Polis arabasına doğru yürümeye başladım, Polis benim için kapıyı açtı. Başımla teşekkür edip, arabaya bindim. Yanım da çantası çalınan kadın vardı.

"Merhaba ben Derin, tekrar teşekkür ederim." Sıkmam için elini uzattı, tutup sıktım.

"Bende Alev, tekrardan rica ederim." 

"Memnun oldum."

"Bende." Ellerimizi ayırdık, poşetten bir açma alıp uzattım.

"İster misiniz?"

ALEV AKAYWhere stories live. Discover now