23

29.4K 1.3K 247
                                    

"Çok heyecan yapma kanki çocuk kaçmasın yanından"

"Elif saçmalama ya germe beni"

Hazırlanmış mutfakta oturuyordum. Neden mutfak diye sorarsanız ben de bilmiyorum.

"Gerilme kızım sakin ol ilk buluşmanız değil"

"Kafamız rahatkenki ilk buluşmamız ama"

Elif öksürerek cevap verdi. Dorukla buluştuktan sonra Elife çorba yapmaya gitmeyi kendime görev olarak belirledim.

"Off Simay kafanda kurup kurup trip atma sakın adama, Zaten sıkıntıları varmış bir de sen yük binme üstüne"

"Ne sıkıntısı varmış paşamın? Bana birşey anlatmıyor kendisi"

Aklımla oynuyor sadece
Birşey anlattığı yok.

"Yani sana söylemem ne kadar doğru bilmiyorum ama ben içimde tutamayacağım daha fazla"
Söyledikleriyle ciddi birşey olduğunu fark edip oturduğum mutfak sandalyesinde doğruldum. Bir yandan da tek elimi montumun cebine koymuş elifi dinliyordum.

"İçim içimi kemiriyordu sana söylemiyim diye ama bence artık zamanı kankitoşum"

"Kankitoşum ne Elif ya! Germe de insanı söyle hadi"

"Ay ortam yumuşasın diye dedim be! Sana da iyilik yaramıyor. Doruk eniştemin kardeşi hasta" Dediği şeyler psikolojimin bozulmasına ve dayanamayıp kahkaha atmama neden olsa da hemen kendimi toparlayıp Görmeyeceğini bile bile göz devirdim.

"Ay Ne gülüyorsun be! Delirdi bu vallahi delirdi. Onuuuur kalk Simaya Gidiyoruz"

"Delirmedim elif otur oturduğun yerde" Ciddi konuşmaya çalışıyordum ama gülmemi de engelleyemiyordum. Sanırım hayatım boyunca en çok bundan kaybetmiştim. Ciddiyetsiz olduğum için herkes beni çocuksu buluyordu ama ben yaşıma göre gayet olgun olduğumu düşünüyorum. E yaani tabi Doruğa karşı birazzzcık çocuk olabilirim. Ama az yani.

"Biliyordum zaten ben bunu Elif, Boşuna saklayıp telaş etmişsin"
Bir süre telefondan ses gelmeyince Seslenmeye başladım. En sonunda derin bir nefes alma sesi gelince tekrar güldüm.

"Oh çok şükür yarabbim, Bugün adak adayacağım"
Gülerek onu onayladım. Sanırım benim de adak adamam gerekiyordu, Doruk için.

Aniden telefonumun titremesi ile gülümsememi kesip doğrudan Ayağa fırladım. Doruk arıyordu ve benim elim çoktan ayağıma dolanmıştı.

"Elif kapat! Kapat Elif Doruk arıyor kapat!"

"İnanmıyorum ya! Satıldık hemen. Görüyormusun Onur Karın ne hale düş-"

Telefonu suratına kapatıp koltuktan zıplayarak kapıya doğru koştum.
Evet yaptım bunu.

"Of simay of! Telefonu açmayı nasıl unutursun gerizekalı"

Telefonu kulağıma götürdüğümde derin bir nefes alıp konuşmasını bekledim.

"Bir an gerçekten hiç açmayacaksın sandım Simay, Kapıdayım."

Heyecanlı heyecanlı Doruğu dinlerken ne yaptığımı fark edip kapıdan uzaklaştım. Kapının yanları bulanık camdı ve beni kapı eşiğinde boş boş dikilirken görmesi pek hayırlı değildi bizim için.

"Ay geliyoruuum çantamı unuttum"
Birşey demeden beklemeye başladığında nefesimi tutup 2-3 adım geriledim. Arkama sakladığım çantayı yeni alıyormuş gibi yapıp koşar adımlarla Evden çıktım.

Karşımda gördüğüm manzara kalbimin yerinden çıkıp avaz avaz
"Bu adam benim kocam" Diye bağırmasını tetikliyordu ama kendimi tutabiliyordum. Şimdilik yani.

Ölçü | TextingWhere stories live. Discover now