40

9.3K 492 240
                                    

"Hanımefendi tüm patavatsızlığınızı anlarım da, İnsanların Evlenme sürprizini ağzınızdan kaçırdınız ya!" Diye çığıran Elif'i umursamadan kahvemi yudumladım.

Öyle bir an yaşamıştım ki, Az önce Nikah kıyacağımız süprizini hiç tanımadığım bir kadından öğrenmiştim. İşin kötü tarafı, O kadın yanımıza gelip konuştuğunda Doruk'un benimle nikah kıyacağı asla aklıma gelmemişti. Başka birileriyle birlikte olduğunu falan zannetmiştim. Bir kez daha düşündüğüm ve kendime asla engel olamayıp kafamda kurduğum senaryolar yüzünden kendimden nefret ettim.

"Tamam Elif Sen de sakin ol. Yapacak birşey yok" Diyip Omuzumu okşadı Doruk. O da üzülmüştü, Hayal kırıklığına uğramıştı.

"Nasıl Sakin olayım?! Kendimi Simay'ın yerine Koyamıyorum bile..." Diyip Bana döndü. "Harbi aşkım, Sen nasıl bu kadar sakinsin? Kadının ne söylediğini duymadın sanırım"

Uzanıp Doruk'un yanımdaki elini tuttum. "Benim için Nikah Düğün önemli değil." Ellerimizi birbirine kenetleyip görüş açılarına girmek için yukarıya kaldırdım. "Bu ellerimiz birbirini tutması, Kağıt üzerinde imza atmaktan daha mutlu eder beni."

Doruk'un bakışları yoğunlaştı. Gözleri -bakmaya doyamadığım gözleri- Tüm yüzümde gezindi. En sonunda gözlerimin içine bakıp derin derin iç çekti. Uzanıp yanağını öptüm.

"Diyecek birşey bulamadım valla... bir insanın bir insana duyduğu aşka bakın!" Diyip öpücük atan Elif'i bir kez daha umursamayarak olduğum yerde sandalyeme yaslandım.

Aslında çok saçma buluyordum ve bunu birden çok kez dile getirmiştim. Kağıt üzerindeki bir imzanın benim için hiçbir önemi yoktu. Olsun ya da olmasın. Doruk yanımda olduktan sonra, Hiçbir resmiyete gerek yoktu.

Karnıma sabahtan beri hafif hafif ağrılar vuruyordu ama Pek acılı olmadığı için umursamamıştım. Ama şuan vuran ağrı yüzünden karnımı tutmak zorunda kalmıştım.
Yavaş yavaş ovalayıp az önce içtiğim suyu tekrar elime aldım. Doruk'un bakışları önce elimdeki suya, sonra da ovuşturduğum karnıma kaydı.

"Bir sorun mu var?" Diye çenesiyle karnımı işaret etti. Yüzümü buruşturup başımı salladım. "Klasik regl ağrısı" Diyip geçiştirdim.

"Regl ağrısı mı? Regl mi oldun?" Diye sordu büyük bir şaşkınlıkla. Neye şaşırmıştı bu kadar sanki. Gayet normal bir şeydi.

"Evet, Ne var bunda?" Diye sordum kasıldığımı belli edecek şekilde. Bu konuları bu şekilde konuşmaları, Rezil birşey gibi bahsedilmesi beni çok sinirlendiriyordu. Her konuda.

"Regl oldun Simay, Regl Oldun..." Dedi. Çenesini tutup kendime döndürdüm. Ne vardı bunda? Sanki dünyada ilk defa ben oluyordum.

"Ee ne olmuş" Diye fısıldadım tekrardan. Sesim öncekinden de sessiz çıkmıştı. Oldukça derin bir iç çekip etrafına baktı.

"Simay biz birlikte olduk" Diyip gözlerini kapattı. "Prezervatif de kullanmadık, Doğum kontrol de içmedin" Dedi ve ağır ağır başını salladı.

O an hatırladım. Ufacık, Belkide nohut tanesi kadar hamile kalma ihtimalim vardı, O da gitmiş. Ve Ben, Doruk'un gözlerindeki o hâyâl kırıklığını gördükten sonra, Bu ihtimali dünya üzerinde en çok olmasını istediğim şey haline getirirdim.

Nefes almak, Yutkunmak bile zor gelmişti. Doruk, Gördüğüm kadarıyla en büyük hâyâli buyken, bunu bana nasıl rahat söyleyebilmişti?

"Ben..." Diyip zorlukla elimdeki suyu yudumladım. Bunu da zorlukla yapmıştım.

Ani bir refleksle masadan kalktım. Tuvalete gidip yüzüme su çarpmak istemiştim sadece. Hızlıca adımlayıp yolunu bile bilmediğim tuvalete doğru gitmeye koyuldum. Arkamdan Elif'in topuklu ayakkabı seslerini duyabiliyordum ama algılamakta zorlanmıştım. Neden bu beni bu kadar kötü etkilemişti?

Ölçü | TextingWhere stories live. Discover now