0.1

869 84 34
                                    

"Bunlarsız da uyuyabilirsin Seungmin. Kendini bir ışığa mecbur kılmamanı defalarca söyledim sana."

Chan'ın tekrar ve tekrar kurduğu cümleler karşısında, ben de aynı şekilde defalarca yaptığım gibi kafa salladım.

"Ben de sana defalarca senin için öyle olabilir ama benim için asla öyle olmadığını söyledim Chan. Anlamış olman lazım artık, bu yeşiller olmadan kendimi o karanlığın tam içinde buluyorum ve ben karanlıktan çok korkuyorum. Bunlar olmadan huzur benim için yalnızca imkansızlık."

Ve yine yüzünde gördüğüm o mahcubiyet yüklü ifade.

Yavaşça bana doğru yaklaşıp kollarıyla çevremi sarmış bir şekilde konuşmaya başladı.

"Üzgünüm, sadece senin bir şeye bağlı olarak yaşamak zorunda olman sinirlerimi bozuyor."

Düşünceli tavrı ona karşı olan bütün öfkemi silip şüpürürken cevap verdim.

"Önemli değil, daha fazla da düşünme bunu."

Chan'la uzun süredir arkadaşız ve birbirimizi düşündüğümüz kadar kimseyi düşünmediğimizi rahatlıkla söyleyebilirim.

Hatta kendimizi de yalnızca birbirimiz için düşünüyoruz diyebilirim.

Aramızdaki bu kuvvetli bağ sebebiyle bu derece umursadığını ve sinirlendiğini anlayabiliyorum.

"Yarın da götüreceksin öyleyse onları?"

Yarın okulumuzun düzenlediği kış gezisiden bahsettiği çok aşikar ortadaydı.

Tek başıma hazırlanma işi her zaman için işkence gibi gelmiştir. Bu sebeple Chan'ın çabuk hazırlanacağını bildiğim için yanıma çağırmıştım.

"Öyle yapacağım."

"Peki."

Birkaç dakikalık sessizlik sonunda konuşmanın daha iyi olduğu kanaatine varınca ortaya bir konu atmıştım hemen.

"Geziye sadece iki sınıfın katılması çok güzel oldu. Kalabalık olunca zevk alamıyor insan."

"Aynen. Sadece iki sınıfın gitmesi güzel..."

Şüpheyle kurduğu cümleye karşılık verdikten sonra hafifçe gülümsedim ve kafa salladım.

Ben de bunu oldukça güzel buluyordum. Kalabalık ortamlar hiçbir şeyden zevk alamamamı sağlıyordu.

Chan için bunun neden çok güzel olduğu ortadaydı. Senenin başından beri uğruna ölüp bittiği çocuk ile zaman geçirme olasılığı ile fazlasıyla mutluydu.

"Hadi bakalım Kim Seungmin, uyku vakti. Yeşil ledlerini yak da uyuyalım. Malum, erken kalkmak işin en zorlayıcı kısmı olacak."

Chan'ın konuşması bittiği gibi kafamı aşağı yukarı sallamış ledlerimi yakmış yatağıma geçmiştim.

"İyi uykular Chan."

"Sana da Seung."

Ona hazırladığım yataktan gelen ses ile gülümseyip yeşil ledin verdiği huzur ile uykuya dalmıştım.

~

Sabah saat altı sularında çalan alarm ile gözlerimi kar tanelerinin vurduğu pencereme çevirdiğimde gülümsemeden edemedim.

Chan'ın da yavaşça uyandığını gördüğümde hemen kalkıp gerekli işlerimizi yapmış hazırlanmaya başlamıştık.

Her ne kadar hızlı davranmaya çalışsak dahi geç kalma noktasına gelmiş büyük bir acele ile evden çıkmıştık.

"Kaplumbağalarla yarışacak bir hıza sahibiz kesinlikle."

Chan'dan gelen ses ile gülmüştüm.

"Doğru söylüyorsun."

Deyip onu onayladığımda o da gülerken bana eşlik etmişti.

Sonunda okul bahçesine geldiğimizde, herkesin yavaşça okuldan çıkıp gelen otobüse doğru yol aldığını görmüştük.

Biz de adımlarımızı hızlandırıp o yöne doğru ilerlemiştik.

Yoklamamız alındıktan sonra sırayla iki sınıfta otobüse binmeye başlamıştı.

Chan ve ben arkaya doğru ilerleyip arkadaki koltuklardan birine oturmuştuk.

Hemen aradaki boşluk sonrası yanımda kalan koltuğa ise ara sıra konuştuğum ve Chan'ın platoniği olan Felix, onun yanına da şaşmaz bir şekilde Minho oturmuştu.

Felix pencere kenarına oturup yerleşmişken Minho tam yanına oturacaktı ki çantasının yan kısmında düşen su şişesi onu engellemişti.

Şansa bak ki şişe tam benim eğilme noktama gelmiş öylece durmuştu.

Bir anlığına alsam mı yoksa almasam mı ikilemine girsem de şişeyi alıp Minho'ya uzatmıştım.

O ise bu hareketime şaşırmış olacak ki yüzünde oluşan ifade ile bunu fazlasıyla belli etmişti.

Bir ay sonunda ilk defa bir etkileşimde bulunmak garip hissettirirken sonunda elimde tuttuğum şişeye uzanarak almıştı.

"Teşekkürler Seungmin."

Demesi ile onun yüzüne oluşan ifadenin aynısı benimkinde de oluşmuştu.

"Rica ederim..." Kısık sesimi duymuş olduğunu ümit edip önüme dönmüş dışarda yağan kar eşliğinde en sevdiğim şarkıyı dinleyerek yolculuğun bitmesini beklemeye başlamıştım.

Bu tatilin güzel geçeceğini umuyordum.

_________________________

Yine yeni yeniden diyoruz.

Konular bitmiyor ama ficler ilerlemiyor. Umarım bunu ilerletebileceğim.

 Umarım bunu ilerletebileceğim

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

2min çok güzel.

Yeşil Led |2min|Where stories live. Discover now