Karşımdan gelen ses ile sonunda düşmüş olduğumuz dibi gözükmeyen sessizlik kuyusundan kurtulabilmiştik.
"Bence de."
Chan'ın evine geleli iki saat falan oluyordu. O hemen hazırlanıp çıkmış, çok geçmeden Minho da gelmişti. Ve biz yarım saattir sadece sessizce çok beğendiğimiz (şüpheli) halının desenlerini izliyorduk.
Sonunda da yapıştığımız koltuklardan kalkmış ne yapacağımızı biraz da ayakta düşünmeye başlamıştık.
"Şey yapalım... Şey... Şey..."
Şey yapmak diye bir şey varsa yapalım tabii.
"Ne yapalım?"
Düşünüyor gibi olan yüz ifadesinin ardında cidden düşünüp düşünmediğini merak ediyordum açıkçası. Gözleri asla öyle demiyor gibiydi.
"Şey yapalım. Etrafı düzenleyelim."
Zaten yapmamız gereken şey bu değil miydi? Bunu söylemek için mi kıvrandı bu kadar? Nasıl dizayn edeceğimiz önemli bizim için.
"Güzel öneri. Ne yapıyoruz öyleyse?"
"Bilmiyorum. Anlamışsındır sen de düşünemiyorum pek."
Anladım evet. Ve bunu anlayabildiğim gibi sebebini de anlamak isterdim. Neyin düşünmene engel olduğunu bilmek isterdim. Ve seni zorlayan o etken karşısında yanında durmak da isterdim.
"Chan çok abartı sevmez."
"Felix sever."
"Chan da Felix'i sevdiği için onun zevkini yansıtmak ister."
"Felix de Chan'ı sevdiği için onun için, kendi zevkinden çok uzaklaşmamış olduğunu görmek ister."
Süper, gel de orta yolu bil şimdi.
"Ne yapacağız biz şimdi?"
Sorduğum soru karşısında sağ gözünü kısıp sol kadını kaldırmış elini de çenesine aldıktan sonra ciddi bir ifade ile yavaşça konuşmaya başlamıştı.
"Odanın yarısını renklendirip diğer yarısını da normal sayılabilecek şekilde bırakalım. İkisi de odada kendini bulsun. Zıtlıkların birleşimi ve ortaya çıkan uyum. İkiliyi güzel yansıtabiliriz."
Sadece tek kelime etse dahi aklımda eden kavak yellerine mukayyet olamadığım çocuk karşıma geçmiş güzel güzel konuşuyor şimdi.
Söylesenize nasıl dalmayayım ben şimdi?
"İyi misin?"
Aniden gelen soru ile ben de kendime gelmiş hemen toparlamaya çalışmıştım.
"İyiyim iyiyim. Dediğin gibi yapalım, güzel olur."
Kafasını onaylar şekilde salladıktan sonra hemen işin başına geçmişti.
Tek bir adım atmadan hareket dahi etmeden onu izlemek istesem dahi, bunun mümkün olamayacağı düşüncesi ağır basınca üzüntülü bir ifade ile birlikte kafamı iki yana sallayıp ben de harekete koyuldum.
Son birkaç dokunuşu daha yaptıktan sonra işimiz tamamen bitmiş sayılırdı fakat aklıma aniden geçen gün Chan'a aldığım tablo geldiği gibi, tabloyu koyduğu odaya doğru ilerlemiştim hızlı adımlarla.
Geri salona geldiğimde ise meraklı bir çift gözle karşılaşmam çok da şaşırtıcı gelmemişti.
Tabloyu asacağım yeri belirledikten sonra hemen bunu gerçekleştirmiştim.
Daha sonra uzaktan nasıl göründüğüne bakmak için birkaç adım uzaklaşmıştım.
Kelimenin tam anlamıyla müthişti.
Hemen yanı başımda biten Minho ile dikkatimin tümü dağılmıştı.
"Yeşili cidden seviyorsun."
"Cidden seviyorum."
"Ya olmasaydı hiç? Uyku mümkün olur muydu yine?"
Bu soruyu soruyor olması yüzümde histerik bir gülümsemenin oluşumuna sebep oldu.
"Oluyor."
Tek bir kelime ile anlatmak istedim ona her şeyi. Bendeki olan etkisini anlatmak için uzun kalıplaşmış cümleler sarf etmek istemedim.
Sadece baktım gözlerinin içine ve söyledim o kelimeyi tüm gerçekliğiyle.
Ve anlamasını umdum. Anlamasını ve sırtını dönüp gitmemesini.
"Yeşil bence de güzel bir renk."
Gülümsemem büyümüştü evet. Konuyu aniden değiştirmesi değildi bunun sebebi kesinlikle.
Gitmedi ilk defa bana olan etkisini vurgulamama rağmen gitmek yerine konuşmaya devam etti.
Bu aşık olan biri için en büyük lütuftun belki de.
"Bitti sanırım işimiz?"
Etrafında gezdirdiği yeşilleri tekrar yüzümü bulduğunda kahvelerime dokunmuştu son olarak.
Ve ağzından çıkarmıştı birkaç kelime.
"Bitti sanırım."
"Gidelim o zaman?"
Ve birkaç saniye sessizlik ardından kulaklarıma ilişen o cevap.
"Birlikte yürüyelim mi?"
Ya da soru demeliydim sanırım.
"Olur."
Yine bir tek kelime ama altında birçok duygu barındıran cinsten.
_____________________
Bu ficteki anlık duygu değişimleri benimkilerden bile hızlı.
Güzel bir tatil geçirebilirsiniz umarım.
¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.
