1.5

267 44 44
                                    

"Ciddi ciddi güzelim dedi demek..."

Duyduklarımdan sonra kendime gelmeye çalışarak güzelce kahvaltımızı yapmaya çalışmış sonra da gideceği için vedalaşmıştık.

Sonrasında da tek başıma kalıp zihnimi sessizlik ile cezalandırmak istemediğim için Chan'ı çağırmıştım.

Şimdi de tam olarak o konu üzerine konuşuyor durumdaydık işte.

"Öyle dedi... Off Chan biliyordum zaten böyle olacağını, kendimi hazırlamaya çalışıyordum hatta ama hiçbir çalışma işe yaramıyormuş gerçekleştiği anda."

Tüm çabamın bir boşluğa dağıldığını hissediyordum aynı zamanda da. Sadece daha az etkilenmek istiyordum ama gözden kaçırdığım şey, böylesine büyük bir duygunun sonucundaki etkisi asla küçük olamazdı.

İşin ucunda bulunan bu büyük duygu yumağının oluşturucusu o iken nasıl bekleyebildim üzülmemeyi?

"Sen emin misin ya öyle dediğine? Güzel arkadaşım falan demedi mi yani?"

Bir anda oturduğu kanepede, yerinde zıplayarak heyecan yüklü sesi ile sorduğu soru sayesinde beni de yerimde sıçratmıştı.

"Eminim Chan, bildiğin güzelim dedi işte."

Ve yine eski pozisyonunu alarak olduğu yere sindi. Güçlü bir oflamayı da ihmal etmedi tabii.

"Kalk hadi bir şeyler yapalım, böyle otur düşün bir vaziyette geçmez hiçbir şey."

Söyledikleri doğru olabilirdi fakat bunu yapmaktan başka hiçbir şeye de gücüm yoktu.

"Yorgunum Chan, hem Felix gelmeyecek miydi?"

Felix'in ismini duyduğu gibi parlayan gözlerine gülümsemesi de eşlik ediyordu. Gerçekten aptal bir aşık kendisi.

"Gelecek tabii, gönlüm onun bu kasvet yüklü evde aç aç oturmasına el vermediği için seni yerinden kaldırıp yemek yaptırmak istedim."

"Vay vay demek bu istek Felix içindi. Ben de düşünülüyorum sanıyorum."

Ciddi olmadığının farkındalığı ile konuşuyordum ben de tabii ki de. Her zaman yapardık bunu.

"Gel buraya."

Dediği gibi beni kendine doğru çekmiş, hafif kendi de yaklaşarak kollarını çevreme sarmış güzel sarılması ile yine ödüllendirmişti.

"Hepimizin o yemeğe ihtiyacı var kalk ve yapalım hemen."

Duygusal bir konuşma yapmasını beklerken yine yemeği hedef alması güldürmüştü.

"Anlaşılan gerçekten açsın, kalkalım bari."

Dedikten sonra kanepeden ayrılmış sonunda ayağa dikilmiştik. Tam kapıya doğru ilerleyecektim ki kolunu omzuna atmış o şekilde yürümeye başlamıştık.

"Geçecek biliyorsun demi?"

Sorusuna karşılık önce iç çektim, zor olacaktı. Ama imkansız olmadığını kendime hatırlatmam gerekiyordu bir şekilde. İstemiyordum belki de geçmesini, benden gitmesini ama başka bir çarem de kalmamış gibiydi...

Kısa keserek sadece kafamı salladım ve bu şekilde verdim cevabımı. İçimden geçenleri dilime yansıtmak zordu şu dakikalarda sadece odağımı başka bir şeye vermek istiyordum o kadar.

Sonunda mutfağa geçtiğimizde hemen bir şeyler hazırlamaya başlamıştık. Bu çocuk cidden Felix ile kafayı bozmuş olmalıydı, onu ilk defa yemek konusunda bu kadar mükemmelliyetçi görüyordum.

Zaman yavaş yavaş geçerken demek isterdim fakat hızlıydı. Hatta sanki her geçen gün daha da hızlanıyordu. Bu korkutuyordu? Sebebini yine ona bağlıyordum sanırım... Zaman bu kadar hızlıyken yüzünü gördüğüm vakit sayısı ne kadar da azalırdı...

Evet hızlı geçen zamanımız sonunda, biz her şeyi yetiştiremeden zil sesi çoktan kulaklarımıza ilişmişti.

Chan koşar adımlarla kapıyı açmaya giderken ben yemekler ile ilgilenmeye devam ediyordum.

Kapının açılışı, gülüşme sesleri, daha sonra hoş geldiniz safhası geçtikten sonra adımlar da atılmaya başlamıştı.

Bir dakika, hoş geldiniz mi?

Dememe kalmadan yanıma doğru gelen adım sesleri 'iz' ekinin sebebini gözlerim önüne sermişti.

"Yardıma ihtiyaç var mı?"

Sağıma döndüğümde gördüğüm yüz ile sessizlikten kaçarken boğulmaya tercih ettiğimi fark ettim.

Hüzün dolu günüme güneş gibi doğarak yardım edemezdi bu defa. Ben onun ışınlarından kaçarken peşimden gelmesi işimi zorlaştırırdı.

"Ah- yok hayır. Hallediyorum ben."

Dedikten hemen sonra önüme dönüp işime kaldığım yerden devam etmeye başlamıştım.

Ama onun başımdan ayrılmaması garipti. Hâlâ pozisyonunu asla bozmadan beni izliyordu.

Cidden bunu neden yapıyordu? Ellerimin tutmadığını hissediyordum yavaş yavaş artık.

İçimdeki savaş öylesine büyümüştü ki sonunda dayanamayacağımı anladığım gibi her şeyi bırakıp ellerimi tezgaha yasladım. Son olarak yüzümü de ona çevirdim ve birkaç saniye sadece yüzüne baktıktan sonra dilimin ucundakileri söyledim.

"Bugün 'güzelin' ile buluşacağını sanıyordum?"

___________________________

Buraya şarkı önerileri alabilir miyim acaba? Çok teşekkür ediyorum şimdiden.♡

2min çok güzel

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

2min çok güzel.

Yeşil Led |2min|Where stories live. Discover now