1.7

294 50 27
                                    

"Güzel yedik."

Evet, bu cümleyi tam olarak Chan boş gözlerle, aynen bakışları kadar boş olan tabaklara bakarak kurmuştu. Ve sesinde gram sevinç kırıntısı da yoktu. Daha çok pişmanlık doluydu. Niye bu kadar çok yedik isyanlarıyla dolup taşıyordu hatta.

"Çok yedik çok."

Bunu söyleyen de bendim. Ayarı tutturamamıştık yine ve yine.

"Çok yapmışsınız çok."

Tam karşımda oturan Felix'ten gelen isyan üzerine derin bir iç çektim. Kesinlikle çok yapmıştık.

"Güzel yapmışsınız, çok güzel."

Sonunda yanımda oturan Minho da yorum yapınca başımı hemen ona doğru çevirdim.

Gözlerinin içi gülüyordu bizim kan ağlayan bakışlarımız aksine.

Ve dedim ki tamam yeter bu kadar yaşadığımı sandığım, artık tamamen hayattayım.

"Teşekkürler, sana bir şeyleri sevdirebilmek güzel."

Derken ayaklanmış hemen hızlıca masayı falan toplamaya başlamıştık. Hızlıca halledip rahat etme isteğiyle yanıp tutuşunca biz insanların önünde zaman bile gülemiyor diyorum ben.

Hepimiz yan yana bir kanepeye yerleştiğimizde aklımda oluşan düşünceler yüzüme yansıyıp hafifçe güldürüyordu.

Gerçekten bu kanepelere sahip olmasak hiç bir arada duramayacak gibiydik... Sanki her anımıza şahitlik etmiş gibiler. Garip hissettiriyor...

"Gülüyorsun."

"Hm?"

Ve aniden sesin geldiği yanıma başımı çevirdiğimde, böylesine yakın durmamız gülümsemeyi de durdurmuştu.

"Kayboldu."

Bunu söylerken gözleri dudaklarıma doğru inmişti. GÖZLERİ DUDAKLARIMA DOĞRU İNMİŞTİ?!??!

Pekala pekala sakin olabilirim. Sadece gülüşümden bahsediyor ne de olsa...

Olamıyorum!!!

"Yolunu bulur o yine."

Dedikten sonra tekrar gülümsemiş, bunu ona göstermiştim.

"Bak geldi!"

"Güzel, kaybolmaması için görevlendireceğim benimkini de. Tutsun elini birlikte olsunlar hep."

İçimde bir şeyler cidden kıpır kıpırdı. Böyle güzelce konuşmayı iki ay önce bırakmış olmanın ardından tekrarlaması çok güzel hissettiriyordu.

"Çok romantiksiniz."

Odada yalnızca ikimizin olmadığını unutmuştum ben!!

Yine de ne olacaktı ki?

"Teşekkür ederiz."

Dedikten sonra hemen kalkması yine kaşlarımı çatmama sebep oldu. Lütfen baştan başlıyor olmayalım düşünceleri zihnimi ele geçirmişken bir anda tekrar arkasını dönmesiyle göz göze gelmiştik.

"Balkona çıkacağım, gelmek ister misin?"

"İsterim."

Der demez yerimden kalkmış hemen arkasına takılmıştım. İçimde aniden oluşan tedirginlik, yine aniden bir şekilde yerini rahatlığa bırakırken derin bir nefes de almıştım. Cidden korktum.

"Kahve de yapacağım ister misin?"

"Onu da isterim."

Güzel gülümsemesini yine gözlerime karşı sergiledikten sonra geçmişti tezgahın başına.

Onu bir şeylerle ilgilenirken izlemeyi çok seviyordum. Dünyadan kopuk bir vaziyette yaptığı işle bu kadar derinden bağ kurması, hayranlık içeren bakışları uykusundan uyandırıyordu.

"Kahveler hazır."

Dedikten hemen sonra kendi kupamı elime aldım ve o da aynısını yaptıktan sonra balkona doğru adımlamaya başladık.

Kapıyı açıp ilk adımımı attıktan sonra havanın biraz soğuk olduğunu fark ettim.

Bu yüzden kupayı masaya bıraktıktan sonra tekrar içeri girerek ikimiz için de ceket aldım.

Tekrar balkona geldiğimde ise birini hemen ona vererek teşekkürümü kaptım.

"Dışarıdan soğuk vururken kahvenin içimizi ısıtması fazla rahatlatıcı. İki hazzı aynı anda yaşamak gözlerimi kapatıp kendimi ana bırakmak istememe sebep oluyor."

Ben konuşurken üzerimden ayırmadığı gözleri, konuşma sırası kendine geçtiğinde de ayrılmadı üzerimden.

"Öyleyse üçleyelim bu hazzı."

Üçüncünün ne olabileceğini düşünürken cebinden çıkardığı telefon ve kulaklığı gayet anlaşılır kılmıştı durumu.

"Bu defa ben seçmek istiyorum şarkıyı."

Kafamı olumlama amaçlı salladım ben de. Çok merak ediyordum ne seçeceğini açıkçası.

Birkaç dakikanın sonunda kulağıma doğru yönelerek taktı kulaklığı. Kendisine de taktıktan yalnızca birkaç saniye sonra ses gelmeye başladı.

Sonunda kulağıma tamamen dolmasıyla kapadım gözlerimi. Bıraktım kendimi ritme ve sözlere.

İçimden bir ses diyordu ki, gün yüzüne çıkar tekrardan bu şarkı ile hislerini.

Ama aynı şeyleri tekrardan yaşama cesareti de yoktu içimde.

Onunla küçük bir ihtimalimiz bile yoktu biliyorum. Bu yüzden arkadaşlığımıza tekrardan zarar vermekten korkuyordum.

Ama o biliyor zaten ona karşı olan yaklaşımımın yalnızca arkadaşlıkla sınırlı kalmadığını.

Belki de cidden yapmalıydım...

Hazırladım kendimi, şarkı son nakarat girerken baktım gözlerinin içine. O da benimkilere...

Aynı anda aralandı dudaklarımız ve söyledik o sözleri birlikte...

"Baby love me or leave me tonight."

__________________________

Day6- Love Me Or Leave Me. Dinleyin dinlettirin arkadaşlar.

Eee birde son bir bölüm!!

Eee birde son bir bölüm!!

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

2min çok güzel.


Yeşil Led |2min|Where stories live. Discover now