1.4

317 51 63
                                    

"Uyanacak mısın yoksa uyanmayıp ellerimle hazırladığım kahvaltıyı yapmayı red mi edeceksin?"

Hiç uyanmayacakmış gibi uyuduğumu, bilincimi aniden yerine getiren bu ses sayesinde fark ettim.

Ve yine aniden gözlerimi açtığımda ses sahibinin çok da uzakta olmadığını gördüm.

Ve, yine ve yine aniden aniden kafamı yastıktan kaldırmamla birlikte alınlarımızın birbirine çarpması sonucu ortaya çıkan o sesten sonra, ikimiz de acılar içerisinde kaldık.

"Özür dilerim!! Birden gözümü açtığım gibi burnumun dibinde bitince şey oldu..."

Ve özrümün bir şekilde kabul görmesini beklerken çok daha farklı bir şekilde aldığım karşılık, alınlarızdan çıkan o ses ile yarışacak kadar büyük olan kalp atışlarımın seslerini oluşturmuştu.

Alnıma kapanan el sonrası yüzüme çarpan nefesler ve kulağıma ilişen ses çarpmasına neden oluyordu kalbin.

"Çok acıdı mı?"

Fakat bir şey de vardı bu ellerde... Evet evet!

"Ellerin buz gibi! Çok mu üşüdün?"

"Boşversene şunu. Çok acıdı mı, buz falan getirebilirim hemen."

"Kafan o kadar da sert değildi... Acımadı çok yani."

Rahatlamış yüz hatları ile doğrulamuş, ardından da "hadi gidelim o zaman." demişti.

Tam arkasına dönüp ilk adımını atacaktı ki buna izin vermeyerek elimi eline sardım ve durmasını sağladım.

Tekrardan bana döndüğünde kasları yukarı kalkmış bir vaziyette yüzüme bakıyordu.

"Ellerin çok soğuk. Benim canımın acımadığından emin olduk, şimdi de senin ellerinin ısındığından emin olmalıyız."

Kaşları yavaşça inerken dudakları da iki yana uzanmıştı hafifçe.

"Öyle mi yapmalıymışız?"

"Tabii ki."

Dedikten sonra sol elimi de diğer elime sarıp onu kanepeye doğru çektim ve oturmasını sağladım.

Üstümde serili olan battaniyeyi ellerimzin üstüne aldıktan sonra yalnızca beklemeye başlamıştık.

En azından onun için böyleydi. Ben sadece beklemeyecektim.

Dakikalar süren temasımız adına kalbime birkaç filiz daha bırakacaktım. Gözlerinin kopyasını kalbime işleyecek, onları göremediğim her gün elimi üstüne bastıracak ve ağlamamasını söyleyecektim. Duygularının içine sızdığı o ormanın, parçalarını taşıyorsun üzerinde. O kadar onsuz sayılmazsın aslında diyecektim.

Biraz da bu paha biçilemez anı bana yaşattığı için teşekkür edecektim içten içe.

"Isındılar mı?"

Bir anda gelen soru ile fark ettim gözlerimin doğrudan gözlerine baktığını.

Bunca zamandır o da benimkilere mi bakıyordu yani? Bu düşüncenin oluşmasını engellemek ne mümkün... Cevabı biliyor olmama rağmen soruyu sormak bile yetiyor yeşillenmeye.

"Bakalım bakalım ısınmışlar mı."

Dedikten hemen sonra battaniyeyi üzerlerinden kaldırmış öyle bakmıştım.

Amacım kesinlikle yüksek ısıyı üzerimden atmak istemek değildi!

Tekrardan elimi eline uzattığımda elini hemen elime tutuşturmuş, sonra da havaya doğru kaldırmıştı. Neden bunu yaptığını anlayamamıştım kesinlikle.

"Yüzüne dokunursam daha iyi anlarsın bence."

"Ne?"

Dediğim gibi yanağıma değen el ile nefesim tamamıyla kesilmişti. Ama bir o kadar da yaşadığımı hissediyordum.

Tek bir dokunuşundu kalbimi hızlandırarak nefesimi elimden alan. Ve yine tek bir dokunuşundu beni hayatta tutan.

"Evet, nasılız?"

Gelen soru üzerine gözlerimi gözlerinin üzerinden asla ayırmazken yanıtımı verdim.

"Güzelsiniz, çok güzelsiniz."

"Güzel miyiz?"

Gözlerim yavaşça odağından ayrılırken zihnim yerine oturmuş, yine ağzımdan çıkanları düşünmeden söylediğimi fark etmiş olmuştum.

"Yani iyi sıcak sıcak çok güzel böyle. Güzel oldu evet. Hadi kahvaltı yapalım artık ya açım ben."

Sonra da hızlı hızlı oturduğum yerden kalkmış acele ile banyoya kendimi atmıştım.

Gerekli işlemleri yaparken bir yandan da kendime sövmeyi es geçmiyordum.

Sonunda utana utana da olsa bir şekilde kapıyı açıp adımımı koridora doğru atmıştım.

Mutfağa doğru ilerlerken de Minho'nun bir telefon konuşması yaptığını duymuştum.

Normalde olsa beklemeden doğrudan mutfağa girerdim ama bu defa yapamadım.

Adımlarımı yarıda kesecek şekilde söylediği o kelime engellemişti hareketimi...

Söylesene Minho, güzelin olan kimdi?

________________________

Fici uzatma kararı alınmıştır. (Çok değil.)

2min çok güzel

¡Ay! Esta imagen no sigue nuestras pautas de contenido. Para continuar la publicación, intente quitarla o subir otra.

2min çok güzel.

Yeşil Led |2min|Donde viven las historias. Descúbrelo ahora