0.3

457 75 43
                                    

Lütfen 2. bölümü okuduğunuzdan emin olun. Dün yayınlamış olmama rağmen asla bildirim gelmiyordu.
________________________

Hangi odada kalacağımızı öğrendikten hemen sonra oraya doğru ilerlemeye başlamıştık.

Beklendiği üzere ikimiz de tek kelime dahi etmiyorduk. Bir aydır alışmaya çalıştığım bu durum eskiyi çağrıştırdığında her zaman pişmanlık duyuyordum.

Derin düşüncelere dalmış gözlerim yerdeki çizgileri takip ederken bir anda tam önümde duran bir şeye çarpmamla neye uğradığımı şaşırmıştım.

Evet, tam olarak da Minho'ya çarptım.

"Pardon."

Tek kelimeyle içindeki duyguları açıklamak ne kadar da zor. Böylesine küçük bir eylem sonrası bile dile getirmek istediğim bunca şey varken, dahası içime tam olarak nasıl sığıyordu?

"Önemli değil."

Düşünmeden edemedim, acaba o da iki kelimenin oldukça yeterli olduğunu düşünüyor mudur? Tabii ki ediyordur Seungmin...

Odamızın önüne gelmiş kapıyı açmak için duraksaması ile ona çarptığımın farkına vardıktan hemen sonra, odaya giriş yapmış çantaları yere indirmiştik.

Ve yalnızca etrafa bakınıp duruyorduk.

Ne tek bir kelime ne de bir hareket, hiçbir şey yoktu. Kesinlikle bu fazla sinir bozucu bir durumdu.

Fakat elden bir şey gelmemesi sinirlerimi daha da bozuyordu. Cidden böyle bir tepki vermek zorunda mıydı?

Sinirle karışık sıkılmışlık hissi ile kuvvetlice ofladıktan sonra bütün dikkatini çekmiştim.

Göz temasımız birkaç saniye fazla olunca heyecana kapılıp hafifçe gülümsemiştim.

Heyecan ve stresi gülümsemesine vuran o insanlardandım ben de işte.

Ufak bir karşılık aldıktan sonra da neden olduğunu anlamadığım şekilde konuşmuştum.

"Ben çıkıyorum."

Neden söyleme gereği duydum ki şimdi ben bunu?

"Chan'ın yanına gideceksen önermem. Felix onları rahatsız edersek işlerin sonunun hiç iyi olmayacağını söylemişti."

Vay canına! Bana karşı böylesine uzun bir konuşma gerçekleştirebilmesi hiç gerçekçi değil.

"Peki... Oturayım öyleyse."

Dedikten sonra da yatağa oturmuş öylece zamanın geçmesini beklemeye başlamıştım.

Zamanın nasıl geçeceğini düşünür dururken gerçekten geçiyor olduğu gerçeğinin, buluşma saatinin gelmesi sayesinde anlamıştım.

İkimiz de kalkıp sanki ilk giden bir ödül alacakmış gibi hızlı hızlı hareket etmeye başlamıştık.

İstikamete ulaştığımızda da yavaş yavaş herkes gelmiş öğretmen de çok bekletmeden yanımızda bitmişti.

Öğretmen çeşitli etkinlikler yapıp çevreyi gezeceğimizi falan söyledikten sonra en sinir bozucu şeyi de eklemişti.

Ne demek tatil boyunca telefon kullanamayacağız?

Herkes oflayarak telefonlarını teslim ettikten sonra bugünlük sadece gezintiye çıkacağımızı söyleyen öğretmen ile sıkı sıkı giyinmiş bir vaziyette dışarı yönelmiştik.

Chan tabii ki hemen yanı başımda bitmişti. Birlikte yürürken bir anda yönelttiği soruyla gözlerimi güzelce devirmiştim.

"Ne oldu odada??"

"Ne olmasını bekliyorsun tam olarak?"

"Hiç ya."

Verdiği cevap ve yüz ifadesi o kadar tutarsızdı ki yumruğumu sıkıp yüzüne doğru doğrultmuştum.

Fakat her zamanki gibi asla ciddiye alınmamış bir adet kahkaha ile karşılık almıştım.

"Sen bu minik hâlinle yumruk mu yapıyorsun birde?"

Alaylı gelen sesine tezat gayet ciddi çıkan sesimle cevap verdim ben de.

"En azından uzunum."

Ve evet yüzünde oluşan o ifadeyi görmek tekrardan keyfimi yerine getirmişti. İnsanın arkadaşından uzun olması ne büyük bir lütuftu böyle.

Soğuk hava artık yavaş yavaş içimize işlerken tekrar otele dönüyorduk. Açıkçası yağan karın altında dolaşmayı sıcak ve her tarafı kapalı ortama tercih ederdim fakat kurallara dayalı olan bir yerde bunu yapmam mümkün gözükmüyordu.

Yavaş yavaş yürürken bir anda ismimizin söylenmesi ile kafamı arkaya doğru çevirmiş ne olduğunu bakmaya çalışmıştım.

"Hadi birlikte yürüyelim."

Felix'ten gelen istek üzerine gözlerim hemen Minho'ya kaymış onun bu durumu ne kadar istediğini anlamaya çalışmıştım.

Yüzünde okuduğum ifadeye göre zorlayarak buna mecbur bırakılmış birinden başka bir şey görmemiştim açıkçası.

Bu kötüydü, çok kötü.

_______________________

Bir bölüm daha gelir diye düşünüyorum.

Ve bir sonraki bölüm genel konuyu artık ele alacağımız o bölüm olacak.

Arkadaşlar bu sınavların bitmek bilmemesi normal mi? Haftaya bile sınav var. Yeter!!

2min çok güzel

Oops! Questa immagine non segue le nostre linee guida sui contenuti. Per continuare la pubblicazione, provare a rimuoverlo o caricare un altro.

2min çok güzel.

Yeşil Led |2min|Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora