1:KARŞILAŞMA

929 73 244
                                    

Bütün mutlu aileler birbirine benzer, her mutsuz ailenin mutsuzluğu kendine göredir.
(Lev Tolstoy, Anna Karanina)

                                                                                    ******

Yüzünde poşu ile ilerliyordu, sinirliydi tek istediği önündeki adamı öldürmekti. Konuşmaları onu iyiden iyiye sinirlendiriyordu. Yürüyen tacizci diye içinden geçirmeden edemedi. 

"Hızlı olun" diyerek arkasına baktı Maho kendisine sinirle bakan adamı gördü,

"Hamit beni mi öldürecen o bakış ne " dedi, anlamaması için kötü bir sırıtış takındı.

"Yok Maho köyler için plan düşünüyordum bu sinirle öldürürüm hepsini" dedi dalgaya vurarak Maho da hoşuna giderek sırıttı. Manyak insanları severdi. 

"Az kaldı zevkle öldüreceğim, kadınlara ise zevkle dokunacağım, bir kaçını alıp pazarda satarız iyi para ederler. Kendime de şöyle güzelini bulursam akşama bir keyif yaparım." Maho'nun demesine eli yumruk halini aldı ve bir adım atacakken omzuna dokunan el ile durdu, yanındaki arkadaşına döndü bakışları, arkadaşı ise başını hayır anlamında iki tarafa salladı.

"Yavuz ben bunu öldürürüm" dedi dişlerinin arasından sadece arkadaşının duyabileceği şekilde.

"Sakin ol! almamız lazım bu adamı, az kaldı." dedi aynı sessizlikte. Operasyonu batırmadan bir an önce her şey bitsin istiyordu. Ormanda ellerinde tüfek ilerliyorlardı. Maho aniden kahkaha attı.

"Şimdi askerler bomba arıyorlardır korkuyla, kimse bir şey olmasın diye canlarını verecek şerefsizler" ellerini iki yana açarak adamlarına döndü, "Ben kendimi seviyorum kimse için feda edemem hele ki bu insanlara hiç edemem" dedi bağırarak kendi dediğine ise kendi güldü.

"Durun burada sessizlik" demesi ile o tarafa dikkat kesildiler. " Bakın burada kimler varmış" dedi sevinçle. Avcının avını bulması gibiydi ifadesi sinsi ve avını vurmayı hazır bekleyen. Maho'nun yanına yaklaştı ve ileriye baktı, iki aile vardı piknik yapıyorlardı ateşlerini yakmışlar etrafa da et kokusu yayılmıştı. Aileleri inceledi bir baba çocuğuna mangal yapmayı öğretiyordu gülümsedi onları görünce poşusu kapalı olduğu için içi rahat davranıyordu sadece gözleri görünüyordu. Diğer aileye döndü baba elindekini sallayarak ateşi alevlendiriyordu diğerleri ise yanında bir şeyler yapıyordu, gözü salıncaktaki kıza kaydı, uzun siyah kıvırcık saçları vardı, yeşil dizlerinin az üstünde bir elbise giyinmişti. Kız ise başka yöne bakıyordu nereye baktığını görmek için gözlerini takip etti masum bir ifade ile ailelere baktığını görünce gülümsedi. Acaba o kimden diye düşünmeden edemedi.

"Güzel kız değil mi?" diyen Maho'ya döndü bakışları, oda o kıza bakıyordu bunu görünce kaşları çatıldı.
"Bu kız benimdir" dedi net bir dille.

" Sero bu kızı bana getireceksin" yanındaki adama döndü, "Sende benim yanımdan ayrılma, diğerleri sizde ailelerin etrafını sarın biraz eğlenelim" sırıttı.

Gözleri tekrar kıza döndü elindeki küçük not defterine bir şeyler yazdı çok uzun sürmeden yerdeki çantasına geri koydu, nedense bu kıza karşı garip bir his vardı içinde güzel bir kızdı gözlerini buradan tam göremiyordu ama bakışları çok şey anlatıyordu. Mahodan nasıl kurtarsam bu kızı diye düşünmeden edemiyordu. 

"Yavaş yavaş ilerliyoruz" dedi Maho'nun peşinden gitti şimdilik ona uyum sağlamalıydı, biraz yavaşlayıp arasına mesafe koydu ve kısıkça konuştu.

"Geldiniz mi" dedi kulağındaki cihazdan bir ses bekliyordu.
"Az kaldı 5 dakikaya oradayız" dedi karşıdaki ses. Ailelerin etrafı sarıldı,

"Meva" diye bağırdı birisi adama baktığında salıncak tarafına bakıyordu. Bu o kızdı Sero kızın kolundan tutmuş çekiştiriyordu o tarafa gitmek için hamle yaptı ama Maho kolundan tuttu.

BİR DAMLA GÖZYAŞI Where stories live. Discover now