Biz geçmişi unutabiliriz ama geçmiş bizi unutmaz...
(Magnolia)
*****
ÇAĞAN ALP ARSLANOĞLU
" Zehra" dedim telaşlı sesimle " Zehra iyi misin ses ver" diye tekrarladım
" Komutanım iyim buradaki salak adam kulağıma küpe takarken çekince çihaz düştü ama merak etmeyin fark edilmedi" demesiyle rahatladım Zehra mekana girmiş ve Sansarın adamları onu alıp kadınları topladığı bölgeye götürmüştü. Yavuzda kendine inandırmış ve aralarına sızmıştı. Öğrenmemize göre Sansar gelip kadın seçecekti onun için de bir kaç kadını onun zevkine göre süslüyorlardı bunlardan biri de Zehraydı. Ben Erdi Yiğit ve Sedat mekanı görebileceğimiz bir köşeye saklanmıştık, Mert ise kendine yine uygun bir yer bulup geçmişti.
" Komutanım bir kaç araba geliyor sanırım Sansar da onlardan birinde burada telaş başladı" Yavuz'un demesiyle elimdeki dürbünle gelen arabalara baktım. " Arabanın biri farklı komutanım muhtemelen Sansar onun içinde" dedi Mert. Arabalar mekanın önünde durdu inen adamlar diğer arabanın yanına geçtiler. Arabadan inene baktım Sansar şerefsiziydi bu.
"Geldi Komutanım" dedi Yavuz
" Yavuz onlarla gidebilecek misin?" dedim muhtemelen Sansar Zehrayı da seçerdi. " Giderim orası bende" dedi
" Komutanım adam tam görüş açımda alnından vursak da kurtulsak" diyen Merte yanımda olsaydı şuan çakmak isterdim " Oğlum canlı lazım" dedim dişlerimin arasından. " Tamam komutanım ya bir şey demedim" sabır çektim
" Komutanım ya oraya Yavuz Komutanımın yerine beni soksaydınız ben de bir güzel kızlarla-" diye isyan ederken sözünü kesen Yiğit oldu.
" Lan gevşek seni soksak kızlarla oynaşmaktan görevi unutursun" dedi Yiğit, timdekiler güldü Yavuz'un bile gülmesini işittim kulaklıktan,
" Lan ne biçim timsiniz siz, çok mu aradılar sizi bana vermek için?" dedim sinirle,
" Ah yakışıklım artık ne günah işlediysen ceza olarak bizi vermişler" yavşayarak konuşan Erdi'ye baktım. Bu adam ne zaman çapkınlığı bırakacaktı bilmiyorum.
" Yakışıklım?" dedim, göz kırptı.
" Değil misiniz? gerçi siz Meva yengenin yakışıklısısınız artık sevilisiniz de" demesiyle şok oldum
" Sen nerden biliyorsun lan?" dedim. Aklıma Onur geldi kesin o söyledi.
" Sevgilisiniz yani, ben laf ebeliği yapmıştım ama öğrenmiş olduk." diyerek güldü kendi kendimi ifşa etmiştim. "Komutanım sevgili oldunuz mu gerçekten" diyen Yiğite baktım başımı salladım hepsi sırıtarak bana bakıyordu bende gülümsedim, dostlarımla paylaşmayacaksam kimle paylaşacaktım böyle şeyleri.
"Sevgililikte neymiş be aman eğlen geç, ciddi olmak bana göre değil."dedi Erdi.
"Lan sen ciddi düşünsen bile kızlar seninle ciddi düşünmez" dedi Sedat, eli ile Erdi'yi gösterdi.
"Şu tipine bak pezevenklik akıyor" dedi. Erdi sinsi bir gülüş takındı.
"Öyle demeyin komutanım bu tipe kızlar yatak gösteriyor."diyerek göz kırptı. Tüm tim kahkaha atarken bende Erdi'nin ensesine geçirdim.
"Ne bok yersen ye ama askeriyeye şikayete kız gelmesin bıktım senden" dedim. Kızlarla içip, eğlenip geliyordu her ne yapıyorsa, kızlarda sabahına askeriyeye dayanıyor şikayet eder gibi Erdi'ye isyan ediyorlardı. Başımın belasıydı.
Telsizden gelen Yavuz'un sesi ile hepimiz ciddileştik.
"Zehra ve 6 kızı seçti Sansar yanında götürecek burada da 5 kız felan kaldı onları buradaki kadın pazarına götüreceklermiş " dedi.
" Sen ne yaptın Yavuz gidebilecekmisin?" dedim
YOU ARE READING
BİR DAMLA GÖZYAŞI
Teen Fiction"Şans getirsin." dedim, elimden kolyeyi aldı ve ucundaki yoncaya baktı. "Dört yaprak olunca şans olmuyor muydu? Senin ki üç yaprak." dedi. "Bu kolyeyi ölmeden önce anneannem vermişti, bende senin gibi sorgulamıştım ve bana neden üç yaprak olduğunu s...
