Söyleyemediklerimiz gün geçtikçe sessiz çığlıklara dönüşüyor.
****
İçimde susturamadığım bir heyecan dindiremediğim bir acı vardı. İnsan iki şeyi aynı anda yaşayabilir mi? Mutluluk ve acı yan yana gelir mi? Mutluluğumun sebebi Çağandı. Acımın ki ise ailem. İçimde ailemin acısı varken ben Çağanla aile kurup o acıyı dindirebilecek miydim? Ya da dinecek miydi? Aile acımı başka bir aile kurarak kapatabilecek miydim? Yoksa sadece kabuk mu bağlayacaktı? Her kaşıdığımda yeniden kanayacaktı belkide.
Çağanla ayrıldıktan sonra Defne ile biraz sohbet edip odalarımıza geçip yatmıştık. Müziğin sesi ile gözlerimi araladım yavaşça yatakta doğruldum 'Sezen Aksu Olmaz Olsun' çalıyordu gülümsedim Defne'nin en sevdiği şarkıydı ve kesin şuan kalkmış kahvaltı hazırlıyordu iş yaparken hep şarkı dinlerdi. Yataktan kalkıp düzlettim banyoya girip kişisel işlerimi de hallettikten sonra üstümü giyip mutfağa ilerledim. Defne omlet yapmış onları tabkalara koyuyordu beni görünce gülümsedi.
" Altın, gümüş, pırlanta, zümrüt, sedef, yakutla kim mutlu olmuş dünyada bir tek içten gülüş, bir tatlı bir söz bir öpüş sevdalı bir tek bakış yeter bana." diyerek yanıma geldi beni tutup dans etmeye başladı Kahkaha atarak ona eşlik ettim.
" Altın, gümüş, pırlanta, zümrüt, sedef, yakutla kim mutlu olmuş dünyada bir tek içten gülüş, bir tatlı bir söz bir öpüş sevdalı bir tek bakış yeter bana." dedim şarkı arkadan çalarken biz gülerek dans ediyorduk. Yorulmuştum karnımı tuttum.
" Ayy yeter dur yoruldum. " dedim nefes nefese gülerek oda durdu.
" Kahvaltıya buyrun Meva Hanım" dedi sandalyeyi çekerek hızla sandalyeye oturdum çayları da doldurtuktan sonra Defne de karşımdaki yerini aldı.
" Yine karakola mı gideceksin?" dedim
gülümsedi
" Maalesef hayır hastaneye gideceğim dün için tek müsait ben olunca beni almışlardı." dedi
" Yavuzun yarası nasıl peki ?" Çağan'a sormayı unutmuştum.
" Göğsünün altından karnına kadar bir kesik var çok derin değildi ama dikiş gerekiyordu." dedi ve bir şey soracak gibi bana baktı ama sormaktan da kaçınıyordu.
" Sor" dedim arkadaşımı tanıyordum.
" Yavuzun yara izleri diyecektim çok fazla onunla ilgili bir şey biliyor musun?" dedi merakla başımı iki tarafa salladım.
" Timden Emre'nin hikayesini biliyorum tek diğerleri ile o kadar konuşma fırsatım olmadı." dedim göz kırptım. " Hayırdır neden sordun?" dedim ima yaparak yüzünü buruşturdu.
" Ay saçmalama merak ettim sadece yoksa hiç tipim değil kendisi soğuk nevale" dedi güldüm
"He gülüm he" dedim kaşlarını çattı. Defne çapkın bir kız değildi bir tane sevdiği olmuştu evleneceklerdi ama nikahta kızı terk etmişti hiç bir şey demeden bir not bile bırakmadan üstünden 2 sene geçmişti ama Defne'nin kalbinden bir daha kimse geçmedi.
GÜZELLER grubuna gelen mesaja baktım.
SEVDA: Kızlarrrrrrrr!!!!
kim bilir yine ne diyecekti?
ASLI: Efendim
HİLAL: Efendim
ZEHRA: ?
BEN: Ne oldu yine?
hepimiz bir şeyler yazmıştık Sevda yazıyor gözüküyordu
" Neye bakıyorsun sen öyle?" diyen Defenin sesi ile ona baktım " Sevda yazmışta ne diyecek diye bekliyorum " anladım der gibi başını salladı Sevda Defneyi tanıyordu. " Grubumuz var kızlarla senide ekleyeceğim." gülümsedi " Olur " dedi
YOU ARE READING
BİR DAMLA GÖZYAŞI
Teen Fiction"Şans getirsin." dedim, elimden kolyeyi aldı ve ucundaki yoncaya baktı. "Dört yaprak olunca şans olmuyor muydu? Senin ki üç yaprak." dedi. "Bu kolyeyi ölmeden önce anneannem vermişti, bende senin gibi sorgulamıştım ve bana neden üç yaprak olduğunu s...
