19:EŞİTLİK

79 15 127
                                    

Bir gün bensizlik çalar kapını. Benli dünleri düşünür, avunursun. Sanma ki yalanlar içinde, ben gibi bir doğru bulursun.

(Nazım Hikmet)

****

Hayatım boyunca öğrendiğim bir şey varsa o da sevdiğimiz kişilere sinirlenip kalp kıracak söz söylememek. O sözler insanın hep içinde bir yerde kalıyor, kaldıkça da can yakıyor.

Aslı ile evden nasıl çıktığımız bile anlamamıştık. Kapı önündeki asker bizi hastaneye götürüyordu. Aslı o kadar çok kızmıştı ki adama hızlı sürmesi için, sanki bir yarışa katılmışız da kazanmamız gerekiyormuş gibi. Yanımda oturan bedene çevirdim başımı. Ağlamaktan iç çekiyordu sürekli. Ne diyeceğimi bilmiyordum, çünkü diyecek bir şey yoktu. Canı çok yanıyordu. Söyledikler ayrı yakıyordu canını, sevdiğinin bir daha yürüyemeyeceği gerçeği ayrı.

" Aslı yeter sakin ol lütfen, bak sen kötü olacaksın" dedim. Üzülüyordum ona da, isteyerek dememişti, pişmandı. Bazı pişmanlıklar çok can yakıyordu ömür boyu üzerinden gitmiyordu.

" Nasıl sakin olayım Meva! Benim yüzümden orada yatıyor dediklerim yüzünden" sesi çok yüksek ama bir o kadar da titrek çıktı. " Dilim kopsaydı da demeseydim keşke." dedi başını eğerek. Ön tarafta oturan Nergiz hanıma baktım sorguluyordu ne olduğunu ama dile gitmiyordu bunları.

" Senin yüzünden değil Aslı. Unutma ki Onur bir asker başına gelebilecek bir durum bu gibi şeyler" dedim. Bana öyle bir baktı ki hafif bir gülüş kapladı yüzünü

" Abim olsaydı orada yatan, o zaman da o asker nasılsa olur der miydin Meva" bir an için Çağan'ı düşündüm ve kalbim öyle bir sızladı ki. O an anladım ben Çağan benim hayatım olmuştu. Aslı haklıydı susamazdım. Bir şey diyemedim sessiz kaldım. Başını sallayarak önüne döndü.

" Geldik yenge " dedi bizi getiren asker, başımı salladım. Nergiz hanım indi. Aslı hemen kapısını açtı ama öylece kaldı. Ne olduğunu anlamadan hıçkırıklara boğularak ağlamaya başladı. Nergiz hanım Aslı dan tarafa gelerek önüne eğildi. Elleri ile yüzünü kapatmış olan kızının saçlarını okşadı.

" Aslım " dedi o kadar içten dedi ki yüreğimde bir yerlerde, bir annenin çaresizliğini hissettim.

" Anne" dedi ağlayarak " Anne ben " ağlamaktan konuşamıyordu bile. " Anne ben sevdiğim adamın yanına bile kalkıp gidemiyorum" söylediği şey ile gözlerimi kapattım. Nergiz hanım ise sadece bakıyordu şaşırmamıştı. "Kalkıp koşamadım yanına buradayım diyemedim. Diyemem " sarsılarak ağlamaya devam etti. Kapıyı açıp indim Aslı'nın tarafına ilerledim o sırada hastahanenin kapısında bize doğru gelen Çağan'ı gördüm.

" Meva" dedi, gülümsedim özlemiştim bir aydır görmüyordum, kokusunu , sesini, o mavi tarafını özlemiştim. Yanıma geldi kendine çekip sarıldı bunu bekliyormuş gibi kollarımı beline doladım. Burnu saçlarımın arasında kokumu içine çekiyordu.

" Çok özledim" dedi belimdeki eli okşar gibi haretek ettiriyordu. Aslı'nın sesini duyunca kaşları çatılarak benden ayrıldı. Annesinin yanına gitti. Nergiz hanım çöktüğü yerden ayaklandı. Çağan ise arabanın içinde oturan kardeşine bakıyordu.

" Bu halin ne Aslı" dedi kızar gibi.

" Abi" dedi Aslı sadece çekinmişti ne diyeceğini bilmiyordu. " Abi Onur iyi mi" dedi

" Ne bu tepki Aslı ne oluyor" ikisinin arasındaki bilmediği için sorguluyordu.

" Çağan" dedim kolundan tutarak, kolundaki elime baktı sonra bakışları bana döndü öyle bir baktı ki bırakmam ve karışmamam gerektiğini anladım. Yavaşça elimi çektim bakışları tekrar Aslı'ya döndü.

BİR DAMLA GÖZYAŞI Where stories live. Discover now