22:ÖFKE

77 10 37
                                    

Bir insanı kazanmak zaman meselesi kaybetmek an meselesi...

(Bölüm şarkısı)
Garezi var; Kahraman Deniz

                             

                                  ****

Yalanlarında da hisleri vardı.

Korku ve endişe. 

Yalan söylemekten çekinmeyiz ama ortaya çıkmaya yaklaştığında içimizde büyük bir savaş veririz, korku bütün bedenimizi bir mumya gibi sarar, ölmüşüz gibi tabuta koyar. Gerçeği söyleyemedikçe bedenlerimiz o tabutta çürümeye yüz tutar, bedenin acı çeker ama dilin gerçekleri söyleyemez.

Kimse gerçek ortaya çıkınca kendini ateşe atmaz üç maymunu oynar dünyanın kuralı budur. Kaçarsın, sevdiğini kaybetmemek için bencil davranırsın onun ne hissedeceğinden çok sana ne kadar kızacağını düşünürsün. Gerçekler çıkmasın hep mutlu olalım istersin. Ama gerçek pusuya yatmış en mutlu anını bekler. Hiç beklemediğin bir anda da bir hortlak gibi karşına dikilir, elin ayağın birbirine dolaşır ne yapacağını ne hissedeceğini bilmezsin. İçinden gitmeyecek tek his korku olur.

Korkuyordum. Anlatmaya cesaretim yoktu, saklamaya ise gücüm. Sıkışıp kalmıştım. Önümde sinirden deliye dönmüş adama baktım. Gözü kimseyi görmeyecek kadar sinirliydi. Kahvesi öfke saçarken mavisi acı çekiyordu.

" Siktiğimin dünyasında o kadar insanın içinde neden o " başını yukarı kaldırmış isyan ediyordu. Dün morarcısına emdiğim yer gerçekten de morarmış bir sanat eseri gibi duruyordu gözüm istemsizce oraya takılmıştı.

" Çağan Mazhar senin baban mı?" yanımda oturan Özlem şokun etkisindeydi hala ne olduğunu anlamıyor olayı bilmediği için sorguluyordu.

" Her yerde deli gibi aradığım adam burnumun dibinde baş düşmanım olarak karşıma çıktı." elini saçlarına geçirdi. Özlem'i duymuyor kendi kendine konuşuyordu.

" O adam senin baban mı?" Öfekli bakışları Özlem'e döndü. Aklına her ne geldi bilmiyorum ama kısa bir düşünceye daldı. Hızla evden dışarı çıktı. Peşinden koştum ama yetişemedim arabaya bindiği gibi gaza basmıştı. Arkamdan gelen Özlem'e döndüm.

" Çağan'ı takip eder misin?" başını salladı.

" Atla gidelim" arabasına yöneldim, Özlem de flaşı alıp geldikten sonra Çağan'ın peşinden bizde çıktık. Telefonu alıp Emre'ye yazdım.

BEN: Emre, Çağan gerçek babasını öğrendi.
Emre hazır bekliyormuş gibi aniden yazdı.

EMRE: Nasıl?

BEN: Savcının getirdiği flaş, onda Mazhar'ın gerçek adı varmış.

EMRE: Çağan nerde?

BEN: Bilmiyorum bir yere gidiyor peşindeyiz ama çok hızlı sürüyor.
Cevap vermemişti. Çağan'ı aradım ama açmadı ısrarla devam ettim en sonun da telefonunu kapatmıştı. Özlem yetişebilmek için hızla sürüyordu. Hızda korkmadığım için sorun etmiyordum, Çağan köy yoluna dönmüştü eve mi gidiyordu?

" Köye geçiyor bu" başımı salladım.

" Evet"

" İyide sinirli biri hiçbir şey olmamış gibi eve mi gider?" anlamamla hızla bakışlarım Özlem'e döndü.

" Annesine gidiyor" hesap soracaktı. Nergiz hanım bütün gerçekleri biliyordu çünkü.

BEN: Eve geçiyor

BİR DAMLA GÖZYAŞI Where stories live. Discover now