17:YANMAK

117 15 141
                                    

İnsan insana iyi gelmeli.
Gelmeyecekse hiç gelmemeli.

( Nazım Hikmet Ran )


****

ÇAĞAN ALP ARSLANOĞLU

" Bu başın eğilmeyecek söz mü?" diyerek çocuksu bir tavırla serçe parmağımı uzattım.

Beni benden alacak kadar güzel bir kahkaha attı ve serçe parmağını parmağıma doladı.

" Söz" dedi gözlerime bakarak, koyu kahveleri insanı içine çekiyordu, utandığı zaman çıkan çilleri ise her zaman ki gibi muhteşem görünüyordu.

" Özledim" dedim, gülümsedi

" Neyi özledin? Beni mi ?" dedi cilve yaparak, çok hoş duruyordu bu hali, alıp içime sokasım geliyordu.

" Hayır" dememle hemen kaşları çatıldı, gülmemek için dudaklarımı içini ısırıyordum.

" Niye özledin, kimi özledin?" diye sıralaması ile kahkaha attım. Belinden tutup kendime çektim, şaşırmış ifade ile bana bakıyordu. Gözlerim dudaklarına kaydı tekrar ona baktığımda ise onun da benim dudaklarıma baktığını görünce dudağımın kenarı kıvrıldı, yavaşça dudaklarına eğildim, gözlerini kapattı, yine onu öpmem için hazır bekliyordu benimde sevdiğim kadının istediğini yapmam lazımdı.
Dudaklarımız temas eder etmez bana karşılık vermeye hazırmış gibi elleri boynuma gitti, üst dudağını dudaklarımın arasına aldım yavaşça öpüyordum aynı yavaşlıkta bana karşılık veriyordu. Sanki mümkünmüş gibi bitaz daha kendime doğru çektim bu hareketim ile ağzıma inlemesi ile bende herşey kopmuştu. Büyük bir zevkle dudaklarını hızla öpmeye başladım devam ederken belinden çekip geri yürüdüm ve yatağın ucuna oturdum kısa bir anlığına dudaklarımız ayrıldı kendime çekmemle iki ayağını açıp kucağıma kuruldu elimi beline yerleştirip kendime çeker çekmez dudaklarını açlıkla öpmeye başladım.
Saçlarımda dolaşan elleri içmdeki bir şeyleri körüklüyordu, bu kadın ne ara her hareketi ile beni böyle tahrik etmeyi başarmıştı bilmiyorum ama hoşuma gidiyordu. Ellerim tişörtünden içeri girip çıplak beline temas etmesi ile inledi, sıcacıktı vücudu ellerimle belini okşadım kendini bana bastırması ile bu sefer inleyen ben olmuştum sanki bu hoşuna gitmiş gibi sırıtmıştı. Yavaşça ayrıldı ikimizde hızlı nefes alıp veriyorduk.

" Seni ve dudaklarını özledim" dedim hala nefes nefeseyken, güldü.

" Özlem giderelim o zaman" diyerek tekrar dudaklarıma yaklaştı, canıma minnetti, ellerim belinden yukarı çıkmaya başladı.

" Giderelim" dedim göz kırparak, telefon sesi ile ikimizde sıçradık.

"Hay sikeyim ya" diye söylenmeye başladım Meva ise kocaman bir kahkaha atmıştı. Cebimdeki telefonu çıkardım, Meva kucağımdan inmek için hamle yapınca diğer elimle belinden tutarak kalmasını ister gibi kendime çektim, yerine tekrardan kuruldu. Arayana baktım ona göre söverek açacaktım, Emre olduğunu görünce lafları ağzıma tıkmam gerekti.

" Efendim" diyerek açtım, Meva yavaşça yaklaşıp sarıldı kucağımda bir çocuk varmış gibiydi.

" Nerdesin Yüzbaşı" dedi Emre yüzbaşı dediyse kesin görevle ilgili bir şeydi.

" Yan tarafında." dedim buraya gelirken Zehra'lardan çıkıp eve geldiğini görmüştüm o beni görmemişti.

" İyi sevgilinin yanından kıçını kaldır ve gel görev var, topla timi " diye emir verdi, Emre'yi duyan Meva sessizce kıkırdadı. Emre'nin lafının altında kalmamak için bende ona laf çarptım.

" Emredersin binbaşım sende kızın yanından kıçını kaldırıp gelmişsin benim gelmemem ayıp olur" dememle Meva kendini tutamamış olacak ki sesli bir kahkaha attı.

BİR DAMLA GÖZYAŞI Tahanan ng mga kuwento. Tumuklas ngayon