11. Abi

28 22 0
                                    

(13 yıl önce)

Çamurlaşmış toprağa basan titrek ayakların gücü, artık iki kişiyi kaldıramayacak gibi görünüyordu. Hatta bi anlık sol bacağı kaymış, yere düşeceklerlerken son anda toparlanmıştı. Sırtındaki minik kızı düşürmeden hızla yetişmeliydi otobüse. Yetişemezse hali haraptı. Ne taksiye verecek parası ne de yardım isteyeceği birisi vardı. Kardeşini hastaneye götürmeliydi bir an önce. O, çok hastaydı.

Harabe evden çıkalı 10 dakika olmuştu ama otobüse varmak bir yana daha gözle görebilecek kadar bile yaklaşamamıştı. Tek başına olsa bu yolu 10 dakika da hızlı adımlarla kapatırdı ama kardeşi vardı şimdi. Onu sarsmadan ve canını acıtmadan gitmeliydi. Kendi yorgunluğunun önemi yoktu onun yanında.

Kızın titreyen sesi, güç bela ilerleyen çocuğun kulaklarına çalındı.

"Üşüyorum abi. Canım yanıyor."

Nefesini toplamak için durdu. Kafasını sol arkasına doğru çevirdiğinde, kardeşinin yarı kapalı gözleriyle karşılaştı. Kız sersemlemiş, sallana sallana abisinin üstünde tutunmaya çalışıyordu.

"Az kaldı kardeşim... Az kaldı prensesim... Az kaldı Masal'ım."

Önüne dönüp tekrar yürümeye başladı. Normalde gücü kuvveti olabildiğince yerindeydi ama şimdi yorgundu. Gece uyumak bir yana dursun, eve bile gelememişti. Sabahtan akşama kadar çalışmasına rağmen, tamirci ona yorucu bir iş daha kitlemiş ve eğer yaparsan bu sefer para veririm demişti. Sabahtan kalan yorgunlukla işe koyulmuş ama dermanı, hızlı yapmaya yetmemişti. Sabaha doğru anca bitirmiş ve eve dönmüştü ki kardeşinin içeriden inlediğini duymuştu. Hemen yanına çöküp kontrol ettiğinde anladı ki ateşi vardı ve durmaksızın titriyordu. Korkuyla sırtına alıp yola çıkmış ve zaman kaybetmeden hastaneye gitmek için otobüse yetişmeyi hedeflemişti.

Neden sonra siyah, temiz bir araba durdu yanlarında. Cam yavaş yavaş açılırken; çocuk, durup baktı.

"Hayırdır delikanlı, ne bu hâl?"

Güç bela cümle kurdu cocuk. Artık dermanı kalmamıştı.

"Kardeşim... Hasta... Hastaneye... Ahh" kardeşini hafif zıplatarak eski haline getirdi."gidiyoruz."

Adam bi kaç saniye durup önüne döndü. Derin bir nefes aldı, ciddi bir karar verir gibi görünüyordu.

"Götüreyim gel"

Arabadan çıkıp arka kapıyı açtı. Beraber kızı koltuğa oturttular. Cocuk, ellerini dizine koyup biraz soluklandı.

"Sağ ol abi. Otobüse kadar götürsen yeter."

Adam araba kapısını açarken karşılık verdi.

"Ayarlarız onu, gel otur öne."

Cocuk bindiğinde yola çıktılar. Eski ve kirli elbiseleri, arabayla zıt bir görsel çiziyordu. Adam ise yaşlıca ama gücü kuvveti yerinde, kirli sakallı, koyu kahve gözlere sahip, tekinsiz bir tipti.

"Kaç yaşındasın sen?"

"12 abi."

"Hangi okulda okuyorsun."

Çocuk bir süre bekledi.

"Okumuyorum abi."

Adam, çocuğa doğru bakıp tekrar önüne döndü.

"Neden... Senin ismin neydi?"

"Araf, abi. Param yok çalışıyorum, kardeşime bakmam lazım."

"Annenin babanın görevi bunlar. Yoklar mı?"

KAYBEDİLMİŞ YARINLARWhere stories live. Discover now