Bölüm 14: Ben Lan Zhan'ın İlk Karısıyım

212 33 65
                                    

Caiyi Kasabası'na vardıklarında sokakların günlük koşuşturmacası başlamıştı bile. Çiftçiler ve tüccarlar, şehrin kanallarını renkli mallarla kaplayan tekneleri ve stantları çoktan kurmuşlardı. Restoranlar ve dükkanlar açılmış; satıcılar yoldan geçenlere ürünlerini pazarlamaya başlamıştı. Şeker tezgahlarının başına doluşan çocuklar, satıcıların, şekerleri kehribar renkli ejderhalardan kaplanlara ve anka kuşlarına dönüştürmelerini izliyorlardı.

Wei Wuxian'ın Bulut Kovuğun'dan gizlice çıkmasından bu yana sadece birkaç ay geçmişti ama sanki yıllar önceymiş gibi geliyordu. O zamanlar Lan Wangji'nin onu buraya kendi rızasıyla getireceğini asla hayal edemezdi – şimdiyse de birlikte olmayı seçtiği tek kişinin Lan Wangji olmasına hayret ediyordu.

Wei Wuxian güldü. "Lan Zhan, hadi bir tekne kiralayalım!" Heyecanlı bir ifadeyle Lan Wangji'yi dirseğinden çekiştirdi ve küçük, tenteli bir teknenin parasını ödemesi için satıcılardan birine doğru sürükledi.

Her ne kadar Lan Wangji birine hizmet edecek biri gibi görünmese de kürekleri aldı ve teknenin ucunda durdu. Wei Wuxian yoldan geçenlerin Lan Wangji'nin tertemiz beyaz kıyafetlerine ve yeşimden suretine ilgiyle bakmasını keyifle izledi—bir Gusu Lan öğrencisi için bile Lan Wangji bambaşka bir seviyedeydi. Lan Wangji küçük ahşap tekneyi ilerletirken mutlu göründüğü için Wei Wuxian iyice yayıldı ve yanlarından yüzen tüccar teknelerine ve kanalın yanındaki renkli stantlara bakarken ortamın tüm avantajlarından yararlanmaya karar verdi.

"Hey genç efendiler, biraz İmparator Gülümsemesi ister misiniz?" Yanlarından geçen teknelerden birindeki adam teknesine yığılmış kavanozları işaret ederken sordu. "Gusu'daki en iyi likördür."

Wei Wuxian umutla Lan Wangji'ye baktı ve Lan Wangji gerçekten de küçük, işlemeli bir kese çıkardığında şoka girdi. "İşte," dedi keseyi Wei Wuxian'a uzatarak. "İstediğin her şeyi al."

"Gerçekten mi?" Wei Wuxian gözlerini kocaman açarak ona baktı. Kesenin ağırlığına bakılırsa içinde biraz paradan çok daha fazlası vardı.

"Mn."

"İmparator Gülümsemesi bile mi? Beni gerçekten durdurmayacak mısın?" Wei Wuxian, gözleri hâlâ likör kavanozları ve Lan Wangji arasında gidip gelirken sordu.

Lan Wangji düz bir ifadeyle ona baktı. "Durdurmamı mı istersin?"

"Hayır!" Wei Wuxian hızlıca söyledi. "Geri alamazsın! Lan Er-gege bugün çok cömert olduğu için üç kavanoz lütfen." Parayı satıcıya uzatırken mutlu mutlu sırıtıyordu.

Kavanozları teknenin dibine koydu ve bir tanesinin üzerindeki kağıdı soydu. "Teşekkürler Lan Zhan." Kavanozu ona doğru kaldırırken söyledi. "Sana da ikram ederdim ama en son sarhoş olduğunda fazla açık sözlüydün." Lan Wangji tekneyi aniden durdurduğunda Wei Wuxian alayla sırıtıyordu. "Hm, neden durdun?"

Lan Wangji yutkundu. Wei Wuxian mı hayal görüyordu yoksa Lan Wangji'nin kulak memeleri gerçekten de biraz pembeye mi dönmüştü –güneş yüzünden– merak etti. "Ne yaptım?" Lan Wangji sonunda sordu.

O ziyafetten sonra Koi Kulesi'nde o kadar çok şey olmuştu ki, Wei Wuxian şimdi düşünene kadar o gecenin başlangıcını tamamen unutmuştu.

"Ne mi yaptın?" Wei Wuxian sordu. "Bana mı?" Gerilimi azaltmak için İmparator Gülümsemesi'nden bir yudum aldı. Lan Wangji gerçekten sabırsız görünüyordu ve bu ifade, Wei Wuxian'ın onunla uğraşmak isteyen tarafını uyandırmıştı. Muzip sırıtışını zorla bastırdı ve onunla alay etmeye başladı.

"Gerçekten çok kabaydın." dedi Wei Wuxian somurtarak. "Seni odamıza geri götürmeme rağmen beni bir türlü bırakmadın."

Lan Wangji'nin teni daha da solmuş gibiydi. "Ben..."

Yayımlanan bölümlerin sonuna geldiniz.

⏰ Son güncelleme: Mar 29 ⏰

Yeni bölümlerden haberdar olmak için bu hikayeyi Kütüphanenize ekleyin!

A Stone To Break Your Soul, A Song To Save It || WangXian [Türkçe Çeviri]Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin