Komşu Çocuğu

2.4K 105 13
                                    

Arkadaşlar bu benim ilk kitabım olucak inşallah! Bi kaç eksik ve ya yanlış olabilir. Kusura bakmayın.İyi okumalar.

Lanet olsun alarm! Lanet olsun okul! Lanet olsun uyandırılmak! Yine mi bee? Bugün de mi okula gidicem! Diye diye kalktım.
Sabah rutinleri falan filan baya zamanımı aldı aslında. Sonunda bunlardan kurtulduktan sonra aşağı indim.Bu arada ben Güneş, Güneş Aydın 17 yaşındayım. İki hafta sonra 18 e giricem. Babam Mert Aydın babam doktor, annem Şeniz Aydın o da yapımcı. İzmir de yaşıyoruz.Aşağı indim Şeniz sultan her zamanki yerindeydi. Ama babam yoktu. "Günaydın annem! Babam nerede?" sorusuna sadece gitti cevabını almıştım. Bişeler olmuş anneme. Neyse sabah sabah bunları soramicak kadar sülalem raad. Bikaç şey atıştırdıktan sonra telefonum cüzdanım ve kulaklığımı çantama attım. Siyah vanslarımı giydim ve çıktım. Kapıdan çıktıktan sonra kulaklığımı takıp telefondan Taylor Swift - Blank Space yi açtım. Sabah sabah bu sokaklar daha çekilir seviyedeydi. En azından az insan vardı. Zaten az insan, çok huzur diyen oturduğu yerden dememiş dimi? Bir bildiği vardı adamın. Etrafta dükkanlarını yeni açan bir sürü insan var. "Ayh yoruldum.". Yandaki küçük büfeye yaklaşarak
çantamdan cüzdanımı çıkardım." Bir su alabilir miyim?"
"Buyurun."  Yoluma devam ettim. Bu yol uzadı mı, yoksa ben mi kaplumbağayım. Git git bitmedi şu lanet yol. Ne vardı sanki bugün babam bıraksaydı beni? Zaten dün gece Deniz yüzünden uyuyamadım. Bütün gece dertlerini anlattı bana. Sanki Güzin Ablayım da.
Köşeden dönünce okulu gördüm ve içeri girdim. Mukammelll geç kaldım. Eğer ders bir de Tarih ise ölüm fermanım şu sıralar imzalanıyordur. Koş Güneş koşşşş! Okula girdim ve koridorun sonundaki merdivenlere ulaşmaya çalıştım. Ay bitmedi şu merdivenlerr...
"Tık tık."
"Gir!" Hocanın ince iğrenç sesini duyduktan sonra kapıyı açtım.
"Güneş Hanım. Biraz daha geç gelseydiniz keşke. Bu sefer imzalıyordum tutanağı." Çantamı yerime attım. Ve oturdum. "Otur dememiştim. Çöpün yanına gel!"
"Ya hocam birinci sınıf mıyız Allah aşkına! 15 dakika geç kaldım diye çocuk gibi cezalar veriyorsunuz. Bırakın da oturayım ya! "
"Tek bir şartla affederim seni."
"Neymiş?"
"Ödevi yaptın mı?" Hiiii yapmadım. Ben ne diyeceğim şimdi yaa.
"Şey. Ya-yaptım tabi. Yapmaz olur muyum."
"Anlat o zaman ."
"Ama siz ödevi yaptıysan affederim dediniz. Anlatırsam değil."
"GÜNEŞŞŞ! BENİ KIZDIRMA!"
"Of ya. Tamam. Şimdi şu Göktürkler şey yapmışlar. Ama halk şey deyince şey olmuş. Bu yüzd-"
"Yapmadın dimi?"
"Yapamadım."
"Tabii canım tabii. İnekler de mordu zaten. Şimdi müdür yardımcısına gidiyorum ve aileni çağırttırıyorum."
"Hocam geçen hafta geldiler daha. Azıcık özlesinler Hakan Hocayı. "
"Sende bu akıl oldukça ailen Hakan Hocayla kardeş bile olur . "
Zil çalınca yine yırttın bakışı atan son sıradaki kankama baktım. P*c smile atarak yanına gittim. "Sen bu konuda ders mi alıyorsun? Ben olsam dakikasında tutanak imzalanmıştı. Kaç oldu bu?"
"Okul açıldığından beri 17. Onu bunu bırak da sen niye sabah sabah beni aradın?"
"Tutanak için. Her neyse geldin ya. Hadi dışarı çıkalım."
"Uykulu yüzler çekecek durumda değilim. "
"Hadi kank. Anlatmam gerekenler var. "
"Gel kenarda anlat işte."
"Ool-mazzz! Hadi Güneş. Kırıcak mısın beni." Gözlerimi devirerek onun arkasından ilerlemeye başladım. Neydi bu kızın sabah sabah dışarı aşkı.
"Hmm. Gel buraya oturalım. Hadi yaaa."
"Sen iyi misin?"
"Bu nasıl bir soru? Çok iyiyim."
Deniz'in arkasından bende baktığı yöne baktım ve benim oraya baktığımı anladığı için hemen bana döndü.
"Sökül!"
"Ne?"
"Gönlünü kime kaydırdın söyle."
"Ki- kimseye tabii ki. İçeri gidelim mi?"
"Oradan baktığında alnımda enayi gibi mi yazıyor?"
"Evet!" Yemin ediyorum gerizekalı.
"Konuyu çarpıtma!"
"GÜNEŞŞŞ! DENİZZZ! SINIFA GELİNNNN!" Okul binasından bize bağıran Matematikçi Meral'e baktık.
"HADİSENİZEEE!" Aslında çok memnun olduğum canım bankımdan kalktık ve az ötedeki okula doğru ilerledik.
"Meral'i bugün kızdırmamak gerek. Bizi de sözlü yapmasın. Kesin kalırım bu sefer. Ömer'de gelmedi zaten. Bakacak inek kimse kalmadı." Ah Deniz ah. Lafı çarpıtmakta üzerine yok! Ama bende Güneş Aydın isem, öğrenicem.
Sınıf kapısını açıp Deniz'e yol verdim. Şimdi ilk ben girersem bana laf yapar yine.
"Sonunda gelebildiniz. Ey Allah'ım her dersimde şu Güneş'i derse çağırmayı bana ceza olarak mı veriyorsun? Günahın neydi benim."
"E hocam her pazartesi ikinci ders sizin dersinizi biz çekiyoruz. Peki bizim günahımız neydi?"
"Diğerlerini bilemem ama doğman senin için en büyük hata olmuş yavrum."
"Neyse derse başlayalım. En son dikdortgenlerin dönen eksen etrafında yaptığı dik açıyı bulmayı (tamamen uydurdum şuan😂😂😂😂) işlemiştik. Şimdi de dik açının saat yönünde göre tersi olan açıyı bulucaz." Çantamdan hırkamı çıkararak sıraya koydum. Ve kafamı sıraya koyarak uyumaya çalıştım.
"Bu havada pencere açma amacınız ne acaba?"
"Ya sus Bekir yine salmış zehiri."
Elimle burnumu kapatarak kafamı kaldırdım.
"BEKİİİRRRR! O YEDİĞİN FASÜLYELER BOĞAZINDA KALSIN BEKİİİRRRR! TUVALETİNİ YAPARKEN ATEŞLER İÇİNDE YANASIN BEKİRRRRR! FASÜLYENİZ BİTSİN DE ARTIK FASÜLYE YAPMAYIN BEKİİİRRRR! "
Of yaa. Bu ne kokudur arkadaş. Fasülye değil , insan yemiş bu belli.
"Bütün camları açın! Kapıyı da açın. Öleceksek bir biz ölmeyelim. F'deki Aleyna da ölsün. Bütün sınıflar ölsün!" Deniz kafamı tutup geri yatırdı sıraya.

"Şişt! Şişt! Güneş!" Harem gitti. Sultan Sülüman nerde ay noluyo. Gözlerimi açmamla ışık hücum etti. Gözlerimi açtım ama cevap vermedim. Zaten sinir oluyorum şu kadına.
"Şişt . Şişt!" Lan ne var be.
"Şişt cetvelin ucundaki salak!"
"Hangi ucundaki hocam?"
"Hahahahhahahshahhshah."
"Ay Güneş hahahhahahah." Bütün sınıf gülmeye başlayınca bende ayağa kalktım ve hocanın buruşmuş yüzüne baktım.
"Çantanı da al. Çık dışarı."
"Aman be. Canıma minnet! Bende çok meraklıydım sanki sana. Dur tahmin edeyim. Annemi cağıracaksın yarın. Zahmet etme ben söylerim. "
Sınıf kapısını çarparak çıktım. Ve sesi duyan müdür yardımcısı odasından çıktı.
"Güneş Aydın. Yine mi attılar sınıftan.  Bir gelsene sen odaya." Arkasından onu takip ederek odaya girdim.
"Kaçıncı bu Güneş. Öğretmenlerinin tutanaklarını geri alması için ben çok uğraşırken sen tutanak yazdırıyorsun. "
"Uğraşmayın. Kim dedi uğraşın diye."
"Bir daha olur ise okuldan atacaklar seni.  Şimdi sınıfına git ve öğretmeninden özür dile. Haydi." Yok yaa. Hiç de bile.
"Nöbetçi kapıyı aç."
"Tamam Güneş abla." O kadar tanınmışım ki okulda çömezler bana Güneş Abla diyor resmen. Olsun olsun yılışıklıktan iyidir. Köşeden dönerek yürümeye başladım.
"Şişt fıstık. Şişt!" Tam arkamı dönüp kafa göz dalacaktım ki arladakinin Serkan olduğunu gördüm.
"Başkası sandım."
"Nereye bu saatte? "
"Eve. Bıraksana beni de. " Atla diyerek arkasına bindim. Asıl mesele inşallah annem evde değildir. Şimdi bir de ona anlatmak zorunda kalmak istemem doğrusu .

Komşu Çocuğu(Yeniden Düzenleniyor)Where stories live. Discover now