Sana Ne Olmuş Böyle!

366 15 1
                                    

Bora Duran- Yan Yana

Karşımızda Göktuğ eşi Yağmur ve oğlu Doruk vardı. Ve biz hala şoktaydık. Gerçekten evlenmiş miydi? Gerçekten Göktuğ gibi tek gecenin çocuğu da evleniyorsa herkes evlenir.
Heyy herkes nerede? Biraz hareket! Güneşşşşş.
İç ses haklıydı. Biraz hareket lazım. Çok geçmeden Uraz da kendine geldi. Göktuğ gülerek bizi izliyordu. "Güneş şey sen yapma bari ya." Yağmur un sesini duyunca irkildim. "Ha şey ben biraz şaşırdım sadece sıkıntı yok." Uraz'ın elini tuttum ve sakin olmasını gerektiğini fısıldadım. Herkes oturunca Göktuğ konuşmaya başladı.
"İlk önce herkese merhaba! Dediğim gibi Uraz barış antlaşması yapmaya geldim. Buraya geldiğinizi amcamdan öğrendim. Ve dedim ki EE madem evlendim ve sorun kalmadı sevgili kuzenimle barışmak mantıklı olur dedim." az önce mantık mı dedi yoksa ben mi yanlış anladım.

Yaklaşık bir saat sonra aradaki buzlar erimişti. Yağmur gerçekten çok iyi biriydi. Göktuğ nasıl böyle AHLAKLI bi kız bulmuştu hayretler konusu gerçekten de! Of neyse. "Ay ben çok sıkıldım ya hadi bi kafede flan gidelim." herkesten olumlu cevap alınca hazırlandık. Evden çıktık. Biz kızlar olarak benim arabama Urazlar Uraz'ın arabasına Yağmurlar da kendi arabalarına bindi. Yaklaşık bi 10-15 dk sonra gerçekten mükemmel bi kafeye gelmiştik..
Muhabbet bayaa koyuydu. Yağmur ve Göktuğ nasıl tanıştığını anlatıyordu. Gerçekten de pek ilginçti. Göktuğ bir ay boyunca Yağmur'un peşinden koşmuş. Yapmadığı şey kalmamış. Bayaa komikti.
"Nida naber?"
"Aaa Dağhan naber yaa çok oldu görüşmeyeli. Sen burada mıydın? Ben senin Amerika'da olduğunu sanıyordum."
"Evet Amerikadaydım. Ama bir ay flan önce buraya geldik. Şey bu arada tanıştırim kuzenim Ulaş."
Immm ben bu çocuğu nereden hatırlıyorum acaba yaaa.
"Güneş sen misin gerçekten. Hatırlamadın mı beni. Ulaş ben." ahh tabi ya. Ulaş benim çocukluk aşkım. Ama bunu Uraz'ın duymaması gerek. Çünkü şuan gerçekten sinirli gözüküyo. Ne kadar değişmiş gerçektende. Daha karizmatik olmuş.
Ne diyorum ben!
"Ha şey hatırladım. New York a ne zaman geldin ki sen?"
"Oldu bayaa. Özlemedin mi ilk aşkını! Ben seni çok özledim."
"Tabii özledim. Arkadaşım." o sırada Ulaş kahkaha attı.
"Bunu bile unutmadıysan. Demek ki beni gerçekten özlemişsin. Burada numaram var ara." ne demekti şimdi bu. Ahh kafam allak bullak oldu yahuu. "Şey aşkım." ben açıklama yapmadan önce Uraz zaten gitmişti.
Yaptığını beğendin mi! Al gitti işte Uraz. Ulaş tipsizini sevdiğine inanamıyorum. Ay çarpıldım.
Tamam Ulaş yakışıklı karizmatik kaslı olabilir. Ama ben Uraz'a aşığım. Ve bu arada Uraz bana inanmadığı için de onu pişman edeceğim. Off ne diyorum ben az önce çok büyük derecede pot kırdım. Lanet Olsunn! "Gidelim mi?" cafeden çıktık ve eve gittik orada yoktu. "Açmıyo telefonumu." off nereye gitmişti ki? Odaya GÖktuğ girdi. "Şey Güneş sanırım Uraz'ın nerede olduğunu biliyorum. Eğer buraya nasıl geldiğini sorarsa sakın söyleme. Çünkü orası Uraz'ın gizli yeri. Ve pekte tekin bir yer değil. Bak şimdi dümdüz git ve karşına çıkan ilk ara sokağa gir. Karşında bir bar çıkacak. Adı Evil Bar diye yazıyo. Ama gerçekten dikkat et! Her an sarhoş biri tarafından taciz edilebilirsin. " gerçekten Uraz böyle bir yere mi gitmişti.
Göktuğ'un dediği dibi ilk ara sokağa girdim. Ve karşımda koskocaman "EVİL BAR" yazıyordu. Koridorda sarhoşlar vardı hepsi bir yere yığılmıştı. Kapıdan içeri girdiğimde nefes alamadım. Ağır derecede alkol ve sigara kokuyordu. Ve benim midem bulunmaya bile başlamıştı. Burası nasıl bir yerdi böyle! Direk dansı yapan kızlar(başka birşey demek isterdim ama ağzımı bozamam) öpüşen çiftler! Iyyy iğrenç! Uraz nerede halen bulamadım! O sırada yanıma 50-55 yaşlarında sakallı bir amca geldi. "Boşuna Uraz' ı arama gel benimle!" sonunda şu lanet olasıca yerden çıktığım için amcaya teşekkür ediyorum. Sonra gizli bi kapı çıktı karşıma kapıyı açtı. "Karşındaki ilk odada." ayy acaba orada ne yapıyo! Dediği gibi daracık merdivenlerden yukarı çıkmayı başardım. Rengi solmuş yada farklı bi şekilde bu hale gelmiş duvarlar beni birazcık ürpertti. Bi kapı aralıktı. Kapıyı açmam ile iğrenç bi manzara ile karşılaşmam bir oldu. Kapıyı hemen kapattım. Utanıyorum yaa. İnşallah yüzüm kızarmamıştır. Şuan utançtan ölüyorum. O zaman ikinci kapıda Uraz var. Umarım sadece Uraz vardır. Kapıyı tıklattım. Ve on saniye sonra açıldı. Hah evet Uraz var. Ve tek. "İçeri girebilir miyim?" geçmem için yol verdi. Sonra kapıyı kapattı. Koltuğa oturdu ve sigarasını eline aldı. "Niye gittin?" cevap yok.
"Uraz bunda sinirlenecek ne var ki! Sadece bir arkadaş!" yine ses yok.
"Uraz cevap verecek misin?" sigarasını söndürdükten sonra yeniden bi sigara daha yaktı. Bana bakmıyordu. Sinir olmuştum."Çok içiyosun şu sigarayı!..." sesim gerçekten çok çıkmıştı.
"SENİN YÜZÜNDEN GÜNEŞ! SENİN YÜZÜNDEN BAŞLADIM BEN SİGARAYA! ŞİMDİ DE SENİN YÜZÜNDEN İÇİYORUM!" ama onun sesi daha çok çıkmıştı ve haklıydı. "Sana ne olmuş böyle!" diye fısıldadım.
"BANA NE Mİ OLDU! GÜNEŞ SEN KENDİNİ BENİM YERİME KOY O SAMİMİYETE NE DERDİN. SEVGİLİN VE ESKİ SEVGİLİSİ ESKİ YAŞANMIŞLIKLARI KONUŞUYO SENİN YANINDA! HOŞ OLUR MUYDU! BİDE NUMARASINI VERİYO YA!" bana bayaa bağırmıştı. "Eski diyorum ya! Ortasondaydık. Lisede de bitti. Neyini anlatayım ya. Babalarımız yakın arkadaştı. Bizim uzak olmamızı istemiyorlardı. Bizde ARKADAŞ olduk. Bu kadar. " onun sesinden daha az çıkmıştı sesim. O üçüncüyü yakmıştı ki benim yanımda üçüncü. Ben gelmeden önce kaç tane içti kim bilir!
Gerçekten şuan bayaa sinirliyim. Sigara paketinden bir sigara aldım. Yaktım. Bu ilk deneyimimdi. Daha önce hiç içmemiştim. İlk çekişim iyiydi ama ikincide boğazım yandı ve öksürmeye başladım. Sigarayı elimden aldı. "Madem sigara içemiyosun niye alıyosun ki!" hala sinirliydi. Su getirdi. İçtiğimde biraz daha rahat hissetmiştim keBelkide "Gerçekten abartıyosun o benim için sadece bir arkadaştan ibaret. Büyütüyosun!" hiç takmadığı belliydi. "Ne yapayım Güneş. Hatırlasana Sena'ya ne yaptığını! O çocuk ben olduğum için yaptı. Hadi ama herkes anladı bunu! Bir tek sen mi anlamadın!" haklı olabilirdi. Ulaş hep Uraz'a bakarak konuşuyordu. Keşke hiç gelmeseydik buraya! Daha ilk günden günüm berbat geçti.
"Özür dilerim gerçekten."
"Hiç düşünemedin mi ona benim sevgilim var demeyi! Ya da haklıdır belki de onu özlüyorsundur! Özlüyosun dimi!" bana küçümser gibi baktı.
"Öyle bişe yok Uraz gerçekten seni seviyorum."

Uraz'dan

" Belkide onu gerçekten özlüyordur. "
Şu sözü aklımdan çıkaramıyorum. Belki de gerçekten özlüyordur. Bunu düşünmek bile acı veriyor. Güneş banyoya girince telefon çaldı. Kesin o. Ulaş.
-Ne istiyorsun!
-Güneş?
-Ben sevgilisiyim. Ve seninle konuşmak istemiyor.
- O benimle konuşmak için can atıyor kandırma kendini ve Güneş'e ver.
-NEREDESİN LAN SEN!
-ooo Uraz beyler de sinirlenmiş. Boş araziye gel.
-BEKLE GELİYORUM!.

Birkaç küfür ettim. Güneş bu sinirli halimi görünce hiçbirşey soramadı. Kapıyı çarpıp çıktım. Aşağı geldiğimde Fuat abiyi buldum. "Peder Güneş'i odadan çıkarma. Ha eğer çok isterse bizim evi biliyorsun bi taksi çağır eve gönder. Sakın benim nereye gittiğimi söyleme. Ben seni ararım." Güneş pederin yanında güvende. Çok iyi tanıyorum o adamı Güneş'in başına bisey gelmesine izin vermez.

Yarım saat flan sonra o boş depoya geldim. Dışarıdaki sokak ışığından başka ışık yoktu. Ulaş 'ın motorunu görünce geldiğini anladım. Arka taraftaydı. Yanına gittim.
"SENİN SORUNUN NE!"
"Benim sorunum Güneş ! O beni seviyor. Birbirimize arkadaşım dememizi unutmamış. Bu hala beni seviyo demek oluyo!"
"HAYIR P** O BENİM!"
"O hala bakire. Onun ilki ben olacağım. Sonra benim kızım olacak! Sonra bu lafları sana yedirteceğim!"
Bu sözüyle gözüne yumruk indirmem bir oldu. Ona bunları söylememeli. Güneş'in bana savunduğu kişiye bak. O sırada bende bir yumruk yedim. Biraz afallasam da kendime geldim. Gözüne bir yumruk daha indirdim.

Güneş'ten

Olamaz Ulaş benim hakkımda bunları mı düşünüyordu gerçekten. Ne büyük aptallık ettim ben Ulaş 'ı , Uraz'a savunarak. Şuan ölsem yeridir. İkisine de baktığığımda bayaa kanlıydı. Uraz'ın kaşı ve dudağının kenarı kanıyordu. Ulaş'ın gözleri morarmış kaşının kenarı kanıyordu. Ama devam etmemelilerdi. Hemen yanlarına koştum.
"DURUN!"
"SENİN NE İŞİN VAR BURADA! NASIL GELDİN!"

"HAH GÜNEŞ HOŞGELDİN? BİZDE URAZ İLE BİRLİKTE SENİNLE İLGİLİ KONUŞUYORDUK!"
"KES SESİNİ P**"
"AA URAZ BİZ ÇOK YAKIN ARKADAŞ OLMAMIŞ MIYDIK! ŞİMDİ NİYE BÖYLE DAVRANIYOSUN!"

Uraz'ı kolundan tuttum ve kaldırdım. Ulaş a da bi tekme attım. O acı içinde kıvranırken biz oradan uzaklaştık. Yine o bara geldik ama biraz daha sakindi.

Uraz'dan

Güneş'e odanın anahtarını verip yukarı çıkmasını söyledim. Bende pederin yanına gittim.
"Peder hani onu göndermeyecektin!"
"Ne yapabilirim Uraz arka kapıdan çıkmış. Ama seninki bayaa sinsi."
Seninki. Seninki. Seninki.
Daha düne kadar benimdi şimdi başkası onun ilki olmak için beni tehtit ediyo. Bu nasıl bise. Bu acının bi tarifi yok. Bi tane daha sigara yaktım ve gizli bölmeye doğru yürüdüm. Kapıyı çaldım. Açtığında yine mi sigara der gibi bi bakış attı.

Güneş 'ten

Yine sigara içiyordu. Bugün altıncısı. Ciğerlerini kontrol ettirmesi gerek. Bu kadar sigaraya nasıl dayanıyo acaba! Koltuğa oturdu. Bende birkaç malzeme bulma umudu ile banyoya girdim. Biraz karıştırdıktan sonra birkaç malzeme buldum. Odaya yanına gittim. Kaşını temizledim yara bandını yapıştırdım. Dudağının kenarını da temizledikten sonra malzemeleri yerine götürdüm. Odaya geri geldiğimde o yatmıştı bile. Bende onun t-shirtlerinden birini giydim ve yanına yattım. Beni kendine çekti. Sarıldım ona. Ama eminim ki o hala Ulaş'ın o sözlerini düşünüyordu.
"Ne olursa olsun kim ne derse desin. BEN SENİNİM." ona sımsıkı sarıldım. Ben onunum ve bunu kimse değiştiremez. Ben bile....
++++++++++++++++++++++++++++

Facebook: Gülse Cengiz
Instagram: black.queen._ (Gülse Cengiz)

Komşu Çocuğu(Yeniden Düzenleniyor)Where stories live. Discover now