Bekle Bizi New York Biz Geliyoruz

569 28 2
                                    

Multimedia: Güneş

Şarkı: Murat Dalkılıç- İki Yol(❤)

Sabah erken saatte evde şarkı söyleyerek herkesi uyandırdım.
"Ne oluyo Güneş yaa kızım zaten bir pazarımız var onu da zehir etmee!" annem odasından bağırıyordu. Off anne bu pazar da uyumasan ne olurduuuu!
"Eski renklerin bir yudum hatrı halaa hep vurur yüzüme dur dokunma! Günahkar hayal çıkmaz sessiz kalbimden. Yani soluk donuk bu kez yaş bu tahta sarılacaksam sana yarın sabah o zaman bırak kurusun geceden!" bir yandan bavulumu hazırlıyor bir yandan da bağıra bağıra şarkı söylüyordum.
"Bak Güneş eğer susmasan telefonunu SUYA ATARIM! Evet yaparım!" abim gittikten sonra komidinin üzerindeki telefonu aldım ve cebime koydum. Ve şarkı söylemeye devam ettim."Yanım çok kalabalık sesin gelmiyor bağırr! Müzik son ses bangır bangır. Ağzı bozuk şarkılar tuttum sana biraz ağır! Haydi haydi saldır saldır! " abim geri gelmiş"Gül gibi uyuyan yılanı uyandırdın GÜNEŞ! Ne istiyorsun Güneş sabah sabah bizi uyandırmanın sebebi nee!"abime ve onun arkasındaki anneme bakıp pis pis sırıttım."Ya bir hafta burada olmicam. Bugün idare edin yaa! Hadi amaaa!" annem gözlerini kısmış "Güneş şuan seni boğmak istiyorum." ben onları takmıyordum bile bavulum hazırdı. "Abii şu kasların bir işe yarasın ve bavulumu kapının önüne götürsün." oflaya oflaya bavulu aşağı götürdü. Annem "Bak Güneş ben yatıyorum. Eğer şarkı söylersen terliği kafana yersin" aa işe bu korkuttu çünkü annemin terliği kafa yaran cinsten. Topuklu bişee. Bu yüzden sustum. Dolabımın önüne geçtim ve giyecek bişeler aradım. Sonra da bir kazak bir pantalon ve uzun bir bot giydim. Hmm güzel oldum. Saçlarımın uçlarını maşa yaptım. Kapatıcı, eyelenir ve parlatıcı sürdüm. Hazırım.. Birazdan da Uraz gelir. O zamana kadar bende sosyal medyada flan takıldım. Aaa fotoğraf makine'mi unuttum. Onu da çantama attıktan sonra tamamen hazırdım. Tek eksik Uraz'dı. O da yarım saat sonra gelmişti. Bavulları Uraz'ın arabasına koyduktan sonra annem'i ,babam'ı ve abimi öptüm."Evet annecim. Lütfen köpeğime iyi bak. Haa iyi bak derken ona kaşıkla yemek yemeği öğret demiyorum. Hadi bir daha ki hafta görüşürüz." arabaya bindik evett yolculuk başlasınnn!"Evet ne yapıyoruz?."
"İlk önce havaalanına gidiyoruz. Oradan babamın uçağıyla New York'a gidiyoruz. Oradan da evimize gidiyoruz." hmm bu iyi bir fikir gibiydi. Havaalanına geldiğimizde heyecanım artmıştı.Uçağa doğru elele gittik. Şimdiden tatilin çok güzel olacağını hissedebiliyorum.
Uçağın içi beyazlarla döşenmişti. Güzel görünüyordu. Pilot konuşmaya başladı.
"Bayanlar baylar kaptanınız konuşuyor. uçağımıza hoş geldiniz. sizi uçuşumuz hakkında bilgilendirmek istiyorum. Adnan Menderes havalimanına olan uçuşumuza 3270 metre irtifada 80 km/h hızında devam etmekteyiz. Hava trafiğinde bir yoğunluk yaşanmazsa veya hava şartları el verirse 5 saat 30 dakika içerisinde meydana inmiş olacağız. İyi yolculuklar."saol pilotçum saol. Hadi sen geri çekil bakimm.Camdan dışarıyı seyrediyordum. Çok güzel gözüküyordu dışarısı. Sonra kendi kendime bu beş saat kolay geçmez biraz da uyim dedim.. " Güneş, Güneşşş. Pişt Güneşşş "
"Hah ne geldik mi?" Karşımda Uraz sırıtıyordu."Niye uyandırdın? Off ne güzel uyuyodum. Kaç saat kaldı?"
"Hmm dört buçuk."
"Nee ama yaa nasıl şimdi ben yarım saat mi uyudum. Off Uraz off!"
"Şaka ya şaka yarım saat kaldı. " hıh trip atmaya başladı hemen. Kendime çevirdim onu ve öptüm."Hemen de trip atmasan olmuyo dimi?"düşünüyormuş gibi yaptı. "Bi daha öpersen belki trip atmam." fırsatçı seniii! Neyse yaa bir daha öptüm. "Oldu mu Uraz Bey?"
"Uraz Bey deme lazım olur! :)" Yarım saat de işte Urazla böyle saçma sapan konuşmalarımızla geçti.
Woww ben şuan New York'ta mıyım? Süper biryer yaa burası.
Arabayla bir eve geldik. Bir villaydı. Şu arka bahçesinde havuz olanlarından. Eve girdiğimizde karşıma koskoca bir salon çıktı. Güzel bir evdi. "Burada biri yaşıyor mu?"
"Geldiğimizde biz yaşıyoruz. Daha doğrusu annem ve babam ben buraya iki kez geldim. Niye sordun?"
"Çok temizde o yüzden"
"Her hafta temizlemeye bir kadın geliyor."
"Hıı" birlikte odaya çıktık. Bavullarımızı flan yerleştirdik. Sonra da yemek yemek için bir restorant'a gittik. Buradaki yemekler çok güzel. Sonra arabayla gezdik. Burada sabah da akşam da bir ayrı güzel. Hmm belki üniversiteyi burada okurum. Burada her sokak ışıklarla donatılmış. Resmen New York'a aşık oldum. O kadar gezdik ki eve yorgun argın geldik. "Ne çok yer gezdik öyle ama heryer çok güzeldi"
"Daha dur gezeceğimiz çok yer var. Ama uyuduktan sonraa."
"Urazzz ne yapıyosun ikimiz aynı odada mı kalıcazz"
"Evett"
"Yaa evlenmeden olmaz öyle çık dışarı" yüreğine inmiş gibiydi. Gözlerini fal taşı gibi açmıştı.
"Güneş sen iyi misin yaa ne evlenmeden olmaz'ı ne diyosun?" "Duydun işte hadi çık hadiii" geldi ve hafifçe kafama vurdu. Sonra beni tuttu ve yatağa götürdü. Sonra ışıkları kapatıp yanıma geldi. Bana sarıldı "Az önce dediklerin doğru muydu? Yoksa şaka flan mı"
"Şaka aşkım şaka" bende ona sarıldım. Saçımı öptü ve " İyi geceler Güneş'im" bende onu öptüm ve "sana da iyi geceler adamımm"
Sabah gözlerimi açmadan yatağı yokladım. Yoktu. Lavaboya girdim. Duş aldım. Kendime biraz çeki düzen verdim. Sonra üzerime bir kazak ve bir pantalon giydim. Saçımı da yukarıdan topladım. Hazırımm. Aşağı indiğimde nefis kokular gelmişti burnuma. "Günaydın aşkım. Gel hadi kahvaltı yapalım" hmm herşey süper görünüyordu. Birlikte masaya oturduk. "Bugün ne yapmak istersin." aynen ne yapmak isterim? "Bi kafeye gidelim. Birşeyler içeriz olur mu?"
"Olabilir" kahvaltıyı yaptıktan sonra masayı topladım. Üzerimi değiştirmedim. Saçlarımı düzleştirdim. Sadece eyeliner sürdüm. Hazırdım. Uraz'da hazırlandıktan sonra evden çıktık. Bir kafenin önünde durduk. İçerisi sıcaktı. Boş bir masaya oturduk. İki cappuccino söyledik. Birlikte çok güzel vakit geçiriyorduk. Üniversiteyi konuştuk. İkimizin de ailesi bizi yurtdışında okutmak istiyor.Amerika ve ya New York olabilir diye düşündük. Sonra Uraz İzmir'e gidince ailelerimizin tanışmasını istedi. Olabilirdi. Eve geldiğimizde pek yorgun değildik. Yukarıdan bir battaniye getirdim. Bir film açtık. Acıklı bir filmdi ben başlarında ağlamaya başlamıştım bile.
Uraz bana sarıldı. Film bityiğinde benim gözlerim ağlamaktan şişmişti. "Eğer beni bırakırsan kafanı kırarım Uraz!"
"İstesemde bırakamam ki aşkım! Sen diğer yanımsın" sonra beni kendine çekti ve öptü. İçimden bi ses bu adam seni kendinden çok seviyor diyo.

Uraz'a

Ben bu kadını ölesiye seviyorum. Güneş, aşk'ın beden bulmuş hali. Saf,temiz ve güzel. İyi ki o benim kadınım. Onun yanındayken huzur doluyor içim. Bu kadın benim gerçeğim. Herşeyim gerçeğim...

Bu sabah ta ben kahvaltı hazırlamak istedim. Uraz'ın en sevdiği şeyleri hazırladım.Krep, portakal suyu, krem peyniri, çilek reçeli... Tamam yemek hazır tek eksik Uraz! Odaya, onun yanına gittim. Hala uyuyordu. Öptüm onu "Aşkım hadi kalk! Kahvaltı hazır. Urazz. Uraz sana söylüyorum. Uraz kalksana. Urazz" cevap vermiyordu. Bir yandan ağlıyor bir yandan onu dürtüyordum. Kalkmıyordu. Allahım ne yapacağım. Dayanamadım. Çöktüm yere hıçkıra hıçkıra ağladım. Ölmüşmüydü gerçekten. Peki şuan ne yapmalıydım! Allahım deliricemm. Acaba hastaneye mi götürmem gerekiyordu. Hemen telefonumu almak için dışarı çıktım. Geldiğimde Uraz yoktu. Kapıyı kapatım."Uraz"
Biri arkamdan sarıldı. Ve boynumu öptü. Baktığımda Uraz'dı. "Rabbim şükürler olsun. Yaşıyosun." Ona sımsıkı sarıldım. "Bir şaka yapmak istemiştim bu kadar üzüleceğini düşünmedim. Özür dilerim çok özür dilerim."

"Off tamam simdi onun tribini atmakla uğraşamam yaşıyosun ya o yeter."

"Bişe söylim mi ben çok acıktım. Hadi kahvaltı yapalım" bu olayı da atlattıktan sonra kahvaltı yaptık. Bu gece yılbaşı gecesi. Uraz bana bu gece buranın çok güzel olacağını söyledi. Rengarenk ışıklar, havai fişekler ve daha neler nelerr...

Bu gece elbise giymeyi çok isterdim. Ama hava soğuk olduğu için pantalon giymem daha iyi olur. Bu yüzden kırmızı kazak, siyah pantalon, siyah bere,kırmızı bot giydim. Kırmızı ruj ve eyeliner sürdüm. İşte şimdi hazırım. Saçlarımı önceden düzleştirmiştim zaten. Uraz beni aşağıda bekliyordu. "Heh sonundaaa aaa aşkım çok güzel olmuşsun. Hadi çıkalım."
Ayy şımardımm. Neyse evden çıktık yarın bu evde ve bu muhteşem yerde son sabahımız olucak. Ya aslında bir hafta nasıl geçti hala inanabilmiş değilim. Arabaya bidik. "Aşkım bilmiyorum ama biz şimdi nereye gidiyoruz?"
"Şuan gittiğimiz yer şehrin meydanı her yıl burada yılbaşı kutlanırmış"
Woww geldiğimiz yer süper bi yerdi. Gerçekten de Uraz'ın dediği gibi bir yer burası. Her ülkeden insanlar gelmiş. Japon, Çinli, Fransız, Türk, İspanyol ve daha fazlası. Şarkılar çalmaya başladı biz Urazla öyle bir eğleniyoruz kiii anlatamam içmeden kafayı bulduk. Şimdiye kadar sadece bir bira içtim. Zaten onu da zorlamayla. Uraz içme dedi ama ne yapayım inadım tuttu. Daha da içmicem yoksa sabah başım çatlar. Eğlen eğlen nereye kadar çok yoruldum. Bir yere oturdum. Yarım saattir de dinleniyorum. "Hadi ama Güneş kalk kalk hadii" tuttu kolumdan çekti beni. Yine dans etmeye başladık. Sonra yanımıza rus bi kız geldi. Müsaade istedi ne yapacağını anlamamıştım. Tuttu Uraz'ı dans etmeye başladı. Kucağına mı yatmalar dersin. Ona sarılmalar mı dersin. Tabii Uraz da memnun bu durumdan. Ama yolucam ben o sarışın yellozu. Bittin kızım sen. Dayanamadım gittim bi içki aldım. Uraz yanıma geldi beş dakika sonra o sarışın geldi. Ben de sinirlendim içkiyi yanlışıkla tabii ki bilerek kızın üzerine döktüm. Kız bir cırladı ki anlatamam. Kulağım sağır oldu. Sonra gitti. Geri de gelmedi yanımıza. Oh olsun ona yaa. Uraz bana yaklaştı."Hiiçç yaklaşma. Git sen o aptal sarışın yanına git onla dans et tamam mı!hadi yürüüü!.." ofladı pufladı."aşkım yaa kızdan kurtulmaya çalıştım kaç sefer ama bırakmadı en sonunda off çekil başdan dedim ittim onu da öyle bıraktı. Hadi amaa aşkım" geldi yanıma dudağıma bir öpücük kondurdu. Tabii o rusta gördü. Çatla da patla..

"Three, two, one, zero, yeahhh. Merry Christmas" mutlu yıllarr. Uraz yeni yılımı beni öperek kutladı. Aşkımmm yhaa.

Ben:Pişt, iç ses sana da mutlu yıllar!
İç ses: Thanks tatlım. Sana da.
Bu iç sese de birşey ler oldu. Thanks ler flan iyice kafayı yedi valla.
Oh my Allah! Off bacaklarımı hissetmiyorum. Çok dans ettik. Çok yoruldum. Hemen kendimi yatağa atıcam ve uyicam. Şuan Türkiye ye göre saat altı ve biz dokuzda uçağa binicez. Uyumam lazım hemen.
Kalktığımda saat sekiz di. Off çok uykum var neyse bu uykuyu uçakta telafii ederim artık.

"Urazz bütün eşyalarını aldın dimiii"
"Yaa aldım Güneş aldım hadii geç kalıcaz."
"Öff tamam işte hazırım. Hadi çıkalım."
Uçağa bindik. Kaptan yine o malum konuşmasını yaptı. Ve biz yine uyuduk. Bu uçuş da kazasız belasız geçti şükür. Uraz'a baktım ve "herşey için teşekkürler sevgilim"
"Önemli değil meleğim"
Evimi özledim. Hemen evime gidelim.

İnşallah beğenmişsinizdir. Sizi seviyorum oluyucularım. Muck

Komşu Çocuğu(Yeniden Düzenleniyor)Where stories live. Discover now