3

814 73 28
                                    

2008

Rahatsızdı Harry, memnuniyetsiz ve ürkekti. Bir sabah uyandığında, dört yaşında çocuğu olmuş, iş güç sahibi olmuş ve evlenmişti. Hemde hiç ama hiç beklemediği biriyle evlenmişti.

Draco.

Malfoy olan Draco.

Sekiz yıl boyunca didişmekten, kavga edip dövüşmekten başka birşey yapmadığı Draco'yla nasıl bu hâle gelebilmiş olabilirlerdi ki? Hayır, buna ne sebebiyet verdi? On sekiz yaşında, kalıbını basardı ki, Draco'dan nefret ediyordu. Onun varlığındansa, savaşta ölmesini tercih edeceği günleri bilirdi. Ona aşık olup nasıl evlenmişti?

Kendisi gay bile değildi!

Bu korkunç geleceğinden ürktü, geçmişe dönüp Draco'dan öyle çok uzak durmaya çalışacaktı ki, aynı derslere bile girmemeye çalışacaktı.

Çünkü kendisinin aklı hâlâ Ginny ile doluydu. Savaştan sonra ara vermiş olmaları, yeniden eskisi gibi olmayacakları anlamına gelmiyordu sonuçta, değil mi?

"Ginny'e ne oldu?" Diye sordu Harry, başını ellerinden kaldırıp hastaneden getirdiği çantayı dizen Draco'ya.

"Evlendi o."

"Ne? Kiminle!"

"Krum ile evli şu an."

"Hangi krum?"

Sarışın olan arkasını döndü ve "Quidditch oyuncusu olan," dedi. "Evleneli beş yıl oluyor. Geçen ayda hamilelik haberini bir mektupla söyledi bize."

"Ne!"

"Herşeye aynı tepkiyi vermesen mi?"

"Hermione ve Ron?"

"Evliler ve iki çocukları var."

"Bunu bekliyordum zaten... Ama, ama yani ben Ginny'i hâlâ seviyorum. Ona hâlâ aşığım."

Draco hiçbir şey söylemedi. Harry'nin kanlı pantolonunu makineye atmak için banyoya geçti. Çıktığında hayal kırıklığı dolu gözlerle pencereye bakan Harry'e sakince "Harry," diye seslendi. "Biliyorum, herşey senin için çok... Anlamsız ve hızlı gelişti. Biliyorum on sekiz yaşındayken Ginny'i seviyordun ve onunla eskisi gibi olmayı istiyordun. Ama sonra duyguların değişti, zaman Ginny ile seni tamamen kopardı ve ikinizi de farklı insanlara yöneltti. Şuan Krum ile çok mutlu, Fransa'da tatil yapıyor. Her ay sana kartpostal yollardı ve sende onunla olan iletişimini sürdürürdün. O eşiyle mutlu, sende eşinle mutluydun. Beni seviyorsun."

"Sevmiyorum." dedi Harry açık açık. "Seni sevmediğime eminim. Bana büyü yapmış olabilirsin, beni zorlamış olabilirsin, beni nikah masasına kadar büyülü bırakıp evlendikten sonra büyüyü kaldırmış olabilirsin. Ne yaptın bilmiyorum ama ben seni sevmiyorum ve sevmeyeceğim. Bu imkansız. İmkansız."

"Çocuk gibi davranıyorsun."

"Çocuk gibi davranmıyorum. Seninle evli olarak uyanmak kadar korkunç ne olabilir Malfoy!? Daha dün o günlüğünde yazan 'sevgili günlük, herkesin bilmesinden korktuğum bir gerçeğim var, ben gay'im' cümlesiyle bile senden tiksindim. Tiksindim! Şimdi de kalkmış bana gay bir evlilik yaptığımı, seni sevdiğimi söylüyorsun! Öyle birşey yok tamam mı? Yok!"

"Benimle evlenmek isteyen sendin," dedi Draco. "Seni zorlamadım, yanıma geldin, beni sevdiğini söyledin ve evlenelim dedin. Kabul ettim, bak, şuan buradayız ve bir ailemiz var."

"BENİM SENİNLE OLABİLECEK HİÇBİR AİLEM YOK! O ÇOCUĞU DA AL, UZAK DUR BENDEN! İBNELİĞİNİ BAŞKA YERDE GÖSTER!"

Draco kendisine hayal kırıklığıyla baktı. "On sekiz yaşında ne kadar göt biri olduğunu unutmuşum."

Kapıyı açtı, üç saniye sonra Draco dışarıya çıkmış, Harry'i odada yalnız bırakmıştı. Odada yalnız kalan Harry, yüzüne çarpan gerçekle yatağına uzandı ve dolu gözleriyle dışarıyı izledi. "Ginny nasıl evlenir... Ara verelim dedim, ayrılalım demedim. Ben onu seviyorum..."

♟️

Hava buz gibiydi. Soğuk hava tüm Potter evini sarıyor, pencerelere uğultu çıkaran rüzgar sesleri geliyordu. Dışarıda deli gibi bir yağmur başlamış, çatıya sertçe düşürüyordu damlalarını.

Bu rüzgar ve yağmurun içinde, Potter evi sıcacıktı. Draco her saat başı şömineyi yeniliyor, odun atıp küçük oğlunu üşümemesi için ateşin önünden kaldırmıyordu. Ev karanlıktı, salonda ki tek ışık ateşin parlak ışığıydı.

Küçük çocuk yerde karın üstü uzanıp resim çizerken, Draco sakin müzik çalan radyonun başında, orta boyda bir tabloya, oğlundan daha profesyonel bir şekilde güzel resimler çiziyor ve kucağında ki bembeyaz tüyleri olan kedisini okşuyordu.

Ve Harry'de alçılı ayağını Draco'nun koyduğu yastıklı sehpaya uzatmış, elinde ki tatlıyı yemekteydi. Bir yandan da Draco'yu ve küçük çocuğu izliyordu.

Küçük çocuk gülümseyip kalktı, neşeli gözleriyle yanına geldiğine, Harry onun bu anlamsız neşesine pek memnuniyetsizce bakmıştı. "Ne oldu?"

"Baba, bak, bizi çizdim!"

Harry, James'ın çizdiği tel adamlara anlamsızca bakarken yüzünü buruşturdu. "Bunu Hermione'nin kedisi bile çizer. Bu ne böyle?"

James küçük yeşil gözlerini kırpıştırdı. "Kötü mü baba?"

"Kötü tabi, yeteneğin yok işte bu konuda. Niye tüm gün bir şeyler çiziyorsun?"

"Ama sen demiştin güzel çiziyorum diye."

"Yanılmışım."

Küçük çocuk gözlerinde ki yaşlarla kağıt ve kalemi yere atıp odasına ağlayarak gitti. Kendisine tersçe bakan Draco'nun keskin gözlerini gören Harry, bir duraksadı, elinde ki turtayı bıraktı ve kendini toplayıp "niye öyle bakıyorsun?" Diye sordu.

"Çocuğa kötü davranmayı bırak artık. Seni sevdiğinden ikinizi de çizmiş ve tepkin bu mu?"

"Sahte sevgi sözcükleri mi söyleseydim?"

"O senin oğlun, evladın. Anla artık şunu."

"İkinizde benim hiçbir şeyim değilsiniz. Herşey normale döndüğünde senden uzak duracak ve bu korkunç gelecekten kurtulacağım."

"Korkunç gelecek, öyle mi? Bu geleceği sen yarattın Harry. Bana ilk önce sen aşık oldun, benimle sevgili olmak için bir yıl peşimden koştun, sevgili olduktan iki yıl sonra evlendik. Çocuk istedin, muggle dünyasından tüp bebek yaptık. Evimizi sen seçtin, arabamızı sen aldın, bahçede ki çiçeklerimizi sen diktin ve her gün evlendiğimiz için şükür ettin. Herşey değişti diyorum sana, zaman seni değiştirdi. Biseksüelsin Harry ve bana aşıksın. Kabul etsen de, etmesen de ben senin kocan, James senin oğlun ve bu ev de bizim yuvamız. Artık sus ve bu hayata alışmaya başla."

Harry yumruklarını sıktı. Alçılı ayağını yere indirip kalkmaya çalıştı ama canı çok yandığı için bunu yapamadı. "Ben senin, o veletin hiçbir şeyi değilim tamam mı? Ginny benim sevgilim, Ginny! İleride ki karım ve çocuklarımın annesi olacak o. Sen ise başkasıyla ne halt edersen et! Bu cehennemden en yakın zamanda kurtulacağım. Burada mutsuzluk içinde hayatımı sürdüremem ben!"

"Bak ben artık bu konuyu konuşmak istemiyorum, tamam mı?" Kalktı ayağa Draco. Sonrada televizyon komodinin üstüne uzanıp bir defter çıkardı. O defteri de Harry'nin kucağına attı. "Bu on yıl içinde ne yaşandıysa, bu defterde. Bak bakalım cehennem gibi bir hayat mı yaşamışsın. Ah ve tabi, bu defteri de sen yaptın."

Başka bir şey demeden, james'ın yanına gitti...

Harry ise boğazını temizleyip elinde ki tatlı tabağını bırakarak, Draco'nun verdiği büyük, geniş defteri açmıştı.
___________________________________________

İkisi de kendi içinde haklı🥲

Oy ve yorum atmayı unutmayın 🥰

İn Time Journey Where stories live. Discover now