6

768 78 26
                                    

1998

"Uyan artık Harry, uyan! Bir gündür yatıyorsun, koskoca birgün!"

Harry yavaşça gözlerini açtı ve derin uykudan uyandığı için yorgun gözlerini kaşıdı. Kaza geçirdiği görüntüler aklına tek tek gelirken hızlıca gözlerini etrafta gezdirdi ve doğruldu. Önce genç Ron'un ve genç Hermione'nin endişeli gözlerine, sonra neden bu kadar genç göründüklerine baktı.

Birden bunu umursamadı, gözleri eşini ararken, etrafın hastane odasından çok farklı olduğunu fark etmişti. Hayır, hastane odasıyla alakası bile yoktu çünkü burada altı tane yatak vardı, yatakların kenarları kırmızı perdeliydi. Aslan motifli halı, çalışma masaları ve ders kitaplarının olduğu bir odadaydı.

Gözlerini kırpıştırdı, doğruldu, burası Hogwarts'ın Gryffindor odasıydı. "Ne oldu bana?" Dedi vücudunda herhangi bir sıyrık olmamasına şaşırarak.

"Birşey olmadı, uzun zamandır uyuyorsun sadece. Ders var, sınav haftasına gireceğiz"

"Ne dersi ne sınavı? Neredeyim ben? Öldüm mü? Bu mu cennet? Oğlum nerde, eşim nerde-"

"Neyden bahsediyorsun Harry?" Dedi hermione kaşlarını çatarak. "Ne eşi, ne çocuğu? Sınavımız var diyorum."

"Hermione şaka mı yapıyorsunuz siz? Daha dün kaza geçirdim ben, siz-"

"Malfoy ile temizlik yapmak kaza ise, evet, kaza geçirdin."

"Draco, o nerede?"

"Binasında Harry, ne anlatmaya çalışıyorsun?"

Harry çok sakin bir nefes alarak ayağa kalktı. Etrafına bakındı, etrafına tekrar bakındı. Sonra genç Hermione'ye, genç ve kilo almamış Ron'un yüzüne şokla bakmış, pencereye koşmuştu. Dışarısı buz kesiyordu. Hava çok soğuktu ve Hogwarts'ı bembeyaz karlar kaplamıştı. Tüyleri ürperdi, burada ne olduğunu anlayamadı ve en son ne yaptığını hatırlamaya çalıştı.

"Öldüm mü ben? Öldüm de buraya mı geldim? Ama daha gencim, oğlum babasız mı büyüyecek? Draco onu tek başına nasıl büyütür? Kahrolur. Tanrım hayır, ölmek istemiyorum. Onları bırakamam."

"Harry," dedi Hermione
V artık iyice sinirlenerek. "Neyden bahsediyorsun sen?"

"Hermione dün kaza yaptım ve ölmüşüm. Bir dakika, öyleyse sizin ne işiniz var burada?"

"Ne ölümü Harry, açık konuş."

"Dün kaza yaptım ya?"

"Ne kazası?" Dedi Ron ciddileşerek. "Baştan anlatsana."

"Dün işten dönerken kaza geçirdim. Trafik kazası. Ondan sonra-"

"Harry öyle birşey hiç yaşanmadı."

"Ne?"

"Harry dün tüm gün uyuyordun. Slytherin binasını temizlediğin için yorgunsundur diye uyandırmadık seni ama dün kaza falan yapmadın. Hayır, bu imkansız."

"Slytherin binasını temizlemek mi?"

Ron ve hermione onu başıyla onayladı.

"Sekizinci sınıfta ki o aptal anıdan mı bahsediyoruz?"

"Sekizinci sınıftayız ve anı dediğin şey iki gün önce oldu." dedi Ron.

"Ne? Sekizinci sınıf mı? Tanrı aşkına yıl kaç?"

"Bin dokuz yüz doksan sekiz."

Harry onlara gözlerinde ki şaşkınlık, yüzünde ki şokla bir dakika kadar bakakaldı ve hiç ama hiç konuşmadı.

İn Time Journey Waar verhalen tot leven komen. Ontdek het nu