5

782 70 21
                                    

2008

Harry yavaşça defteri kapattı.
Huzursuzdu, canı sıkılmış ve biraz sakinlemişti. Evet, şimdi daha iyi anlıyordu. Düne kadar yirmi sekiz yaşında ki Harry Potter, ailesine aşıktı ve bu iki erkeğe de tapıyordu.

Onları canından çok seviyor, her anlarını fotoğraf çekiyor ve ailesine bol bol zaman ayırıyordu. Şimdi kendisi birden herşeyi unuttuğunda ve on sekiz yaşına döndüğünde ise, onlar için büyük kayıp olmuş olmalıydı.

Ama elinde değildi.
Küçük çocuğu biraz sevebilirdi, Draco'yu ise görmek bile bu gelecekten korkutuyordu kendisini. Tamam, gelecekte Harry Potter gerçekten mutlu ve mesut, ama şuan ki zihniyetiyle bu mesutluktan, memnun değildi. Ginny'i hayal etmişti her zaman, bu aile tablosunda Ginny'i Draco'nun yerine koymuştu.

Gece olduğunda, Draco artık gelmişti yanına. Kendisine hafifçe gülümsedi ve yanında oturdu. "Şömine sönüyor, James'ta uyudu. Dinlenmek istemez misin?" Aradan uzun bir zaman geçtiğinden ikisi de sakinleşmişti ve Draco her zaman ki şefkatiyle yaklaşıyordu Harry'e

"Ben burada uyurum."

Draco ona anlayış gösterdi ve ilk geceden zorlamak istemedi. "Öyleyse sen yat yatakta, ben uyurum burada."

"Seni rahatsız etmek istemiyorum. Burada uyuyabilirim."

"Harry, boynun hâlâ çok hassas ve kanepede yatacak kadar iyi değil. Gel, seni yatağa götüreyim"

Harry onun sönmek üzere olan ateşin kızıl ışıklarında parlayan gözlerine baktı. Ona nasıl aşık olduğunu, neden aşık olduğunu, neyini gördü de aşık olduğunu anlayamadı. Hâlâ bu yaşadığı imkansız geliyordu. Draco'nun yardımıyla ayağa kalktı ve topallayarak yatak odasına girdi. Şuan eşi olduğu adam kendisini yavaşça yatağa otutturmuş ve bir dizinin üstüne çöküp terlikleri ile çoraplarını çıkarmıştı.

"Ben yapardım."

"Sen hastasın."

Ayağa kalktı Draco. Gardıroba gidip Harry için rahat yataklıklar çıkardı. Sonrada doktorun vermiş olduğu ilaç ve merhemleri de Harry'nin yanına bıraktığında, hastaneden kalma üstünde ki kazağı soymuş, yatağa dizinin üstünde girerek arkasına girmişti.

"Gördün mü kendini?"

"Hm?"

"Aynada diyorum, kendini gördün mü?"

"Yok, daha görmedim"

Draco elinde ki merhemi bıraktı, uzanıp komodinin üstünde ki oval yüz aynasını eline alıp Harry'e verdi. Sonra da parmaklarına merhem sıkıp Harry'nin yaralı sırtına masaj yapmaya başlamıştı.

On sekiz yaşında ki Harry, yirmi sekiz yaşında ki yüzüne bakarken gözlerini kırpıştırdı. Yüzünde ki hatlar tam ortaya çıkmıştı. Hafif kirli sakalı vardı ve on sekiz yaşında ki halinden daha da yakışıklı görünüyordu. Saçları hâlâ karmakarışık ama daha oturaklıydı. Kaşının üstünde derin bir yara, sağ alt dudağı patlamış ve sol elmacık kemiği şişmişti. Yaralarına rağmen iyi görünüyordu.

Kendini hiç beğenmeyen ve özgüven eksikliği yaşayan Harry, yüzünde ki yakışıklılığı görünce gülümsemiş ve kendini beğenmişti. "Ginny beni görünce eminim pişman oluyordur evlendiğine. Çok yakışıklıyım."

Draco sessiz kalmıştı.
Harry onun 'Ginny' adını duyduğu zamanlarda sessiz kaldığını fark etmişti. Ona karşı ayıp ettiğini fark edince, birdaha Ginny ile ilgili düşüncelerini kendine saklamaya karar verdi. Gerçi, buna dikkat etmeyeceğini kendisi de biliyordu. Sevmiyordu çünkü Draco'yu.

İn Time Journey Where stories live. Discover now