5.NOTA🎵

33 4 0
                                    

"Müzikten anlayan kulağa söyle şarkını..."

*Shakespeare

"Şehit öğretmen Şenay Akbüke Yalçın'ın anısına

Ups! Gambar ini tidak mengikuti Pedoman Konten kami. Untuk melanjutkan publikasi, hapuslah gambar ini atau unggah gambar lain.


"Şehit öğretmen Şenay Akbüke Yalçın'ın anısına..."


Ankara/Etimesgut

Ankara'nın en gözde yerlerinden birinde, Etimesgut'ta bir yalı da
Temiz sandığı ama aslında ciğerlerini çürütecek kadar kirli olan havayı içine çekti. Cihanşah Erkuran...
Elinde tuttuğu aslan işlemeli bastonuyla, ormanın yeşiline dalıp gitmişti gözleri. Cebine sıkıştırdığı köstekli saatine baktı.

Derin nefesler alıp verdi. Torunundan haber bekliyordu. O köyden alacağı bir basın yayını onu halkın gözünde daha da yükseklere taşıyacaktı.
Ailesine ve şöhretine düşkündü.
Bu şöhretin kaynağıda belliydi.

İllegal işler...

Yıllarca çalışıp didinip yüksek bir mevkiye getirdiği şirketleri şuan onlara büyük bir gelir sağlıyordu.
İki oğlu ve üç torunu onun tek varisiydi. ama en çok da çınar'a düşkündü. Çünkü diğer üç torununun onun yaptığı işlere ayak uydurmasından şüphe ediyor, aynı zamanda çınar kadar zeki ve para meraklısı olmadığını gayet iyi biliyordu.

Erkuran'ları ondan sonra ayakta tutacak tek kişi onun için çınar'dı.
Hem oğullarından hem de torunlarından umudu kesmişti.

Yıllar evvel...

Artık yaşlılığı sadece bedende değil ruhunda da hissetmişti. Kalbi zayıflamış, ciğerleri havayı kabul etmiyordu. bazen boğuluyormuş gibi hissediyordu.

Karısı Müjgan Erkuran'ı kaybettiğinden beri onun için aşka olan saygı da kaybolmuştu. Müjgan'dan sonra aşk nedir bilmez oldu. Yeni karısı Leyla Erkuran yerini dolduramasa da ona Sevgi verecek bir kadının kenarda durması içini rahatlatıyordu. Oğlu Cevahir Erkuran her ne kadar Leyla'dan nefret etse de
Her seferinde duyduğu saygı nefretinden önce geliyordu.

Yanında elinde telefon ile duran uşağı
Ehram, "Beyim, gelininiz demgüzar hanımlar sizinle konuşmak istiyor."
Dedi tok Bir sesle. Başını hafifçe yana çevirip telefona ters bakışlarla baktı.
Ehram'ın elinden telefonu alıp kulağına dayadı.

"Alo!" Dedi sinirli ve sert sesiyle.
"Alo, baba. Nasılsınız?" Diye sordu korkak bir sesle demgüzar. Cihanşah bey, bir işin halledilememesinden nefret eder, ses tonundan anlardı.
İnsan sarrafı bir adamdı.
Bazısını gözünden, bazısını ses tonundan tanırdı. Yılları insanların bu davranışlarını tanımakla geçmişti.
Acı olaylar ona günün sonunda büyük tecrübeleler getirmişti.

BARUT'UN NOTA'SITempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang