12.NOTA🎵

17 0 0
                                    

"Can verme gam-ı aşka ki aşk âfet-i cândır; aşk âfet-i cân olduğu meşhûr-ı cihandır."

"Kanadı paramparça bir kuştum. Oysa ki ne de çok seviyordum özgürce uçmayı..."


-ANKARA---

Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.

-ANKARA-
-
-

GEÇMİŞ ZAMAN-


Elinde rengarenk, çeşit çeşit rengin bulunduğu bir allık kutusuyla diğer elinde fırça ile ayna karşısında süsleniyordu şimal.
Yüzünde onu hiç andırmayan bir makyaj ve içinde kendini çıplak bile hissettiği elbiseler vardı üzerinde. Aynadan kendine bakarken, bir yandan da elmacık kemiklerine allık sürüp solmuş tenine renk vermeye çalışıyordu.

Odanın içi sade nargile ve sigara kokarken, içki ve rakı kokusu daha baskındı. Kokusu midesini bulandırırken, dayanmaya çalışıyordu sadece birkaç saatliğine. Arkada bulunan boydan aynaya bakmak için yerinden kalkmaya yeltendi. Giydiği yüksek topuklular ile bir hışımla kalktı ayağa. Yavaş yavaş yürüdü aynaya doğru. Kendine baktığında, kendini görmüyordu. Kendini, olduğu gibi görmüyordu.

Uzun platin sarı saçları omuzlarına tel tel dökülmüştü. Saçlarını okşadı yavaşça.
Gözleri başka yere dalarken, aklında sadece o vardı.

Çınar erkuran...

Ankara'ya aheste ile birlikte üniversite okumaya geldiğinde, elinde beş kuruş olmayan zavallı bir kızdı. Ne ev tutmaya ne de eğitim masraflarını karşılamaya gücü vardı. Bir annesi vardı birde abisi.
Abisinin yüzünü bir kere olsun görmemişti. Asker bir adamın yüzünü ancak fotoğraflardan ya da görüşmelerden görürdü.
Abisi asker olup başka bir şehre göreve giderken, annesi birlikte tek başına kalmıştı.
Aydan aya abisinin gönderdiği bir miktar parayla geçinmek zordu.

Üniversite için dershaneye gitmesi gerekiyordu. Durumları el vermediğinden, onu da gerçekleştirememişti.
En son başvurduğu bir dershanede bursluluğu yeteri miktarda kazanamadığı için dershaneye gidememişti. Hayat bir sille de burdan vururken ona, pes etmek istemedi. Ya da pes etmemeye çalıştı. Aheste sayesinde. Ona güç veriyordu. Her zaman destek veriyor, yanında olduğunu hissettiriyordu hem maddi hem manevî anlamda.

Ama bir yere kadar gelen bu mahcubiyetin artık son bulmasını istedi. Kendi parası ve emeği ile okumak, ona destek olmak istiyordu.
En son gittiği dershanenin kaybettiği sınavında, belkide daha önce başına gelmemiş birşey yaşamıştı.
Ona bir süre ücretsiz eğitim alabileceğini, iş bulunca borç olarak geri ödeme yapabileceğini söylemişti dershane sahibi, Cevahir erkuran.

BARUT'UN NOTA'SIWhere stories live. Discover now