🎶 Bölüm 13: Yarayı Kapatan Çiçek Kokusu🎶

120 7 0
                                    

Helloooo

14.02.24'

Bölüm şarkısı: Model-Ağlamam Zaman Aldı

________________________________

Kendimdeydim.

Hiç olmadığım kadar kendimdeydim, hiç olmadığı kadar ait hissediyordum ve yine hiç olmadığı kadar yaşıyordum.

Karşımda polis arabasının çakarları yanıp sönerken bir an geçmişe gitmiştim.

Canımın yandığı geçmişe.

"İyi günler Poyraz. Bir nevi çeteyi çökertmeye yardım ettiniz" demişti polis. Üzerinde üniforma yoktu. Poyraz Bey, gözünde zerre bir acıma duygusu olmadan polise bakıyordu.

Polis arabasında elleri kelepçeli duran onun oğlu değilmiş gibiydi.

"Küçük hanım en kısa zamanda  karakola gelerek ifade verirse çok memnun oluruz" dedi polis. Sakince başımı salladım "elbette, yalnız bugün dinlenmek istiyorum" dediğimde sesim beklediğimden de yorgun çıkıyordu. Öncelikle oğullarının yaptığı şeyleri Poyraz Bey ve Lale hanıma anlatmalıydım.

Sakince nefes aldığımda polis başını sallayıp Poyraz Bey ile el sıkışmıştı. Onlar büyük bahçeden ayrılırken ben Lale hanıma baktım. Çocuklarına düşkün bir anneydi, oğlundan ayrı kalmak ona iyi gelmeyecekti diye düşünüyordum fakat umduğum gibi değildi. O, bana gülümseyerek bakıyordu.

Polis arabasının gözden kaybolması ile hızlıca beni kolları arasına almıştı.

Kolay değildi onun için, anlıyordum. Oğlu dün beni zehirlemişti ve onun nasıl bir cani olduğunu en iyi ben biliyordum.

Akrep zehirliydi fakat kendi zehri onun sonu oluyordu.

"Çok korktum, dün seni öyle görünce çok korktum Nehir!" dediğinde sesi titriyordu. Sakince ondan ayrıldım. "Teşekkür ederim, çok mutlu ettiniz beni fakat artık iyiyim lütfen siz de iyi olun" dediğimde Rüzgar hiç tereddüt etmeden bana sarılmıştı.
"İyiyim, Rüzgar " dediğimde güldü. "her zaman iyisin ki" dediğinde ağır ağır başımı salladım.

Bu olay iyi ki hafta sonuna denk gelmişti çünkü okuldan yeterince uzak kalmıştım.

"Çok özür dileyerek yemek yemek istediğimi söylesem çok mu absürt olur?" dedi Ahen. Gülümsedim, moralim gayet yerindeydi aslında. "Bende acıktım" dedim omuz silkip.

"Tamam o zaman, hızlıca yemek yemeye gidelim çünkü birazdan kendimi kemireceğim açıktan" dediğinde başımı salladım.
O önden içeriye girerken Umut onu takip etmişti. Lale hanım Poyraz Bey ve Rüzgar'a bakarak içeriye girmişti.

"Yoruldun, yorgunsun" dedi Poyraz Bey. Aceleci bir şekilde konuşuyordu fakat buna rağmen cümleleri yeterince özenle seçmiş olduğunu gösteriyordu. Hatta belki bu konuşmayı pmanlamıştı.
"Karşında konuşmak çok zor Minelya, öyle zor ki sana ne dersem diyeyim eksik kalır" dediğinde sessizce onu dinliyordum. Önünde kan kusmuştum ve tam 17 saat boyunca bedenim acı içinde kıvranmıştı. Bütün bu anlara hep şahitlik etmiş bir adam vardı karşımda fakat bilmediği tek şey önceden her hafta aynı acıyı yaşadığımdı.
"Seninle konuşurken elli yaşında bir kadın ile konuşuyorum. Öyle yaşlı bir ruha sahipsin ki, hayır bunu yanlış anlama, amacım kötü değil. Ben senin babanım ve canımın canı yansın istemem" dediğinde artık bana bakıyor değildi. Arkasını döndü bana, Rüzgar benim arkamdaydı. "İçinde bir mezarlık var, o mezarları her geçen gün büyütüyor gibisin Minelya, ölüler o kadar çoğaldı ki artık gözlerinde görüyorum onları" dediğinde Rüzgar sesli bir nefes verdi.

Aşk Resitalleri Where stories live. Discover now