🎶 Bölüm 16: Geç Kalan Aşkın Resmi🎶

22 5 0
                                    

Keyifli okumalarrrr ✨

21.04.24'

Bölüm şarkısı: Silüet-Senin Olmak

_________________________________

Gün ışığı misali hayatın anlamı olanlar vardı.
Ne kadar acı çekersek çekelim bunların tek bir gülüşü yetiyordu bize. Bende o kişi yok sanıyordum.

Ailem olmuştu benim. Bir annem, babam, üç abim ve tam dakikalar önce bana aşık olduğunu İstanbul'a duyuran çocuk.

Ateş.

Gözlerini yıllarca çizdiğim, yanı başımda olan o çocuk...

Neydi beni ona bu kadar kör eden?

Ateş, yeşil gözlerinde bir dünyayı barındıran o çocuk.

"Seni manyak gibi seviyorum. Küfürlerimden, Ankara'dan, arkadaşlarımdan ve kendimden vazgeçecek kadar çok seviyorum seni" dedi bir kez daha.
Aşk neydi?

Süslü cümleler mi gerekiyordu onu anlamlandırmak için?

Aşk ne olabilirdi bunu bilmiyordum. Fakat yandığım o gözlerin sahibi bana aşık olduğunu söylerken bunu gözardı edemezdim.
Üstelik zaman hızla geçerken ve insanlar toprak olurken.

"Ne olur Minelya, acı çektirme bana daha fazla. Adkadaşın olmak istemiyorum, beni sevmeni istiyorum. Her gün başkasını sevecek korkusu yaşamak istemiyorum" dediğinde yeşil gözleri dolu doluydu.

"Ateş" dedim sakince. Başımı iki yana salladı. Koyu kumral saçları uzamıştı ve üzerimize yağan Mart ayının yağmuru Ateş'i yakıyır gibiydi. "Ne olur bak dizlerimin üzerine çöker öyle tekrar ederim gerekirse. Bir şans ver bana ne olur! " dediğinde gerçekten ne diyeceğimi bilemiyordum.

Beni seviyordu.

Çoğu zaman göstermesem bile krizler geçiriyordum, insanların bana dokunması ölüm gibi geliyordu. Günlerce kendimi odama kapatıyor ve bir şey bile yiyemiyordum.

Bunları bilmediği için beni seviyordu.

"Sandığın gibi biri değilim" dedim sakince. Başını iki yana salladı "umrumda mı sanıyorsun? Öğrenirim Minelya, yemin ederim canını yakmam. Sadece bir şans" dedi yalvararak.

"Biraz düşünmem için müsade et bana. Olur mu, kendi aklımda yerine oturmayan şeyler var" dediğimde başını salladı. "Gitme benden yeter" dedi. "Gitmem sadece biraz izin ver olur mu? Şimdi eve girmem gerek" dediğimde aceleci bir veda edip büyük bahçe kapısından içeriye girdim.

Üzerime akan yağmur ile bir süre öylece bahçede durdum.

Esen rüzgar bedenimi üşüme hissi ile sararken ıslak saçlarımı geriye itip kapıyı çaldım.

Evdeki herkes alışmıştı artık. Sürekli ıslak bir şekilde geliyordum eve.

Kapı Özgür tarafından açılırken gülümsedim fakat o benim aksime gülümseyerek bakmıyordu. "Özgür, iyi misin? " dediğimde "değilim" demişti. "Biraz konuşmak ister misin?" demiştim. O an Özgür beni şaşırtarak bana sarılmıştı.

"Özgür, sen... Ne? " dedim birden. Şaşkınlık içindeydim. Evet pisikoloğum defalarca abilerime adım atmamı söylüyordu fakat ben hep geri planda duruyor, bana gelmedikçe onlara gitmiyordum.
"Of Minelya! " dediğinde kollarımı ona doladım.

Evet, onlara abi demek istiyordum fakat bunu nadıl yapabilirdim.
Dün yemekten sonra Lâle Hanım'a anne demiştim fakat bu benim için bir sorun değildi.
Anne ve baba benim için normal kelimelerdi. Abi... Abi demek zordu.

Aşk Resitalleri Where stories live. Discover now