15

825 104 11
                                    

Ona güvenmekle hata yapmadığımı baştan biliyordum. Köpeği bizimle gelmesine rağmen asla bana yaklaşmamış, bir kere bile Obake'nin lafından çıkmamıştı. Orman koşusunu sorunsuz atlatırken kendimi tam koltuğa atmak üzereydim ancak belimden tutan iri el bunu engellemişti.

"Dinlenebilirsin demedim?"

"Lütfen ya." Kaşlarını iki kere yukarı kaldırıp, indirdiğinde oflamıştım. Yanan tenimi es geçmek istiyordum, eğer üzerinde düşünürsem bu gece uyuyamazdım.

"Ne yapacağız?"

"Neko bizi depoda bekliyor. Alet seçeceksin."

"Ne aleti?" Eli hala belimde dururken ikimizde yürümeye başlamıştık. Çek elini diye bağırmak istiyordum, dokunuşu beni eriyecek seviyeye getiriyordu.

"Kendini savunmak için, silah ya da başka bir şey."

"Ben korkarım." Birden bana dönüp, beni kendine çektiğinde ağzım açılmıştı.

"Korkmadığın bir şey var mı küçüğüm?" Elimi göğsüne koyup, salak salak suratına bakarken boşta kalan elinin orta parmağı ile çeneme baskı yapmış ve açık ağzımı kapatmıştı.

"Geç kalacağız." Geri çekilip, yürümeye başladığında elimi kalbime koymuştum.

"Senden." Çatallı çıkan sesim ile adımları durmuş, kafasını yan çevirerek bana bakmıştı.

"Senden korkmuyorum." Dudağının kenarı yukarı kalkarken birkaç adımda yanına varmış ve kıvrılan yere dudağımı bastırmıştım. Anında geri çekilip, yerini bildiğim depoya koşarken onun sert adımlar ile beni takip ettiğini biliyordum. Kalbim ağzımda atıyordu ve bu sefer korkudan değildi. Ne tepki vereceğini bilmediğim için koşmuştum. Sinirlenmesini istemiyordum.

"Sonunda ge- yanaklarının hali ne?" Neko cırtlak bir ses tonu ile konuştuğunda ellerimi yanaklarıma koymuştum, ateş gibi yanıyordu.

"Gece konuşacağız." Elime dokunan el ve kulağımın dibindeki ses ile yerimde sıçrarken Obake, dolabın önüne geçmişti. Açtığı dolapta bir sürü değişik silah, bıçak ve adını bilmediğim şeyler vardı. Dikkatimi direkt parlak metaller çekerken kendimi dolabın önünde bulmuştum.

Parmağımı uzatıp, son anda çekecekken Obake, bileğimi tutmuştu.

"Korkma, dokunabilirsin." İçlerinden en sivri olanın ucuna parmağımı belli belirsiz değdirdiğim an sızlayan parmağım ile şok içinde kalmıştım. Bastırmamış ya da sürtmemiştim ama anında tenimi kesmişti.

"Öldürücü bir bıçak. Kendine uygun olanı seçtin." Bıçağı yerinden alıp, avcumun içine bıraktıktan sonra tam ortaya geçmiş ve kollarını iki yana açmıştı.

"Bizi defalarca dövüşürken gördün, sıra sende." Bıçağı bırakacakken öksürdüğünde durmuştum.

"Yumruklarınla değil küçük, bıçağınla saldır."

Oluyor mu hiç bilmiyorum ama devam...

KAISEN -GAY Hikayelerin yaşadığı yer. Şimdi keşfedin