Cennet'in Melodisi

43*

Zeyss harika bir bölümle geldiiii

Oylamayı ve yorum yapmayı unutmayın

Instagram zeyswatty

Keyifli okumalar 😚

***

Kapının hızla açılmasının ardından salona tutulan ışık ile ayaklanıp dikkatleri üzerimize çektik. Işığı bize doğru tuttuklarında gözlerimi kısıp onlara doğru ilerlemeye başladım.

Emir, Fırat ve beden hocasını gördüğümde içim tamamen rahatlamıştı. "Çocuklar." dedi hoca. "Sizin ne işiniz var burada?!"

Kuzey'e doğru baktığımda onunda bana baktığını gördüm. "Uyuyakalmışız." dedim sadece.

Çatılı kaşları ile bize bakmayı bırakıp dışarı çıktığında Emir bana yaklaşıp kolumu tuttu hızla. "İyi misiniz?"

"Kurtlar yedi bizi." dedi Kuzey ve salona göz attıktan sonra Emir'e göz devirip salondan çıktı.

Emir onun arkasından gülerken Fırat göz ucuyla bize bakıp salondan çıktı. "Beni çekemiyor." diyerek koluma girdi Emir. Beraber salondan çıktığımızda Kuzey'in gözleri kollarımızı bulmuştu.

Emir gülmeye devam edince omzuna vurup geri çekildim ve yukarı çıkmaya başladım. "Nereye?" diye seslendi Kuzey.

"Eşyalarımız yukarıda Leyla!" diye bağırdığımda sesim okulun içinde yankı yapmıştı. Daha sonra onunda yukarı çıktığını duymuştum.

Sınıfa girip sıralara dokunarak düşmemeye çalışmıştım. Gözüm karanlığa alıştığı sırada hızla çantamı alıp telefonumun ışığını yaktım.

Kuzey sınıfa girip eşyalarını alınca beraber çıkıyorduk ki bir anda kolumdan tutup beni durdurdu.

Merakla yüzüne bakmaya devam ediyordum fakat o sessizce yüzüme bakmayı tercih ediyordu. "Bir şey mi oldu?" diye sordum sessizce.

Bana doğru biraz daha yaklaşıp kolumu yavaşça bıraktı ve yüzünü yüzüme doğru eğdi. "Ne yapıyorsun?" dedim nefesimi tutarak.

Sertçe yutkunup bekledi ve daha sonra yarım ağız güldü. "Sence de okul boşken çok ürkütücü değil mi?" diye sordu.

Anlamayarak yüzüne bakıyordum ki hızla doğrulup elimi tuttuğu gibi aşağı inmeye başladı. Son kata geldiğimizde elimi ondan kurtarıp önüne geçtim ve diğerlerine yaklaştım.

Emir'e bakıp, "Gidelim." dediğimde başını salladı ve beraber okuldan çıktık. Hızlı adımlarla okul bahçesinden çıktıktan sonra başımı yavaşça arkaya doğru çevirdim.

Fırat ve Kuzey henüz yeni okuldan çıkıyorlardı ve peşlerinden beden hocası çıkıyordu. "Neden telaşlısın?" diye soran Emir'e döndüm hızla.

"Ne telaşı?" diyerek yeniden yürümeye başladığımda gülerek beni takip etti.

"Bir şey söyleyeceğim ama vurmayacağına söz ver." dediğinde tersçe ona baktım.

"Söyle."

Hızlı adımlarla yürümeye devam ederken konuşmaya başladı. "Doğru söyle yukarı da seni öptü mü?"

Söylediği şey ile olduğum yerde durduğumda birkaç adım geri atıp telaşla bana baktı. "Tamam tamam, bir şey demedim!" diyerek kolumdan tutup ittirmeye çalıştı.

"Neden böyle düşünüyorsun?" diye sordum merakla.

"Bilmem, çok telaşlı davranıyorsun." dedi omuzlarını silkerek. "Kuzey'den kaçıyor gibiydin."