İyi okumalar.
.
.
.
.Sabahtan beri Taehyung'u arıyordum. Bütün sarayı gezmiştim ama onu hiçbir yerde bulamamıştım. Gördüğüm herkese de prensi soruyordum ama nafile. Kimse ne görmüştü ne de nereye gittiğini biliyordu. Evlilik haberinden sonra kaçmış mıydı acaba saraydan?
Bakmadığım bir yer olduğunu düşünmüyorum Nereye gitmiş olabilirdi ki?
Düşün Jeongguk, bakmadığın bir yer... ZİNDANLAR!!!
Tabii zindanlara bakmamıştım ki! Ya kral onu oraya tıkdıysa kaçmasın diye?
Atölyeye doğru giderken yönümü değiştirip saraya girdim ve sarayın altındaki zindanlara ilerledim. Merdivenlerden indikten sonra bu taş duvarlardan oluşan, buz gibi yere varmıştım. Muhafızlar beni durdurup neden geldiğimi sordu.
Ne diyecektim!?
"Buraları temizlemem söylendi bana o yüzden geldim."
"Temizlik yapmaya geldiysen nerede eşyaların?"
Nerede... Nerede... Hah!
"Şey temizlik odasında, çok ağır oldukları için taşıyamadım. Benim için getirmenizi isteyebilir miyim sizden?"
Muhafızlardan biri giderek birkaç dakika sonra geldiginde içeri girdik ve elindeki suyla dolu kovayı yere bırakarak eşyaları bana verdi ve gitti.
Eşyaları bir kenara bırakıp prensin hücresini aradım. Lütfen burada olsun!
En sonunda onu bulduğumda hücrenin içinde oturmuş başı dizlerinin üzerinde öylece duruyordu.
"Prensim!"
Sesimi duyduğu gibi başını kaldırıp bana baktı ve yanıma geldi.
"Jeongguk! Burada ne işin var?"
"Sizi arıyordum prensim. Tanrı'ya şükür ki buldum. İyisiniz değil mi? Bir şey yaptılar mı size?"
Başını iki yana sallayıp gülümsedi ve elini yanağıma koyup okşadı.
"Özür dilerim Jeongguk. Aşkımıza sahip çıkamadım."
"O nasıl sözdür prensim?"
"Bir aptal gibi sinirlerime hakim olamadım. Benim yüzümden oldu her şey. Şimdi ise..."
"... Evleniyorsunuz."
Gözlerinden yaşlar akmaya başlayınca ellerimi parmaklıklardan içeri sokup yanaklarına süzülen yaşları sildim ve gülümsedim.
"Ağlamayın lütfen."
"Bugün evleneceğim prenses gelecek. O yüzden tıktı beni buraya, kaçmayayım diye."
"Sizi nasıl çıkaracağım?"
"Kaçsam bile yakalarlar Jeongguk. Elimden hiçbir şey gelmiyor."
"Yapabileceğimiz bir şeyler mutlaka olmalı. Bu şekilde bitmesine izin vermeyin!"
"Sana gelen tüm yollar kapalı Jeongguk'um. Elimden gelse ben yapmaz mıyım?"
"Ben kralla konuşsam? Hiç görüşmeyeceğiz, evlendirmeyin desem?"
"Bir işe yaramaz. Kral o, seni dinlemez ki."
Hiçbir çıkış yolu yoktu. Prens istemediği biri ile evlenecek ve hayatı mahvolacaktı.
"Hepsi benim yüzümden. Jong Hyun Efendi beni uyardığında onu dinlemeliydim."
"Aşk bu sevgilim. Karşı koyamazsın ki."

ŞİMDİ OKUDUĞUN
Incompetent Painter
FanfictionJeon Jeongguk, küçük yaşında ailesinden koparılarak saraya, resim ustasının yanına çırak olmuştu. Çizimlerini geliştirmeye çalıştıkça ustası beğenmiyor ve her yaptığı çizimi yırtıyordu.