15

709 94 78
                                    


Hoş geldin canımın iiççii, iyi okumalar 💖

Yorumlarını bekliyorum ❤️‍🩹

Ani bir karar mıydı, kesinlikle.

Yanlış bir karar mıydı, belki.

Pişman mıydım, olacaktım ama şu an kesinlikle değildim.

Jungkook'un 'bana gidelim mi?' sorusuna cevabım ayağa kalkıp motora ilerlemek ve onu da peşimde sürüklemek olmuştu.

Eminim bir sevişirsek ikimizin de bu gerginliği bitecekti, hatta belki de bir daha doğru düzgün konuşmayacaktık bile ama dayanamıyordum.

Yolu gelebildiğimiz en hızlı şekilde gelmiştik, tabii yolda Jungkook rahat durmamıştı; sürekli tutunma bahanesiyle belimi okşamış, omzuma öpücük ve ufak ısırıklarını bırakmıştı.

Hâlâ duygusal boşluğunu benimle doldurduğunu düşünsem de bana da iyi gelecekti işte. Kafamdaki tüm saçma soruları bu şekilde çözecektim.

Motordan inip kasklarımızı çıkarır çıkarmaz tek koluyla beni kendine çekmiş, dudaklarımızı hırsla birleştirmişti. Eğer diğer kolu kırık olmasaydı eminim oradan oraya beni taşırdı, ki tek kolu bile beni yönetmesine yetiyordu.

Sırtım yavaşça kapıya yaslandığında kasıklarımı kasıklarına itip sürtünmemizi sağladım, böylece eli kalçama inmiş beni kendine bastırmıştı. Ben ise omuzlarına tutunup güç alıyordum, omuzları geniş ve cidden sertti. Vücudu ancak hayallerimde sahip olabileceğim kadar güzeldi.

Eli kalçamdan yanağıma çıktığında ben de iki elimi de beline indirip onu kendime çekmiştim, beli omuzlarına göre incecikti. Kaç dakika kapıda öylece öpüştüğümüzü bilmiyordum ancak sonunda kendimi kucağında bulmuştum, üstelik tek koluyla kalçamdan destek verip bunu yapıyordu. Ayrıca beni hiç zorlanmadan kucağına aldığını da belirtmek isterim.

"Bana sıkı tutun, kapıyı açacağım düşme sakın."

Bana uyarı geçmiş olsa da alçılı kolunu kalçamda hissedebiliyordum, sıkı tutunmasam bile o koluyla bile tutardı beni.

Kapı açılır açılmaz yeniden dudaklarımız birleşmiş, büyük bir hevesle öpmeye başlamıştık birbirimizi. İçeri girip beni kapıya yaslayarak kapattığında kısık sesle inlemiş, daha da bastırmıştım dudaklarımı dudaklarına. Ellerim yanaklarını bulmuş, olabildiğince öpmüştüm onu.

"Oha."

Daha da öptüm, bir an önce yatağa geçelim istesem de beni öyle güzel öpüyordu ki aceleciliğime kızıyordum. Dillerimiz bile uyum içindeydi.

"Duymuyorlar bile."

Sırtım kapıdan ayrılmışken, beni salonlarındaki masanın ucuna oturtmuş ve daha da öpmeye başlamıştı dudaklarımı. Kolu ağrımış olacak ki burada dinlenmemizi sağlamıştı eminim.

Eli sırtımdan kalçama kaymış, sertçe sıkıp belime kaldırmıştı elini. Benim iki elim de yanaklarından sertçe tutmuştu, o bedenlerimizi birleşik tutarken ben de dudaklarımızın ayrılmamasını sağlıyordum. Vücutlarımızın daha da temas etmesi için kollarımı boynuna dolayıp alt bedenimi de bedenine ittim, nefesimi kesmişti.

"Namjoon, bölmeden sıvışsak mı? Baksana duymuyorlar bizi."

"Mantıklı sevgilim, gel gidelim."

Jungkook'un dudakları dudaklarımdan kopup boynuma kaydığında gözlerimi araladım, elim ensesindeydi, öpüşlerinin hırçınlığı ise çok hoştu.

Gözlerimi tam kapatacakken kapıda gördüğüm Taehyung ve Namjoon ile hızlıca ittim Jungkook'u.

"Siz ne zamandır buradasınız be?!"

Bu Mahalle Jungkook'u İyi Tanır |Kookmin|Dove le storie prendono vita. Scoprilo ora