Oups ! Cette image n'est pas conforme à nos directives de contenu. Afin de continuer la publication, veuillez la retirer ou mettre en ligne une autre image.
İki Hafta Sonra...
Sarp'ın öldüğünü hala içimde bir yer kabul edemiyordu. Her sabah gözlerimi açtığımda yanı başıma bakıyor ve ona günaydın demek için odasına gidiyordum ve her odasına girdiğimde bomboş bir his doluyordu içime. Yokluğunu her güne uyandığım zaman aynı taze acıyla hissediyordum ve o an içimde bir şeyler her gün daha derin kopuyordu.
İlk günler gözlerim hiç yaşamıyormuş gibi hissediyordu. Sanki dünyada ki her şey durmuş ve ben tek başıma kimseye görünmeyen bir boşlukta kaybolmuşum gibi. Ama sonra her anı, her hatırasını yaşadıkça daha da derinleşiyordu bu acı.
Kendimden kaçmaya çalışıyordum çünkü en çok kendimden nefret ediyordum. Onu kurtaramadığım için, onu ölümün elinden alamadığım için...
Sırtımda bir el hissettiğimde yatağının dibinde ki yere oturmuş t-shirtine yüzümü gömmüş başımı da yatağına indirmiştim. Başımı hafifçe kaldırıp açamadığın gözlerle Demet'e baktım.
"Yudum... Hadi gel bir şeyler ye." dedi sırtımı okşamaya devam ederek.
"İstemiyorum aç değilim." dedim kısık sesimle.
Demet yanıma çöküp sırtımı okşamaya devam ederek konuştu.
"Lütfen... Bak iki haftadır ağzına lokma sürmedin. Zaten sancın olduğunu söylüyorsun iyice hasta olacaksın-"
"Bırak... Bırak da öleyim." dedim titreyen sesimle.
"Zaten yaşamayı haketmiyorum. Ölüm benim kurtuluşum olur."
Sesimde ki o keskin çaresizlik kalbimi bir kez daha kesmişti.
"Rüyamda görüyorum onu Demet..." dedim ağlamaya başlayarak.
"Yalvarıyor bana, yardım istiyor, korktuğunu söylüyor. Karanlıkta olduğunu söylüyor. O karanlıktan nefret eder..."
Kollarımın arasında sıkıca sarıldığım t-shirtiyle birlikte ağlamaya başladım.
"Bu acı hiç geçmeyecek Demet... Beni kurtar diyor ama ona ulaşamıyorum. O gün... O gün yapmak istediği tek şey beni korumaktı. Beni kurtarmaktı ama..."
Sesim kısılmış ve dudaklarımdan bir hıçkırık kopmuştu.
"Beni korumak isterken, benim nasıl biri olduğumu anlatmak isterken öldü o..."
"Bu acı geçecek mi, zamanla alışacak mıyım, yoksa her şey hep aynı şekilde acı mı verecek... Aklımda hep bu sorular var ama hissettiğim tek şey... Her geçen gün acım daha da yoğunlaşıyor. Bu acıyı sadece ben hissediyorum ve bunu kimse görmüyor..."
"İşte buna inat ayağa kalkacaksın Yudum."
Demet bir anda titreyen sesiyle ciddi bir tınıda konuşmuştu.