Oops! This image does not follow our content guidelines. To continue publishing, please remove it or upload a different image.
"Siktir, siktir, siktir!"
Ezgin son kelimesini bağırarak söylemiş ve masaya vurmuştu. O anda kendimi sandalyeye atmış ve yere bakmıştım.
"Yudum, adres geldi."
Dicle'nin sesi koridorda yankılanırken çalışma odasına girip bana ve Ezgin'e bakmıştı.
"Biliyoruz." demişti Ezgin öfkeyle.
"Siz nereden..."
"Kameralarına ulaştık ama nasıl anladılarsa kameraya karşı konuşup sistemi etkisiz hale getirdiler."
Ezgin Dicle'ye karşı konuşmuştu.
"Nasıl?"
"Aklın ermez Dicle. Behiç nerede?"
"O..."
Bana baktığını hissedebiliyordum. Ama hala yere bakıyordum.
"Duygu ile odasında yanlarında da Sarp var."
Sarp'ın adını duyduğum anda sandalyeden hızla kalkıp Dicle'nin omzuna çarparak geçmiş ve Behiç'in odasının kapısını hiç düşünmeden açmıştım.
Sarp Duygu'nun kucağındaydı ve onunla sohbet ediyordu. Behiç ise telefonla konuşuyordu. Kan beynime sıçramıştı.
O anda hızla Duygu'nun üzerine gidip oğlumu ellerinden çekip kucağıma almış ve gözlerine öldürücü öfkemle bakarak konuşmuştum.
"Eğer oğluma bir kez daha bırak yaklaşmayı göz ucuyla bile baktığını görürsem ne sana ne de karnında ki bebeğine acırım duydun mu beni?"
Kız korkuyla gözlerime bakarken Sarp korkmuş ve boynuma sıkıca sarılmıştı. O anda Behiç araya girmiş ve beni itmişti. Sarp kucağımda geriye sendelenirken Dicle yanıma gelmişti.
"Yudum istersen Sarp'ı bana ver çok korktu."
"Kes! Yaklaşma!"
Dicle'ye gür sesimle bağırdığımda Sarp ağlamaya başlamış boynuma daha sıkı sarılmıştı.
"Bağırma."
Behiç Sarp'ın ağladığını duyduğunda bana karşı öfkeyle konuşmuştu. Bakışlarımı hızla Behiç'e çevirdim.
"Karını çocuğumdan uzak tut Behiç. En azından ben varken."
Sözlerimin ardından ikisine de arkamı dönüp hızla odadan çıktım. Sarp kucağımda hıçkıra hıçkıra ağlamaya devam ederken diğer odaya girip kapıyı üzerimize kilitleyerek yatağa gidip oturdum.
"Sarp..." dedim derin bir nefes alarak.
Boynumdan zar zor ayrılıp ağlamaya devam ederek konuşmuştu.