Hoppla! Dieses Bild entspricht nicht unseren inhaltlichen Richtlinien. Um mit dem Veröffentlichen fortfahren zu können, entferne es bitte oder lade ein anderes Bild hoch.
Sarp'ın sesiydi...
Kardeşimin sesi koca mekanda çatışmanın arasında tek bir hoparlörden yankılanıyordu. Tam beş senedir duymadığım ve neredeyse unutmak üzere olduğum sesi...
Sesini duyduğum anda sanki her şey dün olmuş gibi hissettirmişti. Bütün dünya durmuştu, kalbim göğsümden çıkacak gibi çarpmaya başladı. Gözlerim yanmaya başladı, kulaklarım sadece onun sesini duyuyordu. Hiçbir şey anlayamadım, hiçbir şey hissedemedim.
O an hiçbir şey umrumda olmadı. Ne kafamda dayalı olan silah ne de çatışma...
Yavaşça çöktüğüm yerden kalkıp ekrana baktım. Büyük bir ekranda kendini kameraya çekmiş Sarp vardı ve konuşuyordu.
'Bu videoyu sana yapıyorum. Çünkü öleceğimi hissediyorum. Bilmiyorum not yazdım ama yeterli olacağını düşünmedim.'
Benim ayağa kalktığımı ve ekrana baktığımı gören adamlar çatışmayı kesmişti. Bu durumda Çıra'nın adamları da çatışmayı bırakmış oldu. Etraf sessizliğe büründü.
'Eğer hissettiğim gibi ölürsem sana söylemek istediklerimi buraya da dökmek istiyorum-'
Bir anda ekran kapandı ve Sarp'ın yüzü gitti. Kaşlarımı çatarak etrafa bakındım. Adamlar her an saklandıkları yerde tetikte durmaya devam ediyorlardı.
Behiç'in arkamda durduğunu hissediyordum ve diğerlerine bakamayacak kadar donup kalmıştım.
"Videonun devamını merak ediyorsun değil mi?"
Çıra Yılkan saklandığı masanın altından çıkmış ve üzerini çırpmıştı. Bakışlarımı ona çevirdim. Yakasına yapışıp tekrar açmasını emretmesi için bağırmak istedim ama olduğum yere çakılmıştım.
"Ama ne yazık ki kalanını izleyemeyeceksin."
"Ne demek izleyemeyeceksin..."
Kurumuş boğazımla sesimi sabit tutmaya çalışarak konuştum.
"Eğer ekranın sistemine çökmeseydin hepsini izleyebilecektin ama sen yine kendi bildiğini yaptın ve ekranın sistemine çöktün. Bütün bu çatışmalar olmadan önce açtıracaktım."
Üzerini çırpmayı bitirmiş ve bakışlarını bana çevirmişti.
"Ama bu son yaptığın hiç olmadı. Meslektaşlarıma beni ifşa ettin ve beni geri dönülmez bir yola soktun. Bunun bedelini canınla ödeyeceksin ama öncesinde..."
Yukarı katta ki adamlara baktı.
"Sana bir sürprizim var. Sürprizi göstermeden önce bana bu adamların kim olduğunu söylemek ister misin? Zira benimle tek başına savaşacağımı söyleyerek racon kesiyordun. Sözünün eri sanıyordum seni."
"Eczacı hanım zaten sözünün eri bir kadın Çıra Yılkan."
Üst katta Halit'in sesi yankılandığında herkes üst kata bakmıştı.
