Bölüm 15

13.1K 569 166
                                    

*DÜZENLENDİ*

Bölüm 15

Ateş'ten;

“Hayatım iyi misin?”

Sorusunu yanıtsız bıraktım. İyi olmadığımı biliyordu. Uzatmasına ne gerek vardı.

“Bak, biliyorum üzgünsün a-”

“Bana üzgünsün diyip durma! İyi olmadığımı biliyorsun! Neden hala uzatıp da canımı yakmaya çalışıyorsun?”

Gözyaşlarını kirpiklerini kırpıştırarak göndermeye çalıştı. Bu sıralar fazla duygusaldı. Yaptığım her harekette gözleri doluyordu. Bu da benim canımı sıkıyordu.

“Ö-özür dilerim. Ben... Sadece yanında olduğumu bil istedim.”

Gözlerimi kapattım ve bana sarılmasına izin verdim. Topuklu ayakkabı giymediği için boyu göğsüme anca geliyordu. Onun en çok bu yönünü seviyordum zaten. Sarıldığımda kollarımda kayboluyor oluşunu...

Siktir... Ecem bile beni rahatlatamıyordu. Mira ile ilgili olan düşüncelerim bir yerde patlak veriyordu. Şu anda içeride can çekiyor oluşunu düşünmemeye çalışarak Ecem'e odaklanmaya çalışmıştım ama olmuyordu. Sohbet bittiği an aklıma miniğimin yeşil gözleri doluşuyordu.

Son gözyaşları geliyordu aklıma. Beni kendime getirmeye çalışırken attığı çığlıklar...

Başımı Ecem'in boynuna sıkı sıkı bastırdım. Düşünmek istemiyordum. Elime bir sihirli değnek verseler, yapacağım ilk şey düşüncelerimi ve hislerimi yok etmek olurdu.

“Şş, tamam. Mira iyi olacak. Gerçekten.”

“Gerçekten mi?”

“Gerçekten.”

Sesim bir çocuğun umut dolu sesi gibi çıkmıştı. Sanki annesinin en çok istediği oyuncağı alacağına dair söz vermesi gibi.

Kendimi geri çekip ayağa kalktım ve koridorda dört dönmeye başladım. Kanaması başladığından beri ameliyathanedeydi.

“Ateş Bey,” doktorun seslendiğini duyunca hızla arkamı döndüm. “Kanaması başladığında eş zamanlı olarak kalbi de durmuştu. Durumu iyi değil, hatta çok daha kötüye gittiğini söyleyebilirim. Vücudu kanı kabul etmedi. Yeniden kan verdik ama kabul edeceğini sanmıyorum. Birkaç günlüğüne makineye bağlayacağız. Eğer sonuç vermezse...”

“Ölecek.” diyerek kestim doktorun cümlesini. Başıyla yavaşça onayladı tek kelimelik cümlemi. Gözlerimi yumdum. Uyumak istiyordum. Uyumak, Mira uyanana kadar uyumak istiyordum.

Doktor gittikten sonra,annemin acı dolu feryadını duydum. Eğer Mira'ya bir şey olursa,kendimi asla affetmezdim. Annemin yüzüne bir daha asla bakamazdım.

Elimi Ecem'in elinden kurtardım ve yoğun bakımın önüne yürüdüm. Elimi cama yaslayarak koca yatağın içinde küçücük kalmış meleğime baktım. Çok zayıflamıştı. 5 gündür o aptal makinelere bağlıydı ve o makinelere az önce bir yenisi daha eklenmişti.

Koridordan geçen hemşireyi farkettiğimde, kolundan tutarak kendime çevirdim. Soru sorar bir şekilde baktığında ‘‘İçeri girmek istiyorum.” diye mırıldandım. İlk başta karşı çıksa da, ısrarlarıma dayanamayıp elime mavi elbiseyle bir saç bandı tutuşturdu. Maskeyi de verdikten sonra birkaç şey zırvaladı ve gitti.

Dediklerini umursamasam da harfiyen uygulayarak temizlendim. Yoğun bakıma girerek yatağa doğru ilerledim. Yanına oturduğumda, hiç farketmediğim bir şeyi farkettim. Annemin aldığı kolye boynundaydı. Ameliyattan sonra takmış olmalılardı. Normalde takmadıklarını biliyordum. Bu konuyu hemşireye sormalıydım. Belki bu kolye ona şans getirebilirdi.

Abim Where stories live. Discover now