Bölüm 29

6.6K 259 35
                                    

*DÜZENLENDİ*

Bölüm 29

Mira'dan;

“Güzel kızım benim. Seni çok özledim.”

Annem bir taraftan saçlarımı öperken bir taraftan da kemiklerimi kırarcasına sarılıyordu. Ben de onları çok özlemiştim. Bir aydır görüşmüyorduk. Fakat bir aydan daha uzun süredir görüşmediğim ve hala görüşemediğim biri vardı. Onu da çok özlemiştim.

“Ben de sizi çok özledim annem.”

Annem sonunda beni bıraktığında saçlarımı düzeltip bacaklarıma sarılan Mirel'i kucağıma aldım.

“Hala ben seni çok özledim. Bir aydır neden gelmedin?”

Küçücük çocuğa kaçırıldığımı söyleyip psikolojisini bozamayacağım için aklıma ilk gelen yalanı uydurdum.

“Tatildeydim bebeğim. Biraz kafamı dinlemek istedim. Ondan uzun sürdü.”

“Ben de seninle gelseydim.”

Alnından öpüp sorusunu yanıtsız bıraktım. Çünkü cevap versem daha bir çok soru soracaktı ve ben ayaküstü bir sürü yalan uydurmak istemiyordum.

“Ee hadi ama bırakın artık kızı da bir nefes alsın.”

Gülerek konuşan babama gülümsedim. Sabah gelip beni uyandırmıştı ve sonra da uzunca sohbet etmiştik. Babam pek sevgisini insan içinde gösteremezdi. Bu yüzden kimse yokken yanıma gelmişti.

“Ay doğru söylüyorsun Mehmet. Babaannecim sende in halanın kucağından.”

Mirel omuz silkip iyice bana yaklaştığında gülümseyerek daha sıkı sardım.

“Annecim iyiyim ben.”

Üzgün bir şekilde omuzlarını kaldırdı.

“Ne yapayım kızım? Bir aydır kafayı yemek üzereydim. Seni tekrar kaybetmeyi kaldıramazdım.”

Gülümsedim ve uzanıp yanağını öptüm.

“Merak etme annem. Artık hep yanınızdayım.”

Annem gülümseyerek bir şey söyleyecekken kapı çalınca susmuştu. Mirel'i koltuğa bıraktıktan sonra Ayten teyze yetişemeden kapıya koştum.

Tabi; kapıdaki kişiyi gördükten sonra iyi ki kapıyı ben açmışım diye düşünmeden edemedim.

“Şey, hoşgeldin.”

Evet; harika bir girişti cidden.

Elini ensesine götürüp saçlarını karıştırdı.

“Hoşbuldum. Biraz konuşabilir miyiz?”

Başımla onaylayıp salona döndüm ve annemlere haber verdikten sonra anahtarımı alıp evden çıktım. Beraber konuşmadan yürümeye başladık. Şu anda konuşmamamız benim için daha iyiydi. Çünkü konuşsak ne diyeceğimi bilmiyordum ve saçmalamaktan korkuyordum.

Sahile vardığımızda kayalara oturdu. Yanındaki kayaya yerleşirken göz ucuyla ona bakıyordum. Her zamanki gibi; mükemmeldi.

İlişkimizin en başından beri arkadaş ilişkisi olmadığını biliyordum. Çünkü onu birkaç kez gördükten sonra ona olan hislerimin arkadaşlıktan daha farklı olduğunu anlamıştım. Aşık olup olmadığımı bilmiyordum. Ama ondan hoşlanıyordum.

“İyisin değil mi?”

Başımla onaylayıp bakışlarımı yüzünden gözlerine çıkardım. Mavi yeşil gözleri denizdeydi. Ama düşüncelerinin başka bir yerde olduğu belliydi.

Abim Tempat cerita menjadi hidup. Temukan sekarang